Bu zencefilli içecekler inceltiyor

Bu zencefilli içecekler inceltiyor

ELMA, HAVUÇ VE ZENCEFİL SUYU

 

(8 kişilik)
Malzemeler: 4 elma
                        8  havuç
                        1 salatalık
                        2 küçük parça taze zencefil

Malzemelerinizi  kabuklu veya kabuksuz olarak katı meyve sıkacağına atıp 3 gün içerisinde tüketmelisiniz.

ZENCEFİL ÇAYI

 

Yaklaşık 1 santim uzunluğunda bir zencefilin kabuğunu temizleyin ve kaynamaya bıraktığınız suyun içine bırakın. 15-20 dakika kadar kısık ateşte tuttuktan sonra zencefilli çayınızı isteğe bağlo olarak tarçın ve limon dilimleriyle içebilirsiniz.

ZENCEFİLLİ KOKTEYL

 

Malzemeler:1 çay kaşığı rendelenmiş zencefil
                       1 salatalık
                       1 limon
                       1 lime
                       1-2 nane yaprağı
                       700 ml su

Salatalığı soyun ve ince ince dilimleyin. Sonra limon, lime ve zencefili de aynı şekilde dilimleyin. Bütün malzemeleri 2 litre suya nane yapraklarıyla birlikte ekleyin. Gece boyunca buzdolabında bekletin. Her gün 3 bardak, özellikle sabahları aç karnına ve yemeklerden önce içebilirsiniz.

SUPER ZENCEFİL

 

Malzemeler: 4 adet limon
                        5 cm taze zencefil
                        2 yemek kaşığı toz kırmızı acı biber
                        4 litre su (16 su bardağı)

Suyu tencereye alıp kaynatın.İçine 4 adet limon suyu ekleyip taze zencefili rendeleyip için atın. Son olarak kırmızı acı biberi de katıp, 15 dakika kaynatın. İsteğinize bağlı olarak içiceğinizi balla tatlandırıp, sabahları aç karına 1 bardak için. Günde 2 litre su içerek, en az 1 saat yürüyüş yaparak içeceğin etkisini artırabilirsiniz..

 

Bozcaada’da bağbozumu başladı

Bozcaada’da bağbozumu başladı

Bozcaada’nın merkezinde havada üzüm küspesi kokusu var. Çevredeki şarap fabrikalarına traktörler sepet sepet üzüm taşıyor. Hatıra eşyası satan stantların önünde sıra sıra üzüm sandıkları var. Allısı morlusu, sarışını, tombulu… Renk cümbüşü ortasında bir telaş bir telaş…
Hasat zamanı… Bağbozumu günleri…

Emeğin meyvesi alınıyor. Tam bir yıl sürmüş emeğin. Hatta daha fazlasının: Bağcılar için yılın 12 değil 13 ay olduğunu söylermiş eskiler. Dikilmesi, budanması, çapalanması, ilaçlanması vb. Hiç bitmeyen kaygısı da cabası: Acaba mahsul nasıl olacak?

 

İşte o sorunun yanıtının alındığı günlerdeyiz. Bağlarda insanlar var. Ellerindeki bağ bıçakları ya da makaslarıyla üzümleri kesip sepetlere ya da kutulara dolduruyorlar. Sonra başlıyor yolculuk: Sofralıksa pazaryerlerine, şaraplıksa fabrikalara…

Bu yıl yüzler gülüyor. Geçen yıl öyle değildi. Zamansız yağmurlar ve esmeyen rüzgârlar yüzünden bağlar hastalanmış, üzümler bozulmuştu. Özellikle beyazlar. Adanın efsanevi ‘çavuş üzümü’ mevsimi neredeyse boş geçirmişti.

NEYSE Kİ İYİ BİR YIL OLDU

 

“Bağbozumu değil, bağbozgunu” demiştim bir bağcı dostuma. “İnsan bozgunu” diye yanıtlamıştı.  “Aile bozgunu” da diyebilirdik ya da adanın bağlarını tez elden arsaya çevirmek isteyenlerin bayramı…

O kadar para harca, soğukta poyraz ciğerini sökerken ya da sarı güneş beynini pişirirken çalış, didin, uğraş… Sonuç sıfıra sıfır, elde var sıfır…  Hatta sıfır bile değil, eksi.  Bir sürü borç…

Neyse ki bu yıl  ‘iyi bir yıl’ oluyor! Alınan önlemler ve uygulanan yöntemler sayesinde  hastalığın etkisi sınırlandı, yağmurlar zamanında ve bol yağdı, rüzgârlar vaktinde ve güçlü esti. Bu yıl üzüm bol ve sağlıklı. Sofralıklarda da öyle, şaraplıklarda da. Şimdi hasat zamanı. Bağbozumu…

İLK KESİM DUALARLA
Bağbozumu, yani üzümlerin toplandığı dönem, ağustosun başından eylülün sonuna kadar uzanıyor. Ada Rumları, ilk kesimi 6 Ağustos’ta dualarla yapar ve onu kutlarlarmış. Şimdi de bazı firmalar, ilk kesimi yaptıkları günlerde kendi aralarında küçük kutlamalar düzenliyorlar. Hele mahsul iyi ise…

Evet, ‘iyi bir yıl’ olarak anılacak 2015. Adanın hemen tamamen bağcılık ve şarapçılıktan geçindiği, herkesin bağcı olduğu dönemlerde bile endermiş böyle yıllar. Hep bir şeyler ters gidermiş.  Tam her şeyin yolunda gittiğine inanıldığı sırada bir şey, diyelim haziranda yağan iri taneli dolu, bağları mahvedermiş.

 

Adanın bir bilge bağcısı, İrfan Aral bundan 20 yıl kadar önce bana şöyle demişti: “Kırk yıllık bağcılık hayatımda her şeyin iyi gittiği yılların sayısı dördü geçmez. Ama gene de bağlardan umut kesilmez.” Bir başka bilgeden (Will Rogers) esinlenerek şöyle diyebiliriz: “Bağcının iyimser bir insan olması gerekir, yoksa bağcı olamaz!..”

ARTIK HERKES BAĞCI OLMUYOR 
Adaya geldiğim yıllarda, yani 1980’lerin sonrasında, adada hayatın ritmini bağlar belirlerdi. Takvimi bağcılık takvimiydi: Budama zamanı, çapa zamanı, kükürt zamanı, bağbozumu… Hayat bir döngüydü. Her yıl aşağı yukarı aynı günlerde aynı şeyler yapılırdı. Herkes bağcıydı ya da bağlarla bir bağlantısı vardı.

Adaya gelmeden önce yabancı dilde bir dergi için yazacağım yazının araştırmasını yaparken bir ansiklopedide Bozcaada için şöyle yazıldığını görmüş ve gülmüştüm: “Bozcaada’ya insanlar farklı nedenlerle giderler ama sonunda hepsi bağcı olur.”
Artık öyle değil. Bozcaada’ya gelip yerleşenler artık otelci, pansiyoncu, lokantacı ya da garson oluyor. Adada hayatın ritmi turizm takvimine ayarlı: Bayramlar, tatiller, şenlikler, geziler… “İyi bir yıl” dediğinizde akıllara turizmin durumu geliyor.

 

BAŞKA BOZCADA YOK
Bu arada, bağcılık ve şarapçılığın geleceği konusunda derin kaygılar yaşanıyor. Kontrolsuz turizmin, rant tamahkârlığının, zevsizlik ve kültürsüzlüğün bu minicik pırlantayı yok etme olasılığı var. Aşırı yapılaşma, betonlaşma, kirlenme tehlikeleri sık sık adanın mendireklerini dövüyor. Biri bitti derken bir başkası geliyor. Oysa başka Bozcaada yok.

Yüzlerce yıl boyunca gezginler Ege’deki yüzlerce  ada arasında en iyi şarapların Bozcaada’dan (Tenedos) çıktığını yaza yaza bitirememişler. Adanın insansızlaştırıldığı dönemlerde bile, ıssız adaya çıkanlar pek çok yerin asmalarla kaplı olduğunu keşfetmişler. 20’nci yüzyılın ilk yarısında, Rumlar adadayken, Bozcaada şarap üretiminde bugün hayal bile edilemeyecek rekorlar kırmış. Mesleği onlardan devralan Türkler de ayakta kalmayı başarmışlar. Bozcaada denince akla üzümler ve şaraplar gelmeye devam etmiş.

HER YER ARSA OLMAYI BEKLİYOR  
Aslında, bu arada, Bozcaada’nın karşısına müthiş de bir fırsat çıkmış: Turizm ile şarapçılığı buluşturma ve ihya olma fırsatı. Son 25 yıldır dünyadaki en kârlı turizmin şarap bölgelerine yönelik turizm olduğu ortada: Toskana, Provence, NAPA Vadisi ve diğerleri…

Bozcaada’nın bunlardan eksiği yok, fazlası var. Peki, Bozcaada’nın bu potansiyeli desteklenmiş mi? Tam tersine, kösteklenmiş. Şarap üretimi ve tanıtımına getirilen engellerle, bir ara çok tutulan Şarap Tadım Günleri bile yapılamaz olmuş. Bunlara rağmen adalı firmalar çıtayı yükselterek adanın geleneğine ve şöhretine layık şaraplar yapma çabası içindeler…

Ancak adanın bağlık alanlarında ciddi bozulma emareleri var. 12 bin dönüm dolayındaki bağ alanlarının olsa olsa 4-5 bin dönümü için ‘bakımlı’ denebilir. İlk fırsatta arsa olmayı bekleyen bozulmuş bağlarla dolu her yer. Adanın has üzümü sayılan ‘kuntra’ ve ‘karalahna’ bağlarında yaşlanma dolayısı ile ürün azalıyor. Onların yenilenmesi şart.

 

Bağ alanlarının bozulmasını ve satılmasını kesin olarak engelleyecek yasalara ve kurallara ihtiyaç var. Adada sayfiye evleri olanların bağlarının bir üretim kooperatifince işletilmesi benim 20 yıl önce ortaya attığım ama hâlâ uygulanmamış olan bir proje. Bence canlandırmakta yarar var.

Bu yıl 4-6 Eylül tarihlerinde yapılan bağbozumu festivali, gelenlerin çoğunun bağlarla ilgisi ve bilgisi olmasa da, coşkulu geçti. Adanın eski patronu ‘bağcılık’ ile yeni patronu ‘turizm’ arasında bağlar kurmak üzere bu türden etkinlikler yararlı olabilir.
Çünkü şenlik nedeniyle adaya gelenlerden bir kısmı bağlara giderek, şarap fabrikalarını ziyaret ederek, bağcı sohbetlerine kulak misafiri olarak ilk kez bu zengin kültürle tanışıyorlar. Ve işte o zaman, Kuzey Ege’deki bu küçük adanın sıradan bir yer olmadığını anlıyorlar.

Tatil için türkiye sahillerden 80 öneri

Tatil için türkiye sahillerden 80 öneri

ASOS/ KAZ DAĞLARI/  AYVALIK

 

1-İda Blue Hotel/ Adatepe: Huzurun adresi.
2-İda Costa Hotel/ Assos: Alabildiğine Ege.
3-Teomida Hotel/ Burhaniye: Dev bahçe.
4-Ortunç Hotel/ Ayvalık: Eşsiz koy.
5-Ayna Restaurant/ Cunda: Balığın en iyisi.
6-Mola Hotel/ Cunda: Ev Rahatlığı.
7-Gulet Restaurant/ Küçükkuyu: Makul fiyat.
8-Limonata Hotel/ Assos: Ferah.
9-Cihat Usta’nın Yeri/ Assos: Balığın alası. 
10-Assosyal Hotel: Şaşırtıcı.

BODRUM

 

1-Caresse Luxury Collection Resort: Büyüleyici.
2-Il Riccio Restaurant: Tatlıları dillere destan.
3-No: 81 Hotel: 10 numara.
4-Kabuk Restaurant: Özel.
5-Limon/ Gümüşlük: Doğanın içinde.
6-29/ Tilkicik Koyu: Yemek ve eğlence.
7-Kuumsal Restaurant:  Bademli sufle yıkılıyor.
8-Garo’s Restaurant: Kalabalık kaçınılmaz.
9-Bella Sombra Hotel: Küçük ama şık.
10- Melengeç Restaurant: Farklı bir alternatif.

 

ALAÇATI

 

1-Alavya Hotel: Şık.
2-Alancha Restaurant: Lezzet mabedi. 
3-Langaza Restaurant: Sıradışı. 
4-Köyün Delisi Bar: Çok keyifli.
5-Traktör Bar: Ortam şahane.
6-Viento Hotel: Sıcak.
7-Kapari Bahçe Restaurant: Gözde.
8-Dondurmino Dondurma: Orijinal.
9-Zio Beach Plajı: Lezzetli sahil.
10-Alura Hotel: Keyifli.

DATÇA

 

1-D Maris Hotel: Dünyanın en iyilerinden.
2-Golden Key Hotel: Huzur.
3-Zephyros Hotel: İzole cennet.
4-Bozburun Yat Kulübü: Güler yüzlü.
5-İncir Restaurant: Meze, manzara.
6-Sardunya Restaurant: Başarılı.
7-Mehmet Ali Ağa Konağı: Geçmişe yolculuk.
8-Le Jardin de Semra: Lezzet ve caz.
9-Doğan Motel: Yalın ama hoş.
10-Doris Hotel: Yeni ve güzel.

ÇEŞME

 

1-Noni’s House: Kahvaltısı olağanüstü.
2-Marge Hotel: Ilıca’nın en güzeli.
3-Before Sunset Plajı: Gör-görül.
4-Fly-inn Plajı: Tıka basa dolu.
5-Tokmak Hasan’ın Yeri: Döner ve kuru fasulye.
6-İmren Lokantası: Tam bir nostalji.
7-Kumrucu Hüseyin/ Ilıca: Kumrusu 10 numara.
8-Dost Pide/ Ilıca: Pidenin kralı.
9-Yalı Balık/  Şifne Yolu: En tazesinden.
10-Ada Balık: Ayaklar denizde.

GÖCEK

 

1-Breeze Restaurant: Hak edilmiş fiyat.
 2-Q Lounge: Gün batımı.
3-Dursun Usta Et Lokantası: Etin alası.
4-West Cafe: Kahvaltı efsane.
5-D-Resort: Şık mimari.
6-Özcan Balık Restaurant: Doğru adres.
7-Olive Farm: Çiftlik ürünleri.
8-Dim Elit Hotel Restaurant: Denizin üzerinde.
9- Sailor’s Pub: Gerçek İrlandalı.
10-Koylar: Tersane, Göbün, Sarsala, Bedri Rahmi

KUŞADASI

 

1-Tranche Restaurant: İyi Şef.
2-Köy Sofrası: Kirazlı Kahvaltı.
3-Kazım Usta Balık Restaurant: Tek.
4-Dilek Yarımadası Plajları: Keyif. 
5-7 Bilgeler Hotel: Butik. 
6-Amara Sealight Elite Hotel: Ünlü.
7-Avlu Esnaf Lokantası: Ege yemekleri.
8-Marina Deniz Restaurant: Şık.
9-Selçuk Köftecisi: Bir efsane.
10-Karina Balık: Çok lezzetli.

 

ANTALYA

 

1-Nirvana Lagoon Suites & Spa: Adına layık.
2-Maxx Royal Kemer Resort: Muhteşem koy.
3-Kaya Palazzo Golf Resort: Orman içinde.
4- Regnum Carya Golf & Spa Resort: Şık.
5-7 Mehmet Restaurant: Mutlaka denenmeli.
6-Asmani Restaurant: Dünya lezzetleri.
7-Il Vicino İtalyan Restaurant: İtalyan lezzetleri.
8-Seraser Restaurant: Rafine lezzet.
9-İzmirli’nin Yeri: Ev yemekleri.
10-Kaison Sushi: Uzakdoğu lezzetleri.

 

 

Huzurlu bir tatil: Yayla, deniz, tarih, yemek… Size iyi gelecek birini seçin ve düşün yollara

Huzurlu bir tatil: Yayla, deniz, tarih, yemek… Size iyi gelecek birini seçin ve düşün yollara

BODRUM TURU

 

“Her şey bir arada olsun” isteyene
Bu yıl hayalini kurduğunuz Yunan adaları tatilini yapamadınız mı? Dert etmeyin. Bizim de aynı denizin bu yakasında birbirinden güzel plajları, hareketli gece hayatı ve zengin mutfağıyla “Bodrum”umuz var.  Bu turla sadece Bodrum’u keşfetmekle kalmayacak, Azmak Çayı, Gökova Körfezi’ni gezecek ve Didim Altınkum Plajı’nda yüzme molası vereceksiniz. Anıtur, 20-26 Eylül. Fiyatı: 429 TL. (0850 300 0 264)

BATI KARADENİZ TURU

 

Gönlünde yatan kasabayı arayana
Hani görünce “Keşke burada yaşasam…” denen kasabalar vardır ya, işte Amasra da onlardan biri… Tek farkı, Ege ya da Akdeniz kıyısında değil Karadeniz kıyısında olması. Burada yeşilin her tonunu görebilir, köy pazarlarında alışveriş yapabilir ve nefis yemekler yiyerek huzurlu ve sakin bir bayram tatili yaşayabilirsiniz. Tatilbudur, 24-25 Eylül. Fiyatı: 255 TL. (444 0 484)

BODRUM-GÖKOVA KÖRFEZİ TURU

 

Denizden vazgeçemeyene
Tekneyle Bodrum Limanı’ndan başlayan tur, Orak Adası, Çökertme, Yediadalar, Löngöz, Tuzla, Kargılı ve Pabuçburnu’ndan geçerek Bordum’a geri dönüyor. Her tarafınızı mavilik bürüsün ve günlük dertlerinizden biraz uzaklaşmak istiyorsanız bu tur ideal bir seçenek olabilir. Turda Kleopatra Adası’nda yüzme ve burayı yakından tanıma fırsatınız da olacak. Tatilsepeti.com, 20-27 Eylül. Fiyatı: 900 TL. (444 44 20)

KAPADOKYA TURU

 

Başka dünyaları merak edene
Başka gezegenleri merak ediyorsanız işte size uzaysız, mekiksiz bir fırsat. Kapadokya turu… Dünyanın dört bir yanından yüzbinlerce insanın görmeye geldiği UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ndeki Kapadokya, size kendinizi başka bir gezegende hissettirecek. Doğayla insanın el ele vererek nakış gibi işlediği Kapadokya’dan balon turu ve at safari yapmadan dönmeyin. Jolly Tur, 23-25 Eylül. Fiyatı: 379 TL. (444 0 644)

KLASİK KARADENİZ VE YAYLALAR TURU

Huzuru doğa ananın kollarında bulana
Orman sınırının üzerindeki yaylalar, şırıl şırıl dereler, canlı çeşitliliği ve yeşilin bin bir tonu burada. Üstelik havaların en güzel olduğu günlerdeyiz. Biraz kafa dinlemek ve huzur bulmak için birebir. Maçka, Sümela Manastırı, Atatürk Köşkü, Uzungöl, Altındere Milli Parkı, Atatürk Köşkü, Lustra ve Karestar Yaylası görülecek yerler arasında. Coraltravel, 26 Eylül-3 Ekim. Fiyatı: 549 TL. (444 0 684)

GÜMÜŞHANE SAKLI GÜZELLİKLERE YÜRÜYÜŞ TURU

 

Yeni bir yer keşfetmeyi arzulayana
Santa Harabeleri, Camiboğazı, Hanzeriye yaylaları, Kromni Kiliseleri, Meryem Ana Manastırı ve Kov Kalesi… Söz ettiğimiz yer Gümüşhane ve bu turla buranın tüm güzelliklerini adım adım yürüyerek görüp tanıyabilirsiniz.  Tur boyunca yörenin kendine has lezzetlerini de tatma olanağınız olacak. Tatilsepeti.com, 24-27 Eylül. Fiyatı: 1150 TL. (444 44 20)

EGE VE AKDENİZ TURU

 

“Huzur nerede ben oraya” diyene
Tatilde de olsa sıcak ve kalabalık sevmiyorsanız sizin zamanınız geldi demektir. Fazla kalabalık olmayan kumsallar, bunaltmayan güneş ve kalabalığın çekilmesiyle sakinleşen otel, pansiyon ve tatil beldeleri tam da bugünlerde olgunlaşmış meyve misali en lezzetli günlerini yaşıyor.  Ege ve Akdeniz sahillerini kapsayan bu turla tarihin içinde gezinerek sahillerimizin en güzel plajlarının tadını çıkarabileceksiniz.  Jolly tur, 25 Eylül-4 Ekim. Fiyatı: 829 TL. (444 0 644)

 

PAMUKKALE TURU

 

Sakin ama farklı bir seçenek arayana
Pamukkale, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alıyor. Yani dünyanın sayılı doğal güzellikleri arasında… Bu turda bir yanda bembeyaz travertenlerde akan suyun içine oturarak güneşin batışını izleyebilir, hem de bölgedeki Hierapolis gibi antik kentleri görebilirsiniz. Ets Tur, 23-27 Eylül. Fiyatı: 398 TL. (444 0 387)

 

KONYA MİSTİK MÜZİK FESTİVALİ TURU

 

Hoşgörü ve huzur peşinde olana
Mevlana Celaleddin Rumi’nin doğum yıldönümü etkinlikleri kapsamında düzenlenen festivale dünyanın farklı yerlerinden gelen sanatçılar katılıyor. Tasavvuf müziğini ve diğer kültürleri tanıma fırsatı bulacağınız gezide UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan Çatalhöyük de ziyaret edilecek. Fest Travel, 24-26 Eylül. Fiyatı: 850 TL. (0212 216 10 36)

 

URFA, ANTEP, ANTAKYA GURME TURU

 

Tarih ve lezzet düşkününe
Hem siz bayram edin hem de mideniz. Bu turla bir yandan dünyanın bilinen en eski yerleşim yeri Göbeklitepe’yi, Gaziantep’in tarihi çarşılarını ve Antakya’yı gezerken, diğer yandan Güneydoğu mutfağının en lezzetli örneklerini tadacaksınız. Deepnature, 23-26 Eylül. Fiyatı: 1479 TL. (0212 243 68 85)

 

LİKYA TURU

 

Kalbi Ege’de kalana
Ege’de hem geçmişin izlerini sürmek, mavi sularda kulaç atmak hem de eğlenmek isteyenler için ideal. Bölgenin kendine has lezzetlerinden oluşan zengin sofraları turun bir diğer cazip noktası… Tur kapsamında Kordon, Konak Meydanı, Çeşme, Ilıca, Alaçatı, Didim ve Efes Antik Kenti gezilecek. Anı Tur, 23-27 Eylül. Fiyatı: 599 TL. (0850 300 0 264)

KUZEY EGE TURU

 

Tarih ve doğadan hoşlanana
Çanakkale Savaşı’nın 100. yılında bölgeyi rehber eşliğinde gezeceğiniz bu turda Bozcaada’nın tarihi evlerini görüp plajlarında yüzebilirsiniz. Ayrıca Ayvalık’ta Assos harabeleri gezisi ve Şeytan Sofrası’nda günbatımı yapılacaklar listesinde. Tur Cunda Adası’yla son bulacak. Pronto Tur, 25-27 Eylül. Fiyatı: 429 TL. (444 91 92)

ESKİŞEHİR TURU

 

Anadolu’nun incisini merak edene
Doğal güzellikleri, enerjisi, kendine has lezzetleri ve tarihiyle Anadolu’nun en görülesi kentlerinden olan Eskişehir’i anlamak ve tanımak isteyenler için uygun fiyatlı bir fırsat. Kurşunlu Külliyesi, Cumhuriyet Eserleri Müzesi, Odunpazarı evleri, Atlıhan Tarihi Çarşı gezisi turun programlarından birkaçı. Ets Tur, 24-27 Eylül. Fiyatı: 328 TL. (444 0 387)

 

 

 

Günübirlik tatil gezi önerileri

Günübirlik tatil gezi önerileri

MOGAN GÖLÜ / ANKARA – 100 TL.

 

Ailece göl kenarında huzurlu bir gün geçirmek için ideal. Yanınızda oltanızı getirip tuttuğunuz balıkları pişirebilirsiniz. Olmadı, etleri (iki kilosu 80 TL), kömürü ve meşrubatı (yaklaşık 20 TL) yanınızda getirin, oturun. Basketbol, tenis ve futbol sahaları da var.

MELEN ÇAYI / DÜZCE – 94 TL.

 

Yol masrafını gözünüzde büyütmeyin. O yöne giden bir araçla yolculuğunuzu paylaşabileceğiniz BlaBlaCar’la İstanbul’dan Düzce’ye 17 TL’ye gidebilirsiniz. Melen Rafting’de 60 TL’ye ekip ruhunu yaşayın. Düzce Rafting’de 100 TL’ye kahvaltı, rafting, akşam yemeği, fotoğraf ve video dahil paketi seçebilirsiniz.

FORUM İSTANBUL AVM / İSTANBUL – 61 TL.

 

Sealife Akvaryum’da 83 metre uzunluğundaki Okyanus Tüneli’ni, 47 adet sergi tankında 5 binden fazla deniz canlısını göreceksiniz. Ardından Legoland’e geçin. Krallık Macerası Lazer Oyunu ve Merlin’in Çırağı’nın ardından 4D Sinema’da karakterlerin canlanışını izleyin. Ortak giriş bileti 61 TL.

TARİHİ YARIMADA / İSTANBUL – 55 TL.

 

İslamiyet ve Hıristiyanlığın simgeleriyle dolu Ayasofya’ya Müzekart (30 TL) alarak girebilirsiniz. Ardından mavi çinilerle süslü Sultanahmet Camii’ni gezin. Ara verip tarihi Sultanahmet Köftecisi’nde ızgara köfteyi 15 TL’ye yiyin. Son durak; 336 sütunla işlenen Yerebatan Sarnıcı’nı 10 TL’ye keşfedin.

ŞEHİR TURU / İZMİR – 85 TL.

 

Sabah Pasaport’a yürüyün. 20 TL’ye İskele’de kahvaltı yapın. Oradan Mask Müzesi’ne geçin. İşe güce dalıp ihmal ettiğiniz Asansör’e yönelin. Yolunuzun üzerinde bulunan Arkeoloji Müzesi’ni (10 TL) görmeden geçmeyin. Akşam yemeğini Asansör’de, Karşıyaka manzarasına karşı yiyin. Ortalama 55 TL.

BEYPAZARI / ANKARA – 57 TL.

Ankara merkez Etlik Otobüs Terminali´nden saat başı kalkan otobüslerle ulaşabilirsiniz. Gidiş-dönüş 22 TL. ‘Fatma Teyze’nin Yeri’nde gözleme ve ayranı (15 TL) deneyin. Gitmişken yöresel takılardan (20 TL) alın. Yol üzerinde satılan Ayaş domateslerini atlamayın.

BÜYÜKADA / İSTANBUL – 85 TL.

 

İstanbul’un en büyük adasına Bostancı’dan kalkan vapurla gidin (Gidiş- geliş 10 TL). İskelede yürüyüşün ardından Leydi Cafe’ye oturun, peynirli tost ve çay (6 TL) sipariş edin. Araba Meydanı’ndan 67 TL’ye kiralanan faytonla adanın tamamını görün.

KUŞADASI / AYDIN – 22.5 TL.

Tarih tutkunuysanız: Meryem Ana Evi (5 TL), St. Jean Kilisesi… Deniz, kum, güneş dilerseniz: Akyar, Kadınlar Denizi, Tavşan Burnu… Plajda mısır (2.5 TL), midye (1 TL) ve elma şekeri (3 TL) yemeli. Tuki’de 11 TL’ye adanın geleneksel sandviçi çarşaflı denenmeli.

KAPALIÇARŞI / İSTANBUL – 69 TL.

‘Rusya’dan Sevgilerle’ ve ‘Skyfall’ sahnelerini hatırlamak için: Önce Kapalıçarşı’da dolaşın. Parçacılar Sokak’taki Burç Kebap’ta Adana kebabı, ayran ve künefeyle karnınızı doyurun (22 TL). Mısır Çarşısı’nın önünde bir çay için, kısa bir Boğaz turuyla devam edin.

AYVALIK / BALIKESİR – 69 TL.

 

Sarımsaklı Plajı’nda doyasıya yüzün. Şeytan Sofrası’nda günü uğurlayın. Camileri, kiliseleri gezdikten sonra Bay Nihat’ta Ayvalık tostu (6 TL), üstüne papalina balığı (20 TL) ve lokma tatlısıyla karnınızı doyurun. Balıkesir merkezden Ayvalık’a 38 TL’ye gidip dönebilirsiniz.

 

JÜRİ
Mehmet Yaşin, Gezgin ve gurme
Saffet Emre Tonguç, Rehber ve gezgin
Serkan Ocak, Hürriyet Seyahat Yayın Yönetmeni
Aynur Tartan, TV Programcısı ve yazar
Erdal İpekeşen, Gazeteci
Faruk Pekin, Fest Travel sahibi

 

 

Kapadokya

Kapadokya

Neden şimdi?
Kapadokya’nın hazır caydıran sıcakları dinmişken, can yakan soğukları çıkmadan, tatlı tatlı esen gündüzleri bozmadan.

Özelliği ne?
Tarihi taşlara, tepelere gram zarar vermeden; doğal kaya oluşumlarını milim oynatmadan; sadece insan eliyle üç yıl süren bir restorasyon sonucu ortaya çıkmış. İddiaları bu. Doğal yapısı, duruşu iyi geliyor, sakinleştiriyor.

Hangi odasında kalmalı?
Balkonlu taş oda. Odanın içi çok geleneksel koksa da balkonu adamı fena çarpıyor. Önünüzde şarap kadehi, kımıldamadan saatlerce durmak istiyorsunuz. Bin yıllık taşları dinlemek ve konak hikâyeleri uydurmak…
 
Banyosu nasıl?
Balkon hariç, hemen her odanın en güzel kısmı. Bazılarında daha loş, daha modern, bazılarında taştan ve otantik.
Günü otelde geçirecekseniz… Sıkı kahvaltı ve akşam yemeği faslı dışında otel ve civarında çok da oyalanmamalı, muhtelif aktivitelere yüklenmeli.

 

Otel çalışanlarının/sahiplerinin kolu, bölgede yapabileceğiniz her türlü aktiviteye uzanabiliyor. Kimisi balon pilotu; gündoğumundaki balon turlarına katılım kolaylığı sağlıyor; kimisi ATV turları, yürüyüş atraksiyonları düzenleyenlerle yakın ahbap, hemen aracı oluyor.

En büyük artısı…
Tüm çalışanların yüzündeki tebessüm… Kırk yıllık ahbap gibi sarıyor, sarmalıyor. Her türlü kusuru, eksikliği örtüyor. Kapıda Lütfiye Hanım tatlı diliyle, mutfakta Soner Bey şahane menemeniyle tatilin en tatlı anısına dönüşüyor.

En büyük eksisi…
Lobisinden bazı odalarına, restoran bölümünden balkonuna yer yer insanın üstüne gelen ‘kitsch’ havadan kaçış yok. Yörenin doğal dokusu, geleneksel tarzı daha ‘yormayan’, daha ‘yeni’ duran bir dille korunabilirmiş.

Fiyatı:

İki kişilik oda&kahvaltı fiyatları standart taş odası için 270 TL. 4-5 kişinin kalabileceği Çavuşin Kalesi manzaralı ‘King Mağara’ süitin geceliğiyse yaklaşık 500 TL. Diğer süit odaların (‘executive’ ve ‘presidental’ fiyatlarıysa 375 – 450 TL arasında değişiyor.

Olur da yer bulamazsanız…
The House Hotel grubu Ortahisar Merkez’deki otelini nihayet tamamladı, yaz başı hafif bir açılış yaptı. Bölgenin şimdilik en iddialı, en popüler çocuğu. Lüks anlayışı her halinden okunuyor.

Adresi: Çavuşin, Avanos/Nevşehir,
www.phocascavesuites.com

Bayramda doğayla içiçe

Bayramda doğayla içiçe

BAYRAMDA YAYLALAR  

Kurban Bayramı’na özel rota çok ama fırsatları kaçırmamak için kararı son dakikaya bırakmamak gerekiyor. Bayramda Karadeniz’e gitmek isteyenler için Tamzara Tur, beş güne yayılan kapsamlı bir program hazırlamış. Trabzon’dan başlayan gezi, ilk gün Ayasofya Kilisesi, Atatürk Köşkü ve Sümela Manastırı’nda devam ediyor. İkinci günün durakları Çat Vadisi, Zilkale, Palovit Şelalesi, Çamlıhemşin Konaklar Mahallesi. Üçüncü gün Avusor Yaylası ve buzul gölü Büyükgöl’de geçiyor. Dördüncü gün Çağlayan Konakları ve Karagöl’e uğranıyor. Son günse Rize’de çay fabrikası, bez atölyeleri geziliyor. Son durak Sürmene. (Tamzara Tur, 23 -27 Eylül,  kişi başı 1050 TL, 0212 251 98 64)

EKİM GÖRÜNÜŞLÜ EYLÜL FESTİVALİ

 

1810’da at yarışı kutlamaları olarak başladı; ama şişede durduğu gibi durmadı. Almanya’da Bavyera eyaletinin başkenti Münih’te dev bira bardakları, eylülün ortasından itibaren iki hafta boyunca dolup dolup boşalacak. Evet, Oktoberfest her yıl olduğu gibi bu yıl da eğlenceyi fazla kaçırmak isteyenler için ideal. Adının içinde ‘ekim’ sözcüğünün geçmesine bakmayın, esas mesai eylülde; ekimdeki ilk hafta sonu mesele biter. Münih belediye başkanının bir fıçıya çeşme çakmasıyla festival başlar. Önemli uyarı: Biralar festival için özel üretiliyor ve normalden sert.

EN SÜRPRİZLİ HAVAALANI

Singapur’a Changi Havalimanı’nı görmek için bile gidilebilir. Birinci terminalde transit uçuşlarını bekleyen yolcular için bir havuz mevcut; çatıdaki kaktüs bahçesi göz alıcı. İkinci terminalinin yıldızı orkide bahçesi. Üçüncü terminaldeyse, bedava yararlanılan bir sinemayla birlikte tam bir sürpriz var: Kelebek bahçesi… 

EN ROMANTİK ÜLKE TÜRKİYE

İngiliz seyahat firması Momondo,  halkı tatillerde en çok romantik anlar yaşayan ülkeleri sıralamış. Bir numarada yüzde 35 ile Türkiye var. İkinci yüzde 34 ile İtalya ve üçüncü yüzde 29 ile İngiltere.

Puglia İtalya keşfetme turu.

Puglia İtalya keşfetme turu.

Puglia çok renkli ve çok değişik bir belde. İtalya deyince akla ilk gelen yer olmadığı için de çok özel. 16’ncı yy’da İtalya’nın güneyinde Napoli Kralı’ndan izin alınmadan hiçbir bina yapılamazmış. ‘Çizme’nin topuğu ‘Puglia bölgesinin’  toprak ağası ‘Gian Girolomo Acquaviva d’Aragona’  bu kuralın açığını yakalamış.

Sıva kullanmadan tek bir kişinin yapabileceği veya istenirse hemen yıkabileceği evler. ‘Trulli’ evleri bir teoriye göre de bizim Harran evlerinin kopyası. Etrüskler Kuzey İtalya’da yaşayan, çok ileri medeniyet sahibi, biraz da değişik bir kavim…

Yunanlı tarih babası Herodot’a göre, Anadolu kökenli bu değişik insanlar, zamanının diğer insan topluluklarının bir ‘tık’ ilerisinde imiş.
Gene bir teoriye göre, bu konik evler ‘Trulli’ evleri Etrüskler tarafından Harran’dan getirilmiş.

Bir teoriye göre Roma medeniyetinin de kökü. Yunanlı tarih babası Herodot’a göre, Anadolu kökenli bu değişik insanlar, zamanının diğer insan topluluklarının bir ‘tık’ ilerisinde imiş. Gene bir teoriye göre, bu konik evler ‘Trulli’ evleri Etrüskler tarafından Harran’dan getirilmiş bir inşaat şekli. Bana pek olası gelmedi açıkçası çünkü Trulli evleri harçsız kuru yapılıyor. Kırılması kolay.

Tabaka tabaka çıkarılan kireçtaşlarının gittikçe küçülen daireler halinde üst üste konulması ile yapılıyor. Kubbe tekniği ile yapılmadığı için en tepeye kadar çıkıp tepede bir kilit taşına ihtiyaç yok dolayısı ile en tepesi istediğiniz çapta açık kalabiliyor.    

 

Rehberimiz ‘Mimmo’ (bizim kamera ekibi çocuklar adını ‘Cemil’ koydular) Anadolu tipli bir adam, ısrarla bu tip yapı tekniğinin Anadolu’dan geldiğini söylüyor. Elinde kendi çizdiği Harran evleri ve ‘Trulli’ evlerinin eskizleri var.

 Eski formunda en üstü açık imiş ve baca vazifesi görüyormuş. Sonradan bacayı yana çekmişler. İki-üç odalı yapılar ve bir odası hayvanlar için.Mutfak ise konik çatıda en üstte, yiyecekler küflenmesin ve kuru kalsın diye. Evde döşemenin altı tamamen sıvalı bir sarnıç ve köşesindeki bir delikten kova ile su çekiyorsunuz.

UNESCO koruması altındaki bu evlerde artık yaşanmıyor.

YEMEK İÇİN MUTLAKA UĞRAYIN
Acıktık…. Müthiş bir yere götürüyorum sizi.

 

Kasabadan bir arkadaşımın ‘Fastfood di Pesce’ (Balık Fastfood) diye adlandırdığı ve ısrarla götürdüğü mekâna bayıldım. ‘Pescaria’yı son derece akıllı ve pratik buldum.

Çok sempatik ve girişken şef Lucio Mele ile uzun uzun sohbet ettim ve ikram ettiği nefis bir kadeh ‘Roze’ eşliğinde yediğim en lezzetli midye tavayı karton kutu içerisinden götürdüm. Pirinç ununa buluyormuş, bu sayede etrafında fazla hamur olmuyor ama banmak için tarator aradı damağım doğrusu. Tarator tarifini yollayacağım.

 Muhakkak uğrayın ama kalabalığından ürkmeyin, numara alıyorsunuz, sıra size gelir ve beklemeye değer. www.pescaria.it

8 SAATTE PİŞEN PATLICANDAN BİRŞEY ANLAMADIM

Michelin yıldızlı şef Angelo Sabatelli ile sahil kasabası ‘Monopoli’yi dolaştık ve alışveriş yaptık. 8 saatte pişen bir patlıcan yapacak bana! Kilosu 50 Euro’luk mantarları da alışveriş sepetimize ekledikten sonra, lokantasına yola koyulduk.

 

8 saatte pişen patlıcan soyulduktan sonra fritözde doğranmadan kızartılıyor. Soğuduktan sonra üzerine ağırlık konarak 1.5 santim yüksekliğe kadar hafifçe dağıtmadan birkaç saat içerisinde inceltiliyor. Uçları kesilerek dikdörtgen bir blok oluyor. 10 dakika 180 derece fırına giriyor ve sonra çektirilmiş zeytinyağı ve soya fırça ile sürülerek glaze ediliyor, tekrar fırına giriyor. Bu üç kez tekrarlanıyor.

Sonra tekrar üç kez altışar dakika soğuk ve fırın şoku yapılıyor. Tüm bu işlemler 8 saat sürüyor. Sonra burrata peynirin içi ve süsleri ile servis ediliyor. Açıkçası ben bu yıldızlı olma işini pek anlamış değilim, o beklediğim lezzeti de bulamadım veya çıta çok yüksek idi atlayamadım. www.angelosabatelliristorante.com

Türkiyedeki en güzel 10 bahçe

Türkiyedeki en güzel 10 bahçe

 ATATÜRK ARBORETUMU / İSTANBUL 

 


Hafta içi: Tam 4 TL, öğrenci 2 TL. Hafta sonu: Tam 10 TL, öğrenci 5 TL.

Bu güzelliği bilenlerin 1949’dan beri nefes almak için kaçtığı adres… Bitkilerin önünde bulunan tabelalardan türünü öğrenebiliyorsunuz. Göller, ördekler, kazlar, su kaplumbağaları ve ağaçlar…  Hâlâ gitmediyseniz çok şey kaçırıyorsunuz. 

 

 JAPON BAHÇESİ / İSTANBUL

 


Ücretsiz

2003’te Japonya’yla dostluğumuzun simgesi olarak yapıldı. Şu an tadilatta; ancak 20 Eylül’de Japon Kültür Festivali’yle yeniden hizmete girecek.

 

 HEVSEL BAHÇELERİ / DİYARBAKIR

 


Ücretsiz

700 dönümlük bahçelerin iki ay önce UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınması boşuna değil. Diyarbakır surlarıyla Dicle Nehri arasında uzanan bölgede 180’den fazla kuş türü yaşıyor.

 

 TROPİKAL KELEBEK BAHÇESİ / KONYA 

 


Tam: 7.5 TL, öğrenci 5 TL.

7 bin 600 metrekarelik araziye kurulu. 98 türde 20 bin adet tropikal bitki ve 15 türde yaklaşık 6 bin kelebek bahçede yaşıyor. Kelebek ve böcek müzesi de var. 

 

 JAPON BAHÇESİ / KIRŞEHİR – KAMAN

 


Ücretsiz

Japon arkeologların kazısında çıkan eserlerin sergilendiği Kalehöyük Müzesi ve bahçe yan yana. Japonya dışındaki en büyük Japon bahçesi.

 

 KARACA ARBORETUMU / YALOVA

 


Kişi başı: 10 TL.

1980’deTema Vakfı Onursal Başkanı Hayrettin Karaca’nın kurduğu bahçe, Türkiye’nin ilk özel arboretumuna sahip. Göller, kayalık alanlar ve minyatür bitkiler.

 

 NEZAHAT GÖKYİĞİT / İSTANBUL

 


Ücretsiz

Dünyada bir otoban kavşağına kurulmuş ilk ve tek botanik bahçesi… Buranın en büyük amacı bitkileri araştırmak ve nesli tehlikede olan bitkileri korumak. 

 

 ZEYTİNBURNU ŞİFALI BİTKİLER

BAHÇESİ / İSTANBUL

 


Ücretsiz

Türkiye’nin tek tıbbi bitkiler bahçesinde sentetik gübre ve ilaçların kullanılmadığı 700’ü aşkın tıbbi bitki mevcut. Bahçıvanlık eğitimi de veriliyor. 

 

 TBMM BAHÇESİ / ANKARA

 


Ücretsiz

Ankaralıların pek bilmediği saklı bir bahçe… TBMM’nin yüz akı olan bahçe, sanıldığının aksine halka açık ve 100’e yakın türde 22 bin civarı bitkiye sahip.

 

 DOĞAL YAŞAM PARKI / İZMİR – ÇİĞLİ

 


Tam: 3 TL, öğrenci 1 TL.

Doğayla iç içe, ailecek gidebileceğiniz bir yer. 125 türde 1500’e yakın hayvan var. Biri de şehrin maskotu fil: İzmir. 250 de bitki türü mevcut.

 

 JÜRİ
 Saffet Emre Tonguç, Gezgin ve rehber
 Aynur Tartan, TV Programcısı ve gazeteci
 Erdal İpekeşen, Gazeteci
 Murat Ermeydan, İstanbul Peyzaj Mimarları Odası Başkanı
 Faruk Pekin, FEST Travel sahibi
 Ahmet Zeki Apalı, TUREB Başkanı
 Korhan Gümüş, Mimar ve köşe yazarı
 Elif Ergün Tunçer, EvBahçe Dergisi Yayın Yönetmeni

 

Tekonoloji: yeni çıkan ürünler

Tekonoloji: yeni çıkan ürünler

akıllı telefon üreticileri için sonbahar ayları en önemli dönemlerin başında geliyor. Bunun sebebi de 1 yıllık sıkı çalışmanın ardından yeni modellerin üzerindeki örtünün kalkması. Her yıl olduğu gibi bu yılda yeni akıllı telefon modelleri birbiri ardına kullanıcılara sunuldu. Samsung, yeni modellerini rakiplerinden önce tanıtırken, tüketici elektroniği fuarı IFA’da Sony, Lenovo ve Huawei son modellerini raflara çıkardı. Apple ise iPhone 6S modellerini tanıttı. Kısaca tüm akıllı telefon üreticileri ellerindeki kartları açtı. Tüm şirketlerin hedefleri ise rakiplerine fark atmak. Samsung kavisli ekranlı ve kalemli modelleriyle tüketicilerin dikkatini çekmeye çalıştı. Sony, 4K ekran çözünürlüğünü akıllı telefonlara getirdi. Apple ise akıllı telefonların kullanımını değiştirecek bir özelliğe imza atarak, ‘3D Touch’ özelliğini duyurdu. Tüm bunların tek bir amacı var. O da pazardan biraz daha fazla pay alabilmek.

PAZARDA DURUM

2015 yılı sonu itibariyle dünyada toplam 1.3 milyar adet akıllı telefon satışı gerçekleşecek. Bu da şirketlere yaklaşık 272 milyar dolarlık gelir sağlayacak. IDC’nin 2015 yılı ikinci çeyrek rakamlarına göre Samsung, yüzde 21.4 pazar payına sahip. Hemen arkasında yüzde 13.9 ile Apple geliyor. Çinli üreticiler pazarın geri kalanına hakim durumda. Huawei yüzde 8.7, Xiaomi yüzde 5.6, Lenovo ise yüzde 4.7’lik paya sahip. Diğer markalar ise yüzde 45’lik payı aralarında bölüşüyor. Ancak bu tablonun yeni akıllı telefonların tanıtıldığı son çeyrek ile değişmesi bekleniyor. Çin’e yönelen markaların, iddialı özellikleriyle donatılan akıllı telefon modelleriyle beraber pazar paylarını arttırması beklentiler arasında yer alıyor. Türkiye’de ise yeni mobil teknolojisi 4.5G’nin 1 Nisan’da kullanıcılara sunulacak olmasıyla beraber akıllı telefon satışlarının artması bekleniyor. GfK verilerine göre 2014’te 10.4 milyon akıllı telefon satılmıştı. Bu yıl tahminler pazarın 11.4 milyon adede ulaşacağı yönünde. Başka bir deyişle Türkiye’deki akıllı telefon satışları son dönemlerdeki rekorunu kıracak.

TELEFONDA 3D DEVRİMİ

Yılın merakla beklenen akıllı telefon modellerinin başında iPhone 6S ve iPhone 6S Plus vardı. Apple’ın her yıl olduğu gibi bu yıl da eylül ayında tanıttığı iPhone 6S modellerinde rakiplerinden farklı olarak yeni bir teknoloji kullanmaya başladı. ‘3D Touch’ yani 3 boyutlu dokunuş adındaki teknoloji kullanıcıların tek dokunuşla birden çok işlem gerçekleştirebilmesini sağlıyor. Ekrana dokunma gücünü ölçen yeni iPhone modelleri, buna göre farklı fonksiyonlar gerçekleştirilmesini sağlıyor.

Örneğin, kamera uygulamasına normalden biraz daha güçlü basıldığında video veya panoramik gibi seçenekler çıkıyor ve bu seçeneklere daha hızlı ulaşılabiliyor. iPhone 6S modellerindeki yeni özellikler 3D Touch ile sınırlı değil. 12 megapiksellik kameraya sahip olan yeni modellerde 4K video çekimi ve hareketli fotoğraf gibi yeni özelliklere de sahip. Önümüzdeki haftalarda Türkiye’de de satışa çıkması beklenen iPhone 6 ve iPhone 6S modellerinin 2 bin 699 TL’lik fiyat ile raflarda yer alması bekleniyor.

GALAXY İKİ MODEL İLE GELDİ

Samsung, bu kez rakiplerinden önce davranarak iki yeni akıllı telefon modelini birden tanıttı. Daha önce kavisli ekranlı akıllı telefonlarını kullanıcılara sunan şirket, samsung galaxy s6 edge+ modelinde bu geleneği devam ettiriyor. 5.7 inçlik dev bir kavisli ekrana sahip olan Samsung Galaxy S6 edge+, elde tutulduğunda diğer akıllı telefonlara göre daha derin bir görüntü yaratıyor. Kavisli yan ekran için özel olarak geliştirilmiş uygulama özelliğini de kullanıcılara sunan şirket, böylece kullanıcıların kenarlardaki ekranlardan en sık kullandığı uygulamalara daha kolay erişmesini sağlıyor. Samsung’un diğer yeni bir akıllı telefon modeli ise Samsung Galaxy Note5 oldu.

Telefonun içine dahili olarak gelen kalemi S Pen ile beraber gelen Galaxy Note 5, kullanıcıların akıllı telefonlarını daha işlevsel bir şekilde kullanılmasını sağlıyor. Örneğin, ’Temassız Komut’ özelliği ile kullanıcılar, istedikleri anda ihtiyacı olduğu tüm S Pen araçlarına anında erişim sağlayabiliyor. Şu anda Türkiye’de satışta olan Samsung Galaxy Note5 2 bin 699 TL, Galaxy S6 edge+ ise 3 bin 99 TL’lik fiyata sahip.

EKRAN KOZU 4K OLDU

Akıllı telefon modellerinde görüntüleme teknolojilerindeki iddasını sürdüren Sony, amiral gemisi modeli Xperia Z5’te bu geleneği sürdürdü. Geçtiğimiz hafta Avrupa’nın en büyük tüketici elektroniği fuarı IFA’da Xperia Z5 ailesini tanıtan şirket, 4K ekran çözünürlüğü ile rakiplerine fark yarattı. Sony, Xperia Z5, Xperia Z5 Compact ve Xperia Z5 Premium olmak üzere üç farklı modeli kullanıcılara sundu. Bu modellerden Full HD’ye göre dört kat daha fazla çözünürlük sunan 4K teknolojisine sahip ekrana sahip olan Xperia Z5 Premium, bu alandaki ilk akıllı telefon olma özelliğini de taşıyor.

5.5 inçlik ekrana sahip olan bu modelde aynı zamanda 4k video çekme özelliği de yer alıyor. 5.2 inç ekran sahip olan Xperia Z5 ve 4.6 inç ekrana sahip olan Xperia Z5 Compact modelleri 23 megapiksellik kameraya ve 5x zoom özelliklerine sahip. Xperia Z5 ailesindeki tüm modellerin şarjı ise 2 gün dayanabiliyor. Üç Xperia Z5 modeli, sonbahar aylarında raflardaki yerini alacak.

PARMAK İZİNİ ARKADAN TANIYOR

Çinli teknoloji devi Huawei, yeni akıllı telefon modelini IFA’da tanıtan şirketler arasında yer aldı. Huawei Mate S adındaki model, 5.5 inçlik düşmeye en çok dayanıklı ekran teknolojisi olan  Corning Gorilla Glass 4’ü kullanıyor. 8 çekirdekli bir işlemci bulunduran yeni Huawei modeli, 3 GB RAM ve 64 GB’lık dahili hafıza kapasitesine sahip durumda.

Parmak izi okuma teknolojisine de sahip olan modelin bu özelliği telefonun arkasında yer alan bir sensörle çalışıyor. Yeni Huawei modelinin önümüzdeki aylarda Türkiye’de satışa çıkması bekleniyor.

TABLET KADAR BÜYÜK

Akıllı telefon pazarına hızlı bir girişi yapan Lenovo, yeni modelleriyle önümüzdeki dönem de dikkat çekeceğe benziyor. 3 yeni akıllı telefon modelini kullanıcılara sunan şirketin en farklı ürünü ise neredeyse bir tablet bilgisayar büyüklüğünde bir akıllı telefon modeli 7 inçlik ekrana sahip olan Lenovo Phab ve 6.8 inçik ekranlı Phab Plus oldu.

Kullanıcılardaki her geçen gün artan daha büyük ekran tutkusu için geliştirilen bu yeni modeller, farklı ekran çözünürlüğü ve donanım özellikleriyle sunuluyor. Lenovo’nun sunduğu diğer bir model ise Vibe S1 oldu. 5 inçlik ekrana sahip olan modelde, 3GB RAM ve 13 megapiksellik kamera bulunuyor. Her üç modelin önümüzde kasım ayında satışa çıkması bekleniyor.

Facebook’a dislike yani beğenme butonunu devreye sokuyor

Facebook’a dislike yani beğenme butonunu devreye sokuyor

Uzun süredir tartışılan “Facebook’a dislike butonu gelecek mi?” sorusuna sonunda resmi bir ağızdan cevap geldi.

Belirli aralıklarla düzenlediği “Q&A with Mark” (Mark ile Soru-Cevap) etkinliği sırasında konuyla ilgili açıklama yapan Facebook’un kurucusu ve CEO’su Mark Zuckerberg, Facebook’a “dislike” butonu geleceğini doğruladı.

Daha önce de alternatif “beğenme” eylemleri üzerinde çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Zuckerberg, bu çalışmaların sonucu olarak “dislike” butonunu kullanıcılara sunmayı planladıklarını duyurdu.

Zuckerberg, gelecek dislike butonunu “Alternatif beğenme eylemi” ibaresi olarak tanımladığına dikkat çekiyor. Yani Facebook’taki “dislike” butonunun YouTube’da olduğu gibi doğrudan beğenilmeyen içeriklerde kullanılması amacıyla değil; empati kurmak amacıyla kullanılması gerektiğini vurgulanıyor.

Örneğin bir şehit haberiyle ilgili bir gönderide anlamını yitiren “beğen” butonu, kullanıcıların duygularını ifade edebilmeleri amacıyla yerini “dislike” butonuna bırakmış olacak.

İlk olarak test sürecinde kullanıma sunulacak olan “dislike” butonu, olumlu sonuçlar alındığı takdirde herkesin kullanımına açılmış olacak.

 

Apple yeni ürünler: iPhone 6S, iPhone 6S Plus ve iPad Pro!

Apple yeni ürünler: iPhone 6S, iPhone 6S Plus ve iPad Pro!

İŞTE KARŞINIZDA iPhone 6S VE iPHONE 6S PLUS

iPhone 6S ve iPhone 6S Plus beklendiği gibi lansmanın sonunda ortaya çıktı. 4 farklı renkle kullanıcılara sunulacak olan yeni iPhone’lara 3D Touch (3 boyutlu dokunuş) isminde de yeni bir özellik geldi.

Bu özellik, sıkça yaptığınız eylemler için kısayol oluşturuyor ve ilk dokunuşla birlikte önizleme ve dokunmaya devam ettiğinizde sizi içeriğe yönlendiriyor. Aslında 3D Touch çoklu dokunmatik özelliğinin ileri bir boyutu.

Force Touch olarak da adlandırılan bu teknoloji ile siz ekrana uyguladığınız baskı düzeyinde ekranı kontrol edebiliyorsunuz.

Örneğin arkadaşınız size mesaj içerisinde bir link gönderdi. Bu linki açmak yerine önizlemesini görmek istiyorsanız ekrana daha fazla baskı uyguluyor, yani sert dokunuyorsunuz. Apple bu teknolojiye ‘Peek’ adını vermiş.

A9X işlemci kullanan iPad Pro’dan farklı olarak A9 işlemciden güç alan iPhone 6S, iPhone 6’ya göre işlemci testlerinde yüzde 70 oranında daha hızlı olduğu görülmüş. TouchID sensörü iki kat daha hızlı çalışan iPhone 6S’te 12 megapiksel iSight dahili kamera bulunuyor.

4K video çekimi de yapabilen iPhone 6S daha iyi odaklama yapabildiği gibi ışığı da daha iyi yansıtıyor. Ön yüzünde 5 MP FaceTime HD kamera bulunan iPhone 6S’in flaşı da iPhone 6’lara göre daha iyi…

Live Photos (Canlı Fotoğraflar) ismi verilen yeni özellik ile de 3D Touch özelliğini kullanarak fotoğrafı hareket ettirebiliyorsunuz. Siz yine normal fotoğraf çekiyorsunuz; iPhone’un kamerası ise fotoğrafı çektiğiniz anın öncesi ve sonrasının görüntüsünü alıyor. Facebook gibi üçüncü parti uygulamalar da Live Photos özelliğini destekliyor.


İŞTE iPHONE 6S’İN FİYATLARI

16 GB iPhone 6S: 649 dolar
64 GB iPhone 6S: 749 dolar
128 GB iPhone 6S: 849 dolar

İŞTE iPHONE 6S PLUS’IN FİYATLARI

Aslında her bir iPhone 6S modelinin 100 dolar daha fazlası…

16 GB iPhone 6S Plus: 749 dolar
64 GB iPhone 6S Plus: 849 dolar
128 GB iPhone 6S Plus: 949 dolar

iPHONE 6S VE iPHONE 6S PLUS NE ZAMAN SATIŞA ÇIKIYOR?

Her iki iPhone’da 12 Eylül tarihinde ön siparişe açılıyor ve 16 Eylül itibariyle de sahiplerine teslim ediliyor. 25 Eylül’den itibaren iPhone 6S ve iPhone 6S Plus, 130’dan fazla ülkede 400’den fazla operatör ile satışa sunulacak.

iOS 9 NE ZAMAN YAYINLANACAK?

iOS 9, iPhone 6S ve iPhone 6S Plus’ın satışa sunulduğu tarih olan 16 Eylül’de tüm iPhone ve iPad’ler için yayınlanmış olacak.

Son olarak iPhone yükseltme programıyla 32 dolara yeni bir iPhone’a geçmek de mümkün olacak.

YENİ APPLE TV SAHNEDE

Apple TV, dokunmatik kumandası ve Siri entegrasyonu ile dikkat çekiyor. iTunes, Netflix, Hulu, HBO, Showtime içinde Siri ile arama yapılabiliyor. Filmler, televizyon filmleri, fotoğraflar ve müzikleri bir arada sunan arayüzü dışında Apple TV’nin kumandasında da artık Siri butonu yer alıyor. Böylece artık sesinizle komut vererek uygulamaları Apple TV üzerinden çalıştırabilmek mümkün.

Siri ile örneğin filmde 15 saniye kadar önce kaçırdığınız bir konuşma için “Az önce ne söyledi” dediğinizde kumanda bunu algılayarak filmi 15 saniye sizin için geri sarıyor ve o konuşmayı tekrar dinleyebiliyorsunuz.

APPLE’DAN YENİ İŞLETİM SİSTEMİ: tvOS

Apple TV’ye özel olarak geliştirilen tvOS, iOS tabanlı; ancak Apple TV’ler altında çalışacak bir işletim sistemi… Bunun dışında HBO, Netflix Apple TV için yeni uygulamalarıyla geliyor.

Apple TV ile oyun dönemi de başlıyor. Kumanda ile Activision gibi yapımcıların geliştirdiği oyunlar oynayabilmek artık mümkün. Popüler mobil oyunların tvOS sürümü de çok yakında yayında olacak.

Apple TV, spor karşılaşmalarını izlerken ekranı ikiye bölme ve aynı anda iki müsabakayı seyredebilme şansı sunuyor.

Ayrıca uygulamayı bir kez satın alıyorsunuz ve o uygulama hem iPhone, hem iPad hem de Apple TV’de kullanılabiliyor.

APPLE TV FİYATLARI

Apple TV’nin fiyatları ise şöyle:

32 GB: 149 dolar
64 GB: 199 dolar


iPAD PRO GELİYOR!

Ve uzun zamandır konuşulan dev ekranlı iPad Pro ilk kez ortaya çıktı. 12.9 inç’lik dev bir ekrana sahip olan iPad Pro’nun ekranında 5.6 milyon piksel var.

Apple’ın bugüne dek çıkardığı en büyük tableti olan iPad Pro, Apple’ın A9X işlemcisinden güç alıyor. A9X, daha önce Apple cihazlarında kullanılan A8X işlemciye göre iki kat daha hızlı bir işlemci… Böylece cihazla en yeni oyunları ve uygulamaları hızlı ve performanstan ödün vermeden oynayabiliyorsunuz. 6.9 mm inceliğinde olan iPad Pro, 6.1 mm olan iPad Air 2’ye göre biraz daha kalın bir yapıda… 

Geniş ekranlı olması dolayısıyla daha geniş bir batarya kullanan iPadPro’nun belirtilen batarya ömrü ise 10 saat… Üzerinde 4’lü hoparlör yer alan cihaz bu anlamda da bir ilk.

iPad Pro için özel olarak geliştirilen akıllı klavye ise Bluetooth bağlantısını kullanmadan iPad ile bağlantı kurabiliyor. Klavye iPad’e güç ve data aktarımı yapan akıllı bağlantı noktasından birleşiyor.

Apple Pencil ise şirketin bir diğer sürprizi… iPad Pro’yu kullanırken artık kalemden de faydalanacağız. Kalem doğrudan iPad Pro’nun Lightning çıkışına bağlanarak şarj oluyor.

iPad Pro ile birlikte Microsoft-Apple işbirliği de ortaya çıkıyor. Microsoft’un Office uygulamaları da iPad Pro da çalışacak. Bunun dışında Adobe Photoshot Fix gibi Adobe’un iPad Pro’lara gelecek yeni bir dizi uygulama paketi de olacak. iPad Pro üzerinde bir sayfa taslağı hazırlamak oldukça kolay. Aynı ekranda çoklu uygulama çalıştırma desteği oldukça faydalı gözüküyor.

iPad Pro ile sağlık sektörüne göz kırpan Apple’ın bu yeni tableti üzerinde 3 boyutlu medikal görüntülerle çalışmak mümkün. 3D4Medical uygulaması doktorlar için tasarlanmış. Apple Pencil ile yapılan dokunuşlarla 3D kesitler ortaya çıkarmak mümkün.

iPAD PRO’NUN TEKNİK ÖZELLİKLERİ

12.9 inç ekran, A9X işlemci, dörtlü hoparlör, 10 saat batarya ömrü, 8 MP iSight kamera, 4G/LTE internet hızı, Touch ID parmak izi koruma teknolojisi…

iPAD PRO’NUN FİYATLARI

32 GB iPad Pro (WiFi): 799 dolar
128 GB iPad Pro (WiFi): 949 dolar
128 GB iPad Pro (WiFi+LTE): 1079 dolar

PENCIL VE AKILLI KLAVYE FİYATLARI

Apple’ın iPad Pro’lar için geliştirdiği Pencil ve akıllı klavyesinin fiyatları ise sırasıyla 99 dolar ve 169 dolar…

MESSENGER APPLE WATCH’A GELİYOR

Apple’ın üst düzey yöneticilerinden Jeff Williams, Cook’un ardından sahneye çıktı. WatchOS işletim sisteminin özelliklerinden bahseden Williams, Facebook Messenger’ın çok yakında Apple Watch’lara geleceğini kaydetti. AirStrip isimli sağlık uygulaması da yine Apple Watch’a çok yakında gelecek uygulamalardan biri…

AirStrip, WatchOS 2 ile anlık olarak sağlık durumunuzu saatinize yansıtabiliyor. Örneğin hamile bir kadına doktor saati üzerinden mesaj atarak bebeğin kalp atış hızını öğrenebilecek. Daha da önemlisi saat, annenin kalp atışıyla bebeğin kalp atışını ayrıştırabiliyor.

Apple’ın akıllı saati Apple Watch için geliştirdiği işletim sistemi WatchOS 2.0 sürümü 16 Eylül’de yayınlanacak.

ETKİNLİK COOK İLE BAŞLADI

Apple’ın dev etkinliği saatlerin 20:00’ı göstermesiyle planlandığı gibi başladı. Apple’ın CEO’su Tim Cook etkinlikte sahne alan ilk isim oldu. Cook, konuşmasına “kalabalığın içinde yüzlerce Apple çalışanı var” diyerek başladı. Apple Watch ile sözlerine devam eden Cook’a göre Apple Watch ile yüzde 97 oranında müşteri memnuniyeti sağlanmış durumda.

Apple’ın iki yeni iPhone’la yetinmeyip bu gece için 12.1 inç ekranlı en geniş ekranlı tableti iPad Pro’yu da dünyaya tanıtması bekleniyor. Bunun yanı sıra yenilenen sürümüyle Apple TV de karşımızda olacak.

iPhone 6S ve iPhone 6S Plus’ın tanıtılacağı etkinlik San Francisco’daki bu binada yapılıyor

APPLE LANSMANI ÖNCESİ NELER OLDU

APPLE ONLINE MAĞAZASINI KAPATTI

Lansman öncesi Apple’ın her yıl olduğu gibi Apple Store’u kapatması ise dikkatlerden kaçmadı. Lansman sonrası yeni iPhone’lar fiyatlarıyla bu sayfada listelenecek; ancak şu an sayfaya erişmeye çalışanlar ‘Geri Döneceğiz’ mesajıyla karşılaşıyor.

Apple’ın dünden bugüne ürettiği tüm iPhone modelleri: iPhone 2G, iPhone 3G, iPhone 3GS, iPhone 4, iPhone 4S, iPhone 5, iPhone 5C, iPhone 5S, iPhone 6 ve iPhone 6 Plus

Basın lansmanının yapılacağı binaya basın mensupları girmeye başladı.

APPLE’DAN MİNİK CANAVAR: iPAD MINI 4!

İŞTE KARŞINIZDA APPLE’IN EN GENİŞ EKRANLI TABLETİ iPAD PRO

APPLE’IN 2007’DEN BUGÜNE ÇIKARDIĞI TÜM iPHONE MODELLERİ

 

Siber istihbarat nedir?

Siber istihbarat nedir?

İstihbarat, insanlık tarihinden beri devamlı surette gelişim göstermekte olan, temel insani eylemlerden birisi. İlkel toplumlarda avcılık üzerine kurulu olan istihbarat faaliyetleri, bugün modern devletlerin, teknolojiyi efektif şekilde kullanmasıyla birlikte etkin bir bilim haline geldi.

Dünyanın önde gelen ülkeleri, sürekli olarak istihbarat savaşları yapmakta ve bu şekilde elde edilen hassas bilgiler neticesinde birbirlerine karşı üstünlük kurma çabası içine giriyor.

Atalay Keleştemur’un kaleme aldığı Siber İstihbarat isimli kitap, istihbaratın gerçekte ne olduğunu, ne olmadığını açıklıyor; istihbarat türleri ve dünya üzerindeki istihbarat servisleri dışında, siber savaş, siber terörizm, siber casusluk, siber saldırı ve siber güvenlik gibi modern faaliyetler de saldırı ve güvenlik yönleri ile ayrıntılı bir şekilde inceleniyor.

İstihbaratın tanımı, istihbarat tarihi ve bal tuzağı gibi konuların işlendiği kitap içerisinde yer alan teknik konuların daha iyi anlaşılmasını sağlamak maksadıyla, kitabın sonunda geniş bir terimler sözlüğüne de yer verildi.

Kitapta yer alan istihbarat ve siber güvenlik konularıyla ilgili yöntemler, yaklaşık bir yıl süren bir araştırma ile birlikte, konularında uzman kişilerle yapılan mülakatlar ve mütalaalar sonucu kaleme alındı.

Bilim adamları mesai saatinin 10’da başlaması gerektiğini açıkladı

Bilim adamları mesai saatinin 10’da başlaması gerektiğini açıkladı

Araştırmayı yapan ekipte bulunan Dr. Paul Kelley insanların işe saat 10.00’dan önce başlamaması gerektiğini söyledi. Uzmanlar bundan önce uyanmanın vücut için “işkence” niteliğinde olduğunu ortaya koydu. Dr. Kelly, insanları 9-5 arası çalışmaya zorlamanın uyku yoksunluğundan dolayı strese ve vücut yorgunluğuna yol açtığını öne sürüyor. Oxford Üniversitesi de insanların daha az uyku ihtiyacı hissettiği 55 yaşına kadar, 9-5 arası olarak belirlenen mesai saatlerinin aslında verim ve performans düşüklüğüne neden olduğunu belirtti. Bradford’daki İngiliz Bilim Festivali’nde yaptığı açıklamada Dr. Kelley “24 saatlik vücut ritmimizi değiştiremeyiz. Belli bir zamanda kalkmayı öğrenemezsiniz. Vücudunuz güneş ışığına göre ayarlıdır” dedi.

 

VÜCUT ZARAR GÖRÜYOR

Bu nedenle toplumun iş mesaileri ve okul saatlerinin başlama zamanlarının değişmesi gerektiğini vurgulayan Dr. Kelly, “Bu büyük bir toplumsal sorun. İnsanlar mesaiye saat 10’da başlamalı. Çalışanların genelde uyku eksikliği problemi vardır. Bu da vücut sistemlerinde zarara neden oluyor” diye konuştu.

TEMBELLİĞE BİLİMSEL ÖVGÜ

 

ÖĞRENCİLER DAHA UZUN UYUMALI

Uyku eksikliğinin dikkat bozukluğunu ve uzun süreli hafıza kaybını etkilediği ve uyuşturucu ile alkol tüketimini arttırdığı da keşfedildi. Sinire, kaygıya, fevri davranışa, kilo almaya, yüksek tansiyona, strese ve zihinsel problemlere neden olan uyku eksikliğinin özellikle çocukları etkilediği görülüyor. Dr. Kelley, öğrencilerin daha uzun süre uyumasına izin verilmesi takdirde sınav sonuçlarının yüzde 10 artacağını iddia ediyor.

 

Okulun daha geç başlaması gençlere daha çok uyuma zamanı kazandırmasının dışında öğrencilerin işe gidiş saatlerini kaçınmasını sağlayıp okula daha çabuk gitmeye yardımcı olacağı da belirtiliyor. Araştırmacılar daha fazla uykunun gençlerde öğrenmeyi kolaylaştırdığı ve davranış bozukluğunu azalttığını da söylüyor.

 

 

Cilde iyi gelen yiyecekler ve cildi güzelleştiren yiyecekler

Cilde iyi gelen yiyecekler ve cildi güzelleştiren yiyecekler

PAPAYA

Birçok güzellik kreminde bulunan papayanın cilde çok faydası var. Ama papaya yenildiğinde de içindeki c vitamini, A vitamini cildi besliyor. Ayrıca papayadaki enzimler ciltte enflamasyon yani iltihap nedeniyle oluşan kırmızılığı da gideriyor.

 

TARİF

Badem sütü ve papaya ile hazırladığınız karışımı tüketebilirsiniz.

HİNDİSTAN CEVİZİ KEFİRİ

Bağırsak florasını düzenleyen meşhur Türk içeceği kefir bu kez hindistan cevizinde. Faydalı bakterilerle fermente edilmiş hindistan cevizi kefiri cilde hindistan cevizinin kendisinden çok daha faydalı. İçinde 15 milyon ünite probiyotik olan hindistan cevizi kefirindeki probiyotik sayısı yoğurttakinden daha fazla.

 

ÖNERİ

Sabah aç karnına hindistan cevizi kefiri tüketin böylece tüm gün probiyotikler bağırsak floranızda yaşayacak.

ÇÖREK OTU

Şimdi sıra bizim poğaçalarımızın süsü, Türk annelerinin en sevdiği şeylerden birinde: Çörek otu. Diyelim ki akşamdan kalmasınız ve çok alkol aldınız. O zaman cildinizdeki yorgunluğu almak için çörek otu birebir. İçinde oleik asit, amino asit, potasyum, lif ve yağlar bulunan çörek otu cildin ihtiyacı olan birçok şeyi sağlıyor.

TARİF

Çörek otunu illa ki sadece poğaça ve kurabiyelerde kullanmak zorunda değilsiniz. Yeşil salatalarınıza da ekleyerek tüketebilirsiniz.

 

PANCAR

Pancarlar donuk ciltleri lenf bezlerini harekete geçiriyor ve hücrelerden toksinleri temizliyor. Ayrıca pancarın hücrelere oksijen taşıma yeteneği de yüzde 400 ve bu nedenle de cildi parlatıyor.

LİMON

Limon suyu yağlı ciltleri kötü gösteren, yağda çözünen toksinleri vücuttan atıyor ve parlaklık kazandırıyor. Ayrıca limon kalbe de faydası bulunan flavanoidler içeriyor ve aynı zamanda ağız içindeki bakterileri de öldürüyor.

ÖNERİ

Her sabah sıcak suyun içine biraz limon sıkın ve için bu sizin bağırsaklarınıza da iyi gelecek. Özellikle de kabızlık sorunu çekenler için.

KIRMIZI LAHANA

 

Kırmızı lahanada yaban mersininde de bulunan antosiyaninler bulunuyor. Kırışıklıkları önleyen bu maddeler kırmızı lahanada bulunuyor. Ayrıca iyi bir de C vitamini kaynağı.

KABAK ÇEKİRDEĞİ

Eğer kabak çekirdeğini çok az tüketiyorsanız cildiniz çok şey kaçırıyor demektir. Çünkü içinde çinko, cildin en sevdiği vitamin olan E vitamini, omega 3 yağları ve sülfür bulunuyor. Bu bileşenler ise cilde nasıl faydalı derseniz hem nemlendiriyor hem canlandırıyor. Ayrıca cildi tamir etme özelliğine de sahip.

 

DOMATES SUYU

Domates suyunu sadece uçakta içenlerden misiniz? Eğer öyleyse evde de tüketmeyi denemelisiniz. Güneşin zararlı ışınları UVA ve UVB’nin etkilerine karşı koruyan likopen domatesin kendisinde ve suyunda bulunuyor. Domates de ayrıca cildi canlandıran besinlerden.

 

 

Sivilcelere iyi gelecek doğal bakım formülleri

Sivilcelere iyi gelecek doğal bakım formülleri

SOĞAN KÜRÜ
İltihaplı sivilcelerinizden kurtulmak için soğan suyu kürünü uygulayın. Bunun için Kuru soğanı birkaç parçaya bölerek kaynatın.
Kaynadıktan sonra bu suyu süzerek bir kaba boşaltın.

Pamuğunuzun üstüne birkaç damla soğan suyundan damlatın ve pamuk yardımıyla sivilceniz üzerine soğan suyunu sürün.3 dakika kadar bekledikten sonra  yüzünüzü yıkayabilirsiniz

KABARTMA KÜRÜ
2 yemek kaşığı kabartma tozunu 2 tatlı kaşığı kadar su, gül suyu veya maden suyuyla karıştırın.Uygulama öncesi kaynamış suya 1 yemek kaşığı üzüm veya elma sirkesi ekleyin ve başınıza havlu kapatıp cildinizi 10 dakika buhara tutun. Bu bakterilerin azalmasını sağlayacaktır. Daha sonra hazırladığınız maskeyi 15–20 dakika bekletip durulayın. Cildinizde biraz yanma olabilir fakat geçici bir durumdur, telaşlanmayın.

LİMON KOLONYASI KÜRÜ

Yarım su bardağı limon kolonyasının içine, bir avuç adaçayı ekleyip, 2 gün bekletin.Her gün bir parça pamuğu karışıma batırıp, sadece sivilcenin üzerine bastırın.Ilık su ile durulayın mutlaka kurulayın.

DENİZ TUZU KÜRÜ
Küçük kaba koyduğunuz deniz suyunun içine biraz su ekleyin ve yüzünüze uygulayın. 10 dakika cildinizde beklettikten sonra cildinizi temizleyin.

ÇİLEK VE SÜT KÜRÜ
 4-5 çileği bir çatal yardımıyla ezin ve içine yarım çay kaşığı unu ve yarım kaşığı sütü ekleyin.Gözlerinize ve dudaklarınıza değdirmeden yaptığınız karışımı yüzünüze sürün. En az 20 dakika sonra cildinizi yıkayabilirsiniz.

YOĞURT KÜRÜ
Evde deneyebileceğiniz en kolay kürlerden bir taneside yoğurt kürü.Bir çay kaşığı balı sıvılaştırmak için biraz ısıtın.Isıtma işleminden sonra bir yemekkaşığı yoğurtla karıştırın ve yüzünüze uygulayın. 10-20 içerisinde yüzünüzü yıkayabilirsiniz.

YUMURTA KÜRÜ
Eğer yağlı bir cildiniz varsa bu kür tam size göre. Yumurtanın beyazını sarısından ayırın ve kaba boşaltın. Kabınızın  çok az limon suyu damlatın ve maskenizi yüzünüze uygulayın.15-20 dakika kadar maske cildinizde kaldıktan sonra yüzünüzü yıkayabilirsiniz.

Duygusal taciz nedir?

Duygusal taciz nedir?

Duygusal taciz, bir veya birkaç kişinin kurban olarak adlandırılan kişiye  uyguladığı, düşmanca ve ahlaka, etiğe aykırı yöntemlerle uygulanan sistematik psikolojik bir baskıdır. Ülkemizde çoğunlukla kadınların maruz kaldığı duygusal taciz, ruh sağlığını önemli olarak etkileyen travmatik bir olaydır.

Yrd. Doç. Dr Adnan Çoban ,”Sürekli olduğunda ve/veya ağır biçimde yaşandığında, kadınların, erkeklerin bu davranışlarından dolayı gördükleri hasarın boyutları çok büyük olmakta ve bu hasarın etkilerinin gidermesi zorlaşmaktadır. Duygusal tacizin izleri yaşam boyu sürme eğilimi göstermektedir.” diyor.

 

Duygusal tacize uğrayan kişinin bu durumu yakınları ile paylaşamaması ya da hayatın bir gerçeği olarak kabullenmesi bu konu ile ilgili sorunların önemli bir parçasını oluşturur. Duygusal taciz sonucu mağdur içe kapanır ve depresif bir sürecin içine girer.

Kadının yok sayılması da duygusal tacize girdiği belirten Çoban, ameliyat olacak kadına eşinin veya erkek arkadaşının ilgi göstermemesi, aramaması gibi. durumlarında duygusal tacize girdiğini söylüyor. Bu durum yalnızlık, öfke, üzüntü gibi birçok duygunun açığa çıkmasına neden olabilir. “Sen Ne Anlarsın”, “Sen Başaramazsın” “ Sen Yapamazsın” gibi erkeğin kadına iğneleyici, aşağılayıcı sözler söylemesi, olumlu yönlerini görmezden gelmesi, eleştirmesi kadını duygusal anlamda travmatize eder.

DUYGUSAL TACİZ HER YERDE

Psikolojik şiddet, dışlama, aşağılama, rahatsız etme, motivasyonu ve özgüvenini kırma ve hatta mutsuz etme gibi temellere dayanan duygusal taciz aynı zamanda “mobbing” olarak da literatüre geçmiştir.

Sadece evde değil iş hayatındada duygusal tacizin izlerini görmek mümkün. Yapılan küçük hataları büyük hatalarmış gibi gösterilmesi, kişinin kendini yetersiz hissetmesini sağlaması ve kişiyi utandırma eylemleri duygusal tacizin iş yerindeki örneklerinden  sadece birkaçı.

Makyaj nasıl temizlenir?

Makyaj nasıl temizlenir?

Cildimizde gün içerisinde biriken kir ve yağlanmaları ancak cildimizi arındırarak yok edebiliriz. Günlük cilt bakımınızı yapmadığınızda cildinizdeki ölü hücreler birikir, siyah noktalarda artış görülmeye başlar ve cildiniz daha erken kırışır. Zamanla elastikliğini kaybeden cildiniz matlaşır veya cilt tipinize göre aşırı yağlanmaya maruz kalıp sivilce çıkartabilir.

Estetisyen Pervin Dinçer makyajınızı cilt tipinize göre uygun ürünlerle temizlemenizi öneriyor. Kuru ciltler süt,losyon veya özel yağlarla zenginşetirilmiş yıkama jelleri ile, karma ve yağlı ciltler ise yıkama jelleri ile ciltlerini temizlemelerini, sivilceye yatkın ciltler bazı asit içerikli yıkama jellerinden yararlanabileceklerini söylüyor.

CİLDİNİZİ OVALAMAKTAN KAÇININ


Cildinizi çizmemek için ılık su ile dairesel hareketlerle masaj yaparak temizlemeli, ardından su ile temizleyip havlu kağıt kullanarak kurulayabilirsiniz.
Özellikle sivilceli ciltler kurulama işlemi için kesinlikle havlu kullanmamalı, kullanılan havlu  içerisinde birçok bakteri barındırır ve yeni sivilce oluşumlarına davetiye çıkartabilir.

CİLT TEMİZLİĞİ NASIL YAPILIR?

Makyaj temizliğinizi yaparken  isteğe bağlı olarak  doğal veya kozmetik losyonunuzu bir pamuğa dökerek cildinizi silemeye başlayın. Cilt temizliğinizi yaptıktan sonra en son mutlaka bir miktar pamuğu tonikleyerek cildinize uygulayın.

Cildinizi temizlediğinizi düşünsenizde cildinizde kirler hala çıkmamış olabilir. Bu yüzden pamukta kir kalmayana kadar cildinizi losyonla temizlemeye devam edin ve sonrasında  yüzünüzü tekrar suyla temizleyip kurulayın.

Gözleriniz için kullanacağınız losyonlar klasik yüz temizleme losyonlarından daha yağlı bir yapıya sahiptir. Kullandığınız eyeliner ve ya rimeli çıkarmada daha etkili bir tercih sayılabilir.

 

Makyajınızı tam olarak cildinizden çıkardığınızda cildinizi yüz temizleme jelleriyle yıkamayı ihmal etmeyin ,böylelikle cildiniz tam olarak makyajdan arınmış olacaktır.

Cilt temizle işleminiz bittikten sonra cilt tipinize uygun bir nemlendirici kullanın nemlendiricileri çok bol kullanmayın nohut büyüklüğünde nemlendirici cildinize yeterli gelecektir

DOĞAL MAKYAJ TEMİZLEME ÖNERİLERİ

Makyajını kozmetik ürünlerle temizlemek yerine evde kendi ürettiği losyonlarla temizlemek isteyen kadınlar için birçok “kendin yap” seçeneği bulunmakta.

1.SALATALIK SUYU VE SÜT

1 adet salatalığı rendeleyip, 1 su bardağı sütte kaynatın ve süzün, sabah ve akşam bu karışımla cildinizi temizleyebilirsiniz.

2.BEBE YAĞI

Temizliği zor olan rimel, eyeliner ve göz farınızı bebe yağıyla rahatlıkla çıkartabilirsiniz.

3.GÜL SUYU VE BADEM YAĞI

İki yemek kaşığı gül suyu ve iki damla badem yağıyla hazırladığınız karışımla cildinizi temizleyebilirsiniz.

4.ZEYTİNYAĞI

Yüzyıllardır bereket sembolü olan zeytinyağı, güzelliğinizi korumanıza da yardımcı oluyor. Pamuğunuza damlattığınız birkaç damla zeytinyağı ile makyajınızı temizlerken cildinizi de nemlendirebilirsiniz.

Eti sağlıklı tüketme yolları

Eti sağlıklı tüketme yolları

Sakatatı kısıtlı yiyin

100 gram sakatat 100-200 kcal arasında değişiyor ki bu enerji miktarı orta yağlı bir dana etinden daha az. Sakatatların protein miktarları kırmızı ete benziyor, içerdikleri yağ miktarı da etten daha az oluyor. Ancak kolesterol içeriği açısından bakıldığında 100 gr karaciğer ve böbrek günlük kolesterol ihtiyacının tümünü, beyin ise 6 katını içeriyor. Bu nedenle kalp damar hastalıkları açısından riskli grupta yer almasanız ve kolesterolünüz yüksek olmasa bile sakatat tüketimini abartmayın.

Oda sıcaklığında değil buzdolabında çözdürün
Taze eti buzdolabında en fazla 1 gün saklayın. Uzun süre saklayacaksanız, yiyeceğiniz miktarlarda ayırıp, geri kalanını derin dondurucuda 2-3 ay saklayabilirsiniz. Dondurduktan sonra kullanacağınız etleri oda sıcaklığında değil, buzdolabının alt kısmında bekleterek çözdürün. Bu çözdürmüş olduğunuz etleri de hemen kullanın ve asla tekrar dondurmayın. Çünkü uygun ortamlarda bekletilmeyen ve çözdürülüp tekrar dondurulan etlerde bakterilerin sayısı artıyor. Bu şekilde kullanılan etler de besin zehirlenmelerine yol açıyor. Ayrıca çiğ ve pişmiş etleri hazırlarken yararlandığınız tahta ve bıçak gibi malzemeleri başka besinlerde kullanmayın.
Mangaldan 15 cm uzak durun

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu uyarıyor,”Ateşte kızartılan, aşırı pişirilip yanma derecesine getirilen kömürleşmiş kırmızı et parçaları kalın bağırsak kanserini arttıyor.”

Eti eğer mangalda pişirecekseniz, ateşin kor haline gelmiş olmasına çok dikkat edin. Kömürün yanmasıyla açığa çıkan kanserojen maddelerin ete yapışmasına engel olmak için etleri ateşten 15 santim uzaklıkta tutarak pişirin.

İki adet maşa bulundurun,biri çiğ biri pişmiş et için olsun. Ayrıca ateşe yakın pişirilen etlerin yağlarının yanması ile de kanserojen maddeler oluşuyor. Etleri ateşten uzak pişirerek bu riski de engellemiş olursunuz.
Hızlı değil, hafif veya orta sıcaklıkta pişirin
Hangi pişirme yöntemi olursa olsun, etleri hızlı değil, hafif veya orta sıcaklıkta uzunca süre pişirin. Çünkü hızlı pişirilen ette protein ve B vitamin kaybı oluşuyor. Aklınızda bulunsun, etler için en az besin kaybını sağlayan pişirme yöntemi fırında sulu pişirmektir. Prof.Dr. Osman Müftüoğlu eti geleneksel tencere yemeğinde olduğu gibi düşük ısıda uzun süre haşlayarak pişirmeyi öneriyor.Fırında hazırlanan güveçler ve buharda pişmiş etler daha sağlıklı sayılıyor.
Yemekten 2 saat sonra sıvı tüketiminizi arttırın
Etin sindirimi ile açığa çıkan artık maddelerin vücuttan uzaklaştırılması için bolca su içmeye dikkat edin. Ancak hazımsızlığa neden olmaması için yemek sırasında sıvı tüketmekten kaçının. Yemekten 2 saat sonra ise sıvı tüketiminizi mutlaka arttırın.

 

Sindirimi kolaylaştıracak en güzel içecekler su, soda, bitki çayları gibi sindirimi yavaşlatmayan içeceklerdir. Günde 1,5-2,5 litre civarında sıvı tüketmeye özen gösterin. Eğer et tüketiminiz fazla ise bunu 0,5 litre artırın.
Günlük et miktarı 50-100 gramı geçmesin

Et tüketim miktarını yaş, kilo, cinsiyet ve kalp damar hastalıkları gibi bazı hastalıklar belirliyor. Etlerin içerdikleri en yoğun besin öğesi olan protein, beslenmenizde ihtiyacınıza göre yer almalı. Genel olarak yetişkin, sağlıklı ve yaklaşık 70 kilo ağırlığında olan bir kişi için günlük tüketilebilecek et miktarının 50-100 gram arasında tutulması, genel sağlığın sağlanması için yeterli oluyor.

Daha fazla alınan protein ise enerjiye çevrilirken açığa çıkan üre böbreklerin yükünü arttırıyor. Bu da yeteri kadar sıvı alınmazsa vücudun susuz kalmasına neden oluyor. Ayrıca etler protein içerdikleri gibi hayvansal kaynaklı yağlardan da zenginler. Bu nedenle de eti fazla tüketmek yağ alımını da çok fazla arttırabiliyor.
Yemeğe çorba ile başlayın
Etlerin yapısında posa bulunmaz. Dolayısıyla sebze ve meyve gibi posa miktarı çok yüksek olan besinler hacimleri çok fazla olduğu için bir öğünde çok fazla tüketilemezken, etler ise çok rahat fazla miktarda yenebiliyor. Bunu önlemek için yemeğe mutlaka çorba ile başlayın, etin yanına da sebze ya da salata ekleyin. Bu sayede et tükettiğiniz öğünde de yeterli posa almış olursunuz. 

Ekmek ve sebze grubu sofranızda mutlaka olsun
Her zaman olduğu gibi, sofranızda etin yanı sıra ekmek (çorba, pilav,makarna, ekmek) ve sebze grubundan (salata veya pişmiş sebze) besinler yer almalı. Bu hem sindirimin kolaylaşması, hem eti fazla tüketmemek, hem de besin öğelerinin biyo yararlılığı açısından çok önemli. 
Etin yanında çiğ sebze yemeği unutmayın
Hazımsızlığı arttıran en önemli beslenme hatası ise yağ oranı yüksek olan besini fazla miktarda tüketmek oluyor. Zaten sindirimi yavaş olan yağlar bir de alınması gereken miktarlarının çok üzerinde tüketilince sindirim rahatsızlıklarına neden oluyor. Bu rahatsızlıklara engel olacak en önemli destek ise yine sebzeler. Çiğ sebzelerle beraber tüketilen etlerin sindirimi hem sebzenin yapısında bulunan posa hem de C vitamini sayesinde daha kolay oluyor. 
Salatanız yeşil olsun


Kırmızı et demirden çok zengin bir besin. Et ile beraber C vitamininden zengin olan salata tüketmeniz etteki demirin vücut tarafından daha fazlasının kullanılmasını sağlıyor. Bu nedenle salatanızın bol sebze ve yeşilliklerden oluşmasına özen gösterin. Demir, kansızlığın önlenmesinde çok önemli bir mineral. Ve kansızlık ülkemizde özellikle kadınlarda çok sık görülüyor.

Mükemmel erkek var mı?

Mükemmel erkek var mı?

Mükemmel erkeğin tanmlanması için kullanılan sıfatlar kadınlar için  asla yeterli olmasa da, ideal erkeğin centilmen, eğitimli  ve sportif olması tüm kadınların ortak tercihleri arasında yerini alıyor.

Kriterlere göre değişiyor

Match.com adlı ilişki ve evlilik sitesinin yaptığı bir araştırma soncunda mükemmel erkek tanımının yaş aralığına göre değiştiği gözlemleniyor. Klinik psikoloji ve ilişki uzmanı Dr. Cecilia D’Felice bu durumun doğal olduğunu, kadınların zevklerinin ve isteklerinin zaman içinde geliştiğini belirtiyor.

Araştırmaya göre 18-24 yaş aralığındaki kadınların fiziksel görünüşe bağlı olarak ideal erkek  tanımı yapıyor. Özellikle ilgi alanlarının benzeşmesine önem veren bu yaş aralığında ideal erkeğin arkadaşlık testinden de geçmesi gerekiyor.

25-34 yaş aralığındaki kadınların mükemmel erkek tanımlarında ise kariyer sahibi erkekler ön sırada. İhtiras ve şehvetinde önemli olduğunu düşünen bu yaş aralığındaki kadınlar özellikle seksüel başarıya önem veriyor.

35-44 yaş aralığındaki kadınlar ise kendilerinden 5 yaş büyük erkeklerle birlikte olmayı tercih ediyor. Bağlılık ve aile yaşamı kriterlerinin öne çıktığı bu yaş aralığında Dr Felice, kadınların erkeklerde başarı, deneyim ve denge aradıklarını söylüyor.

45 yaşlarındaki kadınlar için ise mükemmel erkek güvenlikle ilişkilendirilirken yüksek gelirli bir erkek ideal sayılıyor. Diğer yaş gruplarına göre daha seçici sayılan bu yaş aralığındaki kadınlar, kendilerinden genç kişilerle çıkmaya daha yatkın oluyor. Bu dönemdeki kadınların özgüveninin yüksek olduğunu belirten Dr. Felice kadınların daha maceracı olduğunu vurguluyor.

55 yaş ve üzeri kadınlar ise zeki ve ortak değerlere sahip olan erkekleri mükemmel buluyor. Sexuel başarının da öne çıktığı bu yaş aralığında kadınlar özellikle kuvvetli bir iletişim istiyor.

Ünlülere göre mükemmel erkek

Verdiği bir röportajda mükemmel erkeği tarif eden Kim Kardashian ise sadakat, gülümseme, güvenirlik ve vücudun ideal erkekte olmazsa olmazı olduğunu söylüyor.

Jennifer Lawrence ise mükemmel erkeğini tutarlı biri olarak tanımlıyor.

Kil maskesi nasıl yapılır

Kil maskesi nasıl yapılır

Her cilt tipine uygunluğu ve kolay erişilmesi sayesinde kil maskeleri cilt bakımınızın olmazsa olmazı.

Kil maskesinin faydaları neler?

Cildinizdeki kirleri en derin tabakalardan dahi dışarı çıkartabilen kil, cildinizin yeniden yapılandırılmasınada yardımcı olur, cildinizi temizler, sıkılaştırır ve besler. Kozmetik marketlerde kolaylıkla bulabileceğiniz hazır kil maskelerini tercih etmeyenler için doğal ev yapımı kil maskeleri tariflerimizi rahatlıkla cildinize uygulayabilirsiniz.

 

Aldığınız kile dikkat

Öncelikle aldığınız kilin çok ince beyaz veya yeşil olmasına dikkat edin. Uzmanlar normal veya karma bir ciltler için beyaz kili önerirken, yağlı bir ciltler için kurutma ve etkili bir tedavi için yeşil kili öneriyor.

Cilt tipinize uygun olarak aldığınız kili mikserde iyice parçaladıktan sonra  dokusunu cildinizde test etmeyi unutmayın. Pütürlü bir doku hissediyorsanız kiliniz kullanım için hazır demektir.

Kuru cilt tiplerinde hazırladığınız kile bitkisel yağ eklemeniz çok önemli.

Etkili bir cilt bakımı için hazırlayacağınız kil maskenizi haftada en az bir kez kullanmanız çok önemli.

Estetisyen ve güzelllik uzmanı Pervin Dinçer hazırladığınız kil maskesini uygulamadan önce cildinize peeling kese uygulamanızı öneriyor, böylece cildiniz maskenizi uygulamadan önce  ölü hücrelerden arınmış olur ve maskeniz cilde daha iyi nüfus eder.

Cilt tipinize uygun kil maskenizi seçin ve uygulamaya başlayın, sonuçlara şaşıracaksınız.

Yağlı ciltler için

Malzemeler:  3 yemek kaşığı kil,

                    2 yemek kaşığı limon yağı,

                    2 yemek kaşığı lavanta yağı,

                    2 yemek kaşığı maden suyu.

Bütün malzemeleri karıştırıp temiz cildinize uygulayın 20 dakika beklenip ılık su ile durulayın. 10 günde bir uygulanması tavsiye edilmektedir.

 

Bütün cilt tipleri için

Malzemeler: 2 çorba kaşığı yulaf ezmesi

                   3-4 çorba kaşığı süt

                   1 yemek kaşığı kil

2 çorba kaşığı yulaf ezmesini 3-4 çorba kaşığı sütle kaynatın.karışım soğuduktan sonra 1 yemek kaşığı kille karıştırın.Elde ettiğiniz karışımı yüzünüzü yıkadıktan 20 dakika sonra uygulayabilirsiniz.

Akne problemli ciltler için

Malzemeler: 1 çorba kaşığı kil

                   2 çorba kaşığı  vodka

                   1 çay kaşığı aloe suyu

1 çorba kaşığı kili vodka  ile karıştırın.Elde ettiğiniz karışıma 1 çay kaşığı aloe suyu ekleyin,eğer karışımınız yoğun olursa su ekleyebilirsiniz.

Kuru Ciltler için

Malzemeler:1 yemek kaşığı süzme peynir

                   1 yemek kaşığı ekşi krema

                   3-4 yemek kaşığı süt

                   Beyaz kil

1 yemek kaşığı süzme peyniri beyaz kille karıştırın, ayrı bir kapta hazırladığınız 1 yemek kaşığı ekşi kremayı süte ekledikten sonra hazırladığınız iki ayrı karışımı karıştırın ve temiz cildinize uygulayın.

 

Kuru ve normal ciltler için

Malzemeler:Muz

                  1yemek kaşığı kil

                  1 yemek kaşığı ekşi krema

                  1 yemek kaşığı zeytin yağı

2 çorba kaşığı elde edecek kadar muzu ezin.( Arzu ederseniz muz yerine elmada kullanabilirsiniz)Ezdiğiniz muzları kille birleştirin ve sırayla ekşi krema ve zeytin yağını ekleyin. Karışımınızın katı olması durumunda su ekleyip yumuşatabilirsiniz.

Siyah noktalar için

Malzemeler: 1 tatlı kaşığı badem yağı

                   1,5 tatlı kaşığı kil

                   1 tatlı kaşığı bal

                   1 tatlı kaşığı limon suyu

Malzemelerinizin tamamını karıştırın ve cildinizde 45 dakika boyunca bekletiniz.

Maskeyi temizlerken

Maskenizi doğal olarak kurumaya bırakın ve olabildiğince mimikleriniz kullanmamaya özen gösterin. Maskeniz tamamen kuruduğu zaman, şişe suyu veya gül suyuyla temizleyebilirsiniz.

 

Göz altı morlukları nasıl tedavi edilir?

Göz altı morlukları nasıl tedavi edilir?

Göz altı morluklarının en büyük nedeni ise deride renk artışı, göz karası üzerindeki derinin inceliği, sarkmış deri ve gözyaşı oluğunun belirginleşmesi.

Özel Medicana Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Selda Yıldırım, gözaltı morluklarının sebebinin kılcal damarlardaki kanın damar dışına sızmasından kaynaklandığını ifade edierek şunları söyledi, “Damar dışına çıkan hemoglobinin (demir içeren kana kırmızı rengi veren protein) oksidasyonu bu alanda mor ya da bazen siyah renk görünümüne neden olmaktadır.”

Göz altı morlukları için günde 12 bardak su tüketilebilir

 

Kalıtım faktörü gözaltı morluklarında oldukça baskın bir nedeni olduğunu belirten Yıldırım, göz etrafında koyu halka olan birinin anne ya da babasında da aynı şikayet olması sıklıkla karşılaşılan bir durum olduğunu ifade etti. Dr. Selda Yıldırım, Gözaltındaki morlukların giderilmesi ve oluşmaması için dengeli beslenilmesi gerektiğini, günde 12 bardak su tüketilmesine özen gösterilmesini, tuzun daha az alınmasını C vitamini içeren meyve ve sebze tüketimine ağırlık verilmesini istiyor.

Göz altı morlukları nasıl tedavi edilir?

Göz altı morlukları için uygulanan birçok yöntem olmasına rağmen hiçbiri  bilimsel olarak kanıtlanmış değildir. Lazer tedavileri, kimyasal peelingler, dolgu tedavisi, cerrahi tedaviler ise bu uygulamaların başında geliyor.

Göz altı morlukları aynı zamanda birçok sağlık sorunun belirtiside olabilir. Bu yüzden göz altı morluklarınızı azaltmak için iyi bir  uyku düzeni ve dengeli beslenme  bu tedavilerin başında geliyor.Uzun süre televizyon  veya bilgisayar başında kalmanız da yorgunluk sebebiyle göz altı morluklarınızın nedeni olabilir. Bu sebeple bir süre gözlerinizi dinlendirmeniz göz altı morluklarından kurtulmanıza yardımcı olacaktır.

Ev kürleri

Güzellik uzmanı Suna Dumankaya göz altı morluklarından kurtulmak için evde hazırlayabileceğiniz  bazı önerileri var.

İncir ve kuşburnu

Taze inciri ortadan ikiye ayırıp göz altınızın üzerinde 15 dakika bekletin. Ek olarak kuşburnunu çay gibi demleyip süzün ve pamuk yardımıyla göz çevrenize uygulayın.

 

Elma ve kahve kürü

Elmayı rendeleyip suyunu sıkın ve içerisine bir tatlı kaşığı Türk kahvesi koyup gazlı bezin arasına yerleştirin. Sardığınız gazlı bezisorunlu bölgelere uygulayın. Bu uygulamayı haftada üç gün tekrarlayın.

 

 

 

Cildin kırışmasını önlemek için neler yapılabilir

Cildin kırışmasını önlemek için neler yapılabilir

Genç cilt zamanla iç ve dış etkenlere bağlı olarak yaşlanmaya başlıyor. 30’lu yaşlarınızda ince çizgiler ve kazayaklarıyla başlayan yaşlanma süreci 40’lı yaşlarda çizgilerin derinleşmesiyle sizi yaşlılığa hazırlıyor. Cildin elastikiyetini kaybetmesi sonucu cilt 50’li yaşlarda formunu kaybetmiş oluyor.Bu aşamaları en az zararla atlatmak isteyenler ise şimdiden önlemlerini almaya başlıyorlar.

CİLDİ NEMSİZ BIRAKMAYIN

Genç yaşlardan başlayarak cildinizi düzenli olarak nemlendirdiğinizde cildiniz nemsiz kalmadığı için çatlamalardan ve kırışıklardan korunmuş olacaksınız. Özellikle yaz aylarında hassas ciltler kesinlikle koruyucu krem kullanmadan gözlüksüz güneşe çıkmamalılar.

SİGARA CİLDİN DÜŞMANI

Sigara içmek cildin erken yaşlanmasına sebep olan başlıca etkenlerden, sigara cildin dolğal yapısında bulunan loajenin ve elastinin yapısına zarar vererek ciltte erken kırışma ve sarkmaya neden oluyor. Aynı zamanda sigara cildinizin soluk ve mat bir görümü olmasına sebep olmakta.

STRESİ KONTROL ALTINA ALIN

Özellikle stres kaynaklı yüz mimiklerinin kasılması yüzde kırışıklılklara sebep oluyor.

ALKOL CİLDE ZARARLI
Alkolde cildi şişirdiği daha sonra da gevşettiği için ciltte kırışıklıklara neden olur. Bu kötü alışkanlıklarınızdan mutlaka vazgeçmelisiniz.

CİLDİNİZİ SAVUNMASIZ BIRAKMAYIN

Kış aylarında soğuyan havaya karşın, deri, vücut ısısının kaybolmaması, azalmaması için kan dolaşımını azaltır. Böylece cilt gereksinim duyduğu antioksidanları ve besleyici maddeleri  alması zorlaşır. Medikal Estetik Uzmanı Dr. Nihat Dik  bu durumun cilt kuruluğuna ve ciltte yağ kaybına sebep olduğunu belirtiyor. Tüm bunların birleşimi ise cildin hasssaslaşmasına,dış etkilere karşı kendisini koruyamamasına yol açar ve kaşınm, kızarma, renk değiştirme oluşan semptomlardan sadece birkaçı. Cildin esnekliği azaldığında ise çatlamalar, pullanmalar görülüyor. Böylece cildiniz erken yaşlanıyor.

Soğuk havalardan cildi korumak için ise  yüz ve vücudunuza, kurumaya engel olmak amacıyla kremli,yağlı sabun ve jeller kullanarak cildinizi nemlendirebilirsiniz.

KİLONUZU SABİTLEYİN

Cilt kırışıklığı çok fazla olan kişilerin geçmiş yaşamına bakarsanız çok fazla hızla kilo alıp verdiğini görürsünüz. Çünkü kişi kilo aldığı vakit yüzündeki yağ dokusu çoğalıyor ve cilt geriliyor, zayıfladığı zaman yüzündeki yağ dokusu azalıyor ve cilt tekrar eski halini alıyor. Bu şekilde cildin bir esneyip bir eski haline dönmesi cildi yıpratıyor ve cilt kırışıklıklarını beraberinde getiriyor.

Besin zehirlenmesini önlemenin yolları

Besin zehirlenmesini önlemenin yolları

Birçok kişi yediği yemeklerden yada gıda ürünlerinden dolayı zehirlenebilir. Özellikle yaz aylarında hava sıcaklıkarının artmasıyla besin zehirlenme vakalarının sayısı artmakta.

Önce kontrol edilmeli

Gıda zehirlenmelerinin en başından besinleri hazırlamadaki hijyen yoksunluğu gelmekte. Açıktan aldığınız besinlerin hangi koşullarda üretildiğini bilemediğinizden fazla tercih etmeyin. Paketli ürünlerin ise son tüketim tarihine bakmadan alınmamalı.Özellikle dondurulmuş besinleri satın alırken ambalajı altında ve içinde buz kristalleri olmamasına dikkat edilmeli, orijinal paketlerinde -18°C’de saklanan ürünleri satın almaya özen gösterin.

 

Saklama Koşullarına dikkat

sağlıklı yaşam koçu Serkan Kısa, çabuk bozulabilen besin maddeleri satın alındıktan sonra açıkta ve oda sıcaklığında bırakılmamasına ve tüketilene kadar buzdolabı ısısında muhafaza edilmesine dikkat çekiyor. Çapraz bulaşmayı önlemek amacıyla çiğ besinler ile pişmiş yiyecekleri ayrı raflarda , pişmiş yiyecekleri üst raflarda ve üzeri kapalı şekilde depolayın.

Uzman diyetisyen Müge Özyurt Şafak özellikle tatil yerlerinde açık büfelerdeki besinlerin uzun saatler boyunca uygun olmayan sıcaklıklarda bekletilebildiğini vurguluyor ve sizleri uyarıyor, “Soğuk servis edilmesi gereken yoğurtlu, mayonezli, yumurtalı meze ve salatalar mutlaka soğuk ortamlarda servis edilmelidir. Aksi halde besin zehirlenmesi açısından oldukça riskli olabilirler.”

 

Şafak’ın diğer önerileri ise şöyle;

* Çiğ et ve et ürünleri ile pişirildikten sonra yavaş yavaş soğumaya bırakılan etler bakterilerin üremek için en sevdikleri besinlerdir. Özellikle sıcak havalarda çiğ et ve et ürünlerinden uzak durun.

* Sebze ve meyveler saklama yönünden en dayanıksız besin grubudur. Sebze meyve satın alırken mevsiminde olan, gerginliğini kaybetmemiş, yaprakları sararmamış ve rengi canlı olanlarını satın alın. Ezik, çürük, çamurlu ve böcek tarafından yenilmiş olanlarını satın almayın. Meyve ve sebzeleri mutlaka buzdolabında saklayın.

 

* Açıkta – pazarda satılan taze peynir ve sütlerden ise kesinlikle kaçının. Çünkü bu süt ve ürünleri pastörize edilmedikleri için besin zehirlenmesine neden olan salmonella bakterilerinin üremeleri bakımından riskli grupta yer alıyorlar.

* Çözdürme işlemini buzdolabında, diğer besinlerle temas etmeyecek şekilde, 24 saat içinde yapmaya özen gösterin. Tezgâhta, doğrudan güneş ışığında ve kalorifer peteklerinin üzerinde çözdürme işlemi yapmayın.Çözdürülmüş besinleri kesinlikle tekrar dondurmayın.

 

Zehirlenme sonrasında

Zehirlenmeye karşı yapılacak doğal yöntemlerden biriside bol yoğurt yenmesidir, ancak  zehirlenmeye karşı yapılması gereken en iyi yöntem sarımsak yemektir. Gıda zehirlenmesi yaşayan kişilerin ilk önce gıda tüketimini keserek sarımsaklı yoğurt tüketmesi zehirlenmeyi hafifletecektir.

Pirinç lapası, haşlanmış patates gibi besinlerde tüketilecek besinler arasında yer alırken bağırsak hareketliliğini arttıran çiğ sebze, erik, kayısı, incir, üzüm, karpuz gibi meyveler tüketilmemelidir.

Zayıflatan mucize yumurta

Zayıflatan mucize yumurta

Bir çok kişinin de en fazla kafa yorduğu problem ise ‘acaba ne yersem, ne içersem beni tok tutar, zayıflamaya yardımcı olur? Hangi yiyecek yağlarımı daha çok yakar?’’dır. iç hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya bu mucize yiyeceklerden biri olan yumurta ile ilgili bilgi veriyor:

DAHA TOK HİSSETMEK İÇİN HER GÜN 1 YUMURTA YİYİN

“Kendinizi daha tok hissetmek istiyorsanız ve vücut yağlarınızdan kaybetmek istiyorsanız her gün 1 yumurta yemeyi alışkanlık haline getirin” diyen Dr. Ayça Kaya yumurtanın zayıflatan mucizelerden biri olduğuna dikkat çekiyor.

 

YUMURTA PROTEİN KAYNAĞI

Bilinen en güçlü protein kaynaklarından biridir. Anne sütünden sonra en değerli proteindir ve yumurtanın bütün protein içeriği vücut tarafından %100 kullanılır. Yapılan bir çok araştırmada sabahları 1 yumurta yiyen bireylerin gün içinde daha az acıktıkları ve yeme konusunda kendilerini daha kolay kontrol edebildikleri gösterilmiş.

YUMURTA YİYENLER 400 KALORİ DAHA AZ TÜKETİYOR

Amerika’da Rochester Obezite Merkezinde yapılan bir araştırmada da güne yumurta yiyerek başlayan bireylerin, yumurta yemeden başlayan bireylere göre, günlük 400 kalori daha az yedikleri gösterildi. Yumurtanın protein yüksekliği nedeni ile tok tutmasının yanısıra midedeki açlık hormonu olan Ghrelin’i de azaltarak tok tuttuğu düşünülüyor.

 

YUMURTANIN BESİN DEĞERİ ÇOK YÜKSEK

Yumurta zengin protein kaynağı olmasının yanı sıra Vit A, B, D, E içerir bununla birlikte demir ve çinko açısından zengindir. Büyüme gelişme çağındaki çocuklar için çok gereklidir. Her gün 1 tane yedirilmelidir. Yumurta içerdiği bazı aminoastler açısından da çok zengindir. Özellikle kas geliştirmek isteyenler, zayıflarken kaslarından kaybetmek istemeyenlerin de günlük beslenmelerinde mutlaka bulundurulmalıdır.

 

YUMURTA SARISINDA KOLESTEROL YÜKSEK

Yumurtanın sarısı kolesterol açısından da zengindir. Ancak kolestrolün de vücutta başta hücre yapı taşı olması aynı zamanda bir çok hormonun da öncü maddesi olması nedeni ile de vücut için önemli bir madde olduğu unutulmamalıdır. Kolesterol yüksekliği olamayanlar her gün 1 tane yumurtayı gönül rahatlığı ile yiyebilirler. Kolesterol yüksekliği olanlar ise haftada 3-4 gün yumurta yiyebilirler.

Pişirirken dikkat edilmesi gereken nokta; yumurtaya ekstra tereyağ, sucuk, salam veya sosis gibi yüksek yağlı yiyeceklerle birleştirerek omlet olarak yapmayın. Mümkünse kayısı kıvamında suda haşlayarak yiyin. Yazın az zeytinyağı, domates, yeşil biberle menemen olarak da pişirilebilir. Öğlen veya akşam ana öğün olarak da tüketilebilir.

Protein nedir protein ne işe yarar?

Protein nedir protein ne işe yarar?

PROTEİN HÜCRE BÜYÜMESİNİ SAĞLAR

Proteinler, hücre büyümesini ve gelişmesini sağlar. Protein vücut tarafından üretilmediği için dışarıdan alınması gereklidir. Protein kasları güçlendirir, kansızlığı önler, vücut direncini yüksek tutar.

 

SAÇ VE TIRNAKLAR İÇİN DE PROTEİN GEREKLİ

Protein en çok et, tavuk, balık, yumurta ve süt ürünleri gibi hayvansal gıdalarda vardır. Bunların dışında baklagiller ve kabuklu kuru yemişlerde de protein vardır. Vücudumuz proteinleri büyümek ve ve hasar gören kısımların onarılmasında kullanır. Karaciğerde ayrıştırılan besinlerden proteinler vücudumuzda gerekli yerlere gönderilir. Saçın, tırnakların beslenmesi ve sağlıklı uzaması, biz farketmeden dökülen derimizin yerine yenisinin yapılması için proteinler karaciğerden bu yerlere kan yoluyla ulaştırılır.

 

BİR YUMURTADA NE KADAR PROTEİN VARDIR?

Dünya Sağlık Örgütü günlük bir insanın kilosu başına alması gereken protein miktarını 0.45 gram olarak belirliyor. Bu da 65 kilo bir insan için 29 gram protein demek. Bir yumurtada ortalama protein miktarı ortalama 13 gramdır ve en sağlıklı protein kaynaklarından biridir.

VEJETARYENLER İÇİN PROTEİN KAYNAKLARI NELERDİR?

Vejetaryenler için ise protein kaynakları arasında yine kurubaklagiller, soya ürünleri, kuru yemiş, yoğurt, süt, peynir vardır. Tüm yiyecekler içerisinde yumurta en kaliteli protein kaynağı olarak kabul edilir.

 

Samistal Yaylası

Samistal Yaylası

Çocukluğumuz Kaçkarlar’ın eteklerindeki yaylalarda geçti. Pokut bizim bütün bir kış hayaliyle yaşadığımız, kendimizi kırlarına attığımızda…