Selülit önmele yöntemleri

Selülit deri alt yağ tabakasında kan ve lenf dolaşımının bozulmasıyla yağ dokularında  fibrotik bantların oluşumyla meydana gelir. Portakal kabuğu görünümdeki selülit her 10 kadının 9’unda görülmekte.

SELÜLİTİN SEBEPLERİ NELERDİR?



Genetik yatkınlık
Düzensiz, yağlı, aşırı karbonhidratlı ve dengesiz beslenme
Hareketsizlik
Az sıvı tüketmek

BESİNLERLE SAVAŞ AÇIN
Diyetisyen ve Beslenme  Uzmanı Seçil Kenar, asştli içecekler, çay, kahve tüketiminin çok fazla olmasının vücudu susuz bırakıp selülit oluşumunu hızlandırdığı için çayı günde 2 fincan, kahveyi ise 1 fincan üzeri tüketmemeyi öneriyor. Bununla birlikte yeni selülit oluşumunu engellemek ve  var olan selülitlerinizden kurtulmak için sıvı alımını arttırmanıza ve günde en az 2lt su içmenize dikkat çekiyor.

SELÜLİTSAVAR BESİNLER


MAYDANOZ, BEYAZ TURP, ÇİLEK, ANANAS

Vücuttan ödemi atarak, dolaşımın düzenlenmesine yardımcı olur. Bununla birlikte Ananasta bulunan bromelin enzimi selülitlerden korunmada etkilidir. Ananas, gün içerisindeki meyve tercihleri arasında yerini almalı.

MUZ

Potasyum deposu olan muz aynı zamanda harika bir enerji kaynağıdır.Kan dolaşımınzı hızlandırarak selülitlerinizin azalmasına yardımcı olur.

 

TURUNÇGİL MEYVELER

Portakal, greyfurt ve mandalina benzeri turunçgiller içerdiği yülksek C vitamini miktarıyla selülitle savaşınızda yardımcınız olacak. Kolajen yapımında görevli C vitamini sayesinde vücudunuzda biriken yağ hücrelerinin selülit oluşumunu engeller. Fakat kan dolaşımına  da yardımcı bu meyveleri  çok fazla tükettiğinizde içerdiği su ve şeker sebebiyle sinidiriminiz yavaşlar ve selülit oluşumuna sebep olabilir.

ZENCEFİL

Metabolizmayı hızlandırıcı etkisi vardır.

 SELÜLİT İÇİN ESTETİK YÖNTEMLER

 

KAVİTASYON

Ultrasonik ses dalgalarıyla varolan yağ dokusunu ve selülitli dokulaeın tedavisi yönteminde kullanılan kavitasyon, hem istenmeyen kilolara hemde selülite karşı savaşınızda cilt dokunuzu sıkılaştırarak size yardımcı olur.

SMOOTH LINER

Selülitli bölgeye lokal anestezi uygulanarak selülite sebep olan fibrotik bantlar kırılımasıyla gerçekleşen  smooth liner uygulaması ile selülitlerinizin azalmasını sağlayabilirsiniz. Radyofrekans enerjisi sayesinde metabolik aktivasyonunuzuda hızlandıran uygulama aynı zaman kan ve lenf dolşaımını da aktifleştiriyor.

SELÜLİT EGZERSİZLERİ

Selülit için etkili egzersizler pilates, tempolu yürüyüş  ve yüzmedir.Ancak aralarında en etkilisi pilatestir. Selülitlerinizden kurtulurken aynı zamanda vücudunuzun şekillenmesini sağlayan pilatesi spor salonlarında eğitmenlerle veya evde alacağınız pilates DVD’leri ile yapabilirsiniz.

Doğru beslenme ve zayıflamak için neler yemelisiniz?

Doğru beslenme ve zayıflamak için neler yemelisiniz?

Et Tüketirken Diğer İhtiyaçlarınızı Göz Ardı Etmeyin!

Et, demir, B 12, folik asit ve birçok vitamin-mineral yönünden zengin olsa da metabolizmamızı çalıştıran posa ve C vitamininden oldukça fakirdir. Et tüketimi arttıkça kişinin vücudundaki toksin oranı da artar; bu da C vitamini gibi bir antioksidana ihtiyacı açığa çıkarır. Öğününüzü planlarken bunu göz önüne almanız gerekir. Bunun için;

 

– Etinizi olabildiğince posa ve C vitamininden zengin olan çeşitli sebzeler ile pişirin veya tüketin.

– Etli yemeklerde portakal veya domates suyu için.

– Posa ve su içeriği yönünden zengin salataları sofranızdan eksik etmeyin. Böylece sindirimi zor olan etlerin, gaz, şişkinlik, kabızlık gibi rahatsızlıklar yaşatmasına engel olabilirsiniz.

– Demirin emilimini artırdığı bilinen C vitamininden zengin sebze ve meyvelerin tüketin. Kansızlık probleminiz varsa faydalı olur.

 

İkramlara hayır demek zorunda değilsiniz ama bunları yapabilirsiniz;

– Abartıya kaçmadan küçük porsiyonlarda yiyin.

– İkram edileni seçme şansınız varsa hamurlu tatlılar yerine daha hafif olan sütlü tatlıları tercih edin.

– Hamur tatlı yediyseniz kan şekeri kontrolü için tatlı tüketiminin ardından süt veya ayran için.

– Kahve ve çay yerine bitki veya meyve çaylarını tercih edin. Bayramda artış gösteren kahve ve çay tüketimi aşırı miktarlara ulaştığında uykusuzluk, mide problemleri ve kalp ritim bozukluklarına neden olabilir.

– Sağlıklı beslenmeyi yaşam tarzı haline getirin. Böylece diyet yapmak ve bayramlarda diyetinizi bozmak zorunda kalmazsınız. Her ortamda var olan seçeneklerden kendi mönünüzü belirleyebilirsiniz.

– Şeker hastası iseniz ara öğünleri atlamayın ve çok uzun süre aç kalmayın. Bunun için gideceğiniz yere ara öğününüzü de beraberinizde götürebilirsiniz.

 

BAYRAMA ÖZEL MENÜ

Kahvaltı

·         Açık çay

·         Beyaz peynir, dil veya kaşar peynir

·         Bol maydanoz, dereotu, nane, taze biber

·         Zeytin

·         1 dilim börek

·         2 dilim tam buğday unundan ekmek

Ara

·         4 kayısı veya 1 incir ve 5 badem

Öğle

·         Bol salata (zeytinyağı ve nar ekşili sos ile)

·         Zeytinyağlı sebze yemeği

·         1 kase yoğurt

·         Fırın makarna/ börek veya ekmek

Ara

·         1 fincan sütlü kahve ve kuru meyve veya sütlü tatlı ve ya meyve tatlısı

 

Akşam

·         Bol salata           

·         Izgara et veya köfte

·         1 ayran veya cacık

·         Bulgur pilavı (sebzeli)

Gece

·         Taze mevsim meyveleri

 

Koşu nasıl yapılmalı

Koşu nasıl yapılmalı

Koşu, spor sırasında fazla efor sarf edilmesi ve ertesi gün çekilen kas ağrıları nedeniyle bir çok insanın denemekten korktuğu bir aktivitedir. Nefes nefese kalınan koşular ve uygun olmayan koşu parkurları ise koşuya başlayanların en sık düştüğü hataların başında gelir. sağlık sorunu olmayan ve koşuyu günlük spor aktivitesinin bir parçası haline getirmek isteyen herkes uygun bir program ve doğru yapılmış bir planlama ile koşu yapabilir.

Koşuya yeni başlayanlar için en önemli noktalardan birisi vücuda kondisyon kazandırmak için süre vermek ve koşuyu yürüyüş molalarıyla dengeleyerek vücudu koşuya alıştırmaktır. Düzenli takip edilen bir koşu programıyla iki ay sonra en az 8 kilometre yolu durmaksızın koşmak bir hayal olmaktan çıkar.

İyi bir koşu için öncelikle koşu ekipmanlarının tam olması gerekir. Bunun başında bir çift kaliteli spor ayakkabısı ve terletmeyen spor kıyafetleri gelir. Özellikle son zamanlarda spor markalarının tasarımcılarla işbirliği içerisinde tasarladığı birbirinden şık koşu ayakkabıları bulunuyor. Arkası sert olan koşu ayakkabıları bilek kısmını korurken, ayak başparmağı ayakkabı içerisinde rahat hareket ettirilen modeller seçilmeli, taban yapısı da vücut ağırlığını eşit şekilde yayan ve koşu sırasında vücudun dengesini sağlayan bir yapıda olmalıdır. Teri emebilen, hava şartlarına uygun ve vücut ısısını belli seviyede tutan spor kıyafetleri tercih etmek de koşunun daha konforlu ve rahat geçmesini sağlar.

Koşuya yeni başlayanlar için uygun bir rota seçmek ve genellikle toprak veya yeşillik alanları seçmek koşu sırasında vücuda uygulanan baskıyı azaltacaktır. Sert zeminler ve yollar koşu için uygun değildir. Kaldırımlarda veya yol kenarlarında yapılan koşular için ise trafik akışına dikkat etmek olası kazaların önüne geçer. Koşuyu yalnız yapmamak ve koşu sırasında sohbet etmek koşu hızını ayarlamaya yardımcı olur. Bu nedenle koşu planına sohbeti sevilen bir arkadaşı dahil etmek hem motivasyon hem de performans açısından etkilidir.

YENİ BAŞLAYANLAR İÇİN KOŞU PLANI

30 dakikalık bir koşu planı için ilk hafta 3 dakika koşu 2 dakika yürüyüş ideal olacaktır. Bu tempoda haftada 3 kez koşulması ve en az 5 kere tekrar yapılması idealdir.

İkinci ve üçüncü haftalarda ise 5 dakika koşu 2 dakika yürüyüş haftada en az 3 kez ve 5 kere tekrarlı şekilde uygulanabilir.

Dördüncü haftaya gelindiğinde 6 dakika koşu 2 dakika yürüyüş yeterli olacaktır. Haftada 3 kez tekrar edilen koşu programı 5 kere art arda tekrarlanmalıdır.

Beşinci ve altıncı haftalarda ise 8 dakika koşu ve 2 dakika yürüyüş denenebilir. Haftada 3 kere gerçekleştirilen koşu programı en az 5 kere tekrar edilmelidir.

Yedinci ve sekizinci haftada 10 dakika koşu ve 2 dakika dinlenme kondisyonu belli bir seviyeye gelenler için ideal olacaktır. Haftada 3 kere tekrarlanan program, 5 kere tekrarlanmalıdır.

Türkiye’nin en iyi 10 çarşısı

Türkiye’nin en iyi 10 çarşısı

KAPALIÇARŞI / İSTANBUL

 

İçeriye girdiğiniz andan itibaren etrafınızı saran mistik havasına kapılacaksınız. İçerisinde mücevherler, el dokuma halılar, 4 bin dükkânla dünyanın büyük çarşısı. Yılda 91 milyon ziyaretçiyle dünyanın en fazla ziyaret edilen turizm mekânı. Beyazıt.

KEMERALTI ÇARŞISI / İZMİR

 

Konak’taki çarşı İzmir’in tanıtımına katkıda bulunuyor. Üzeri kiremitle örtülü. Ancak 19’uncu yüzyılın sonlarında bu özelliğini yitirdi. İçerisinde kafeler, sinemalar, kilim, kıyafet mağazaları var. Tarihi çarşı farklı dokular barındırmaya devam ediyor. Konak.

MISIR ÇARŞISI / İSTANBUL

 

Eminönü’ne gittiğinizde kalabalığı takip edin, sizi Yeni Cami Külliyesi’nin içinde yer alan çarşıya götürecek. İçerisinde adını bile duymadığınız baharatlar mevcut. Ayıca hediyelik eşya, nadir bitkiler, seramik ve tekstil ürünleri satılıyor. Fatih. 

BAKIRCILAR ÇARŞISI / GAZİANTEP

Çarşı ismini 16’ncı yüzyıldan itibaren şehrin en önemli zanaat dalı olan bakırcılıktan aldı. Günümüzde eski popülerliğini yitirmiş olsa da ustalığın ve emeğin birleşerek oluşturduğu eşsiz bakır eserlerden almadan kentten ayrılmayın. Şahinbey.

MARDİN ÇARŞISI / MARDİN

 

Mardin’in mistik havası çarşıya da hâkim. Saffet Emre Tonguç, “Mardin çarşısı büyüleyici. Yerel el sanatlarıyla uğraşan ustalar köşe başlarını tutmuş. Zamanı şimdilik durdurmuşlar” diyor. Dikkat edin, gezerken kaybolmayın. Merkez.

BEŞİKTAŞ ÇARŞI / İSTANBUL

İlçenin kalbi burada atıyor. Gün boyu hareketli olan çarşı meşhur Beşiktaş taraftar grubunun da merkezi. Balıkçıları, restoranları, tatlıcıları, kafeleri ve mağazalarıyla İstanbulluların buluşup vakit geçirdiği bir yer. Beşiktaş. 

SAFRANBOLU ÇARŞISI / KARABÜK

 

Safranbolu, Osmanlı kent mimarisini yaşatan evleriyle ünlü. Tarihi çarşıda yöresel hediyelik eşyalar, lokantalar, kahvehaneler ve el ustalığı yapan işyerleri var. Deriden ayakkabı üretimi yapılan bir tek yemenici kaldı. O da Erhan Başkaya. Safranbolu.

ULU ÇARŞI / BURSA

Ulu Cami’nin yanı başında bulunan çarşı turistlerin uğrak yeri. Ünlü Bursa havlularının satıldığı dükkânlar, gözlükçüler, saatçiler ve hac ürünlerinin satıldığı 120 adet yer var. Evlenecek olanlar da çeyizlerini buradan alıyor. Osmangazi.

UZUNÇARŞI / ANTALYA

 

Cumbalı evleri, mor begonvilleri, yasemin kokusu ve arnavutkaldırımlı yoluyla huzurlu bir alışveriş ortamı sunuyor. Yokuş yukarı uzanan sağlı sollu dükkânlarda hediyelik eşyalar, takılar, kilimler, tablolar satılıyor. Kaş. 

BEDESTEN KAPALIÇARŞI / TRABZON

 

Haldun Hürel, “Tarihimizin en önemli kentlerinden biri olan Trabzon’da günümüze kalabilmiş tarihi bir çarşı. Her ne kadar restorasyonlarda ufak zararlar görmüş olsa da mimarisiyle ülkemizin en önemli çarşılarından biri” diyor. Merkez

Portland hakkında bilgiler

Portland hakkında bilgiler

Cuma

16.00
BEŞ ÇAYI HAZIR
Rus ve Pasifik kültürlerini buluşturan aşırı süslü Rus restoranı Kachka bugünlerde çok moda. Happy hour için önceden yerinizi alın. İçkiyle sunulan meze benzeri hardallı, biberiyeli, votka emdirilmiş matsutake mantarını (27 TL),  dana etinden yapılmış Rus mantısını (27 TL) tadın. Sonra Ground Kontrol’e uğrayıp gençlik yıllarınıza dönün. Bozuk para yutan makinelerde 1980’lerin popüler oyunlarını oynayın. Masaların 30 dakikası 30 TL.

19.30
ŞEFİN ŞOVU


Atıştırmalık, hafif yemek kültürüyle tanınan şehirde Ava Gene’ye rastlamak büyük şans. Mümkünse mutfağın yanı başındaki şefin masasına oturun. Bu sayede yemeğinizi mutfaktaki müthiş gösteriyi izleyerek yiyebilirsiniz.

İştahınızı dizginleyip ana yemek siparişi vermeyin, ‘giardini’ mönüsüyle yetinin. Her biri malzemeleriyle isimlendirilmiş küçük tabaklardan nadide lezzetleri tadın. Narenciye, avokado, anason, şamfıstığı, zeytin, yumurta, Meyer limonu, lakerda gibi mezelerin fiyatı 33-40 TL arasında.

22.00
GECENİN RİTMİ
Mississippi Avenue’da, restorasyonla yenilenmiş bölgelerden birindeki Mississippi Studios müzikseverlere İtalyan folk gruplarından, Porto Riko’lu rock’çılara kadar farklı müzikleri dinleme imkânı sunuyor (biletler 15-60 TL). Konser aralarında barın ardındaki dar geçitten ulaşabileceğiniz ‘saklı bahçe’ye gidin.

Alberta Arts District’s Expatriate, size Tayland genelevi dekorlu film setini  çağrıştıracak bir restoran. 2014 James Beard ödüllü şef Naomi Pomeroy’un mutfağı Asya esinli. Çerez niteliğindeki kokteyllerin fiyatı 18-50 TL arasında. Pierre Ferrand 1840 konyağı, limon, palmiye şekeri, sarı chartreuse likörü, taze badem şurubu ve mavi Curaçao ile yapılan Hollygrove’u tatmanızı tavsiye ederiz (42 TL).

Cumartesi

08.00
SADE OLSUN
Pip’s Original’ın mönüsündeki ballı, deniz tuzlu ya da tarçın şekerli leziz çöreklerin fiyatı 10 TL. Çorbalı bir kahvaltı için HA & VL’den bir kâse Vietnam taze erişte çorbası içebilirsiniz.  Her gün mönüde iki yemek seçeneği bulunuyor. Cumartesileri öğle saatlerine doğru en çok talep edilen yemekleri baharatlı biftek, et suyunda limon otlu erişte, et suyunda balık köftesi (28.50 TL).

10.00
TADINI ÇIKARMAK İÇİN TASARLANDI


 

Merkezdeki West End bölgesi, kitapçı Powell’s ile meşhur. Radish Underground’da Yeni Zelanda’dan ithal doğal pamuktan rengârenk çamaşırlar gözünüzü kamaştıracak, asırlık şapkacı John Helmer Haberdasher’de bereden hasır şapkaya kadar ne ararsanız var. North of West, 30 yerel tasarımcının tekstilden seramik ve mücevhere farklı ürünlerini sunuyor.

Tatlı şöleni için gideceğiniz Maurice’de anason likörü, çikolatalı çörekler, greyfurtlu pudding, tarhunlu ve üzümlü somon gibi lezzetler sizi bekliyor (şarap, meze, tatlı, çay dahil kişi başı 60 – 90 TL). Maurice, saat 11.00’den itibaren öğlen servisine başlıyor.

12.30
PORTLAND TUHAF OLMALI
Tuhaflıklar müzesi Freakybuttrue Peculiarium’a giriş ücretsiz. 1967’de kurulan müzede bir de dondurmacı bulunuyor. Koleksiyondaki komik hediyeler, böcek şekerlemeleri, tuhaf objeler en çok çocukların ilgisini çekiyor. 

Sellwood semtinde, ABD’nin en eski tematik eğlence parkının yakınlarında görülmeye değer bir müze daha var: Ping Pong’s Pint Size Puppet Museum. Bu da ücretsiz. İki emekli kuklacının evlerinde kurduğu müzede eski kuklalar sergileniyor, atölyede üretim süreci gösteriliyor, ayrıca salonda kukla gösterileri yapılıyor.

 

 

 


Portland biralarıyla ünlü bir şehir. Tadımlık biralar tahta tepside servis ediliyor. Columbia Nehri boyunca gün boyu koşu yapan ya da bisiklete binenlere rastlayabilirsiniz.

13.30
FASULYEDEN BARA
Woodblock Chocolate bir aile işletmesi. Çikolata yapımını atölyesinde görebilir, butik ürünlerinden satın alabilirsiniz. Biraz daha ileride, Clay Pigeon’daki Cyril’s az bilinen bir peynir ve şarap barı.
Peynirci Steve Jones, New York’taki benzeri mağazalarda, ünlü restoranların şarap kavlarında çalıştıktan sonra eşiyle birlikte burayı kurmuş.
Peynir seçimi size kalmış, fakat şaraplardan kırmızı Clay Pigeon’ı (üçlü paket 36 TL) mutlaka deneyin.

16.00
FIÇIDA TADIM
Biralarıyla ünlü bu şehirde tadım için yeni açılan küçük birahaneleri bulmalısınız. Ex Novo Brewing, sıradışı bir bira üretmiş. Moonstruck, aynı isimli çikolata ve habanero biberinden yapılıyor. Base Camp Brewing’in tavanına bir kano monte edilmiş. Tadım biralarından altısı birden tahta bir tepside ikram ediliyor (altısı 30 TL).

 

Daha özel ürünler için Commons Brewery uygun adres. Yedi fıçıyla işe başlayıp genişleyen, Avrupa esinli nano-bira evinde bugün fıçıdan tadım yapılan 13 oda bulunuyor. Ürettikleri bira 2012 Dünya Bira Şampiyonası’nda bronz madalya aldı.

19.00
ULUSLARARASI EĞLENCE
Yeni açılan Alman barı Stammtisch’te bira turunuzu sürdürün. Yanında kırmızı lahana garnitürlü fırınlanmış et (schweinshaxen) ya da tereyağıyla pişirildikten sonra vişne likörü ve cevizle lezzetlendirilen alabalık (Forelle) biralarınıza eşlik etsin.

 Portland’da mutlaka uğramanız gereken lezzet adresi Lang Baan. Sıradan görünümlü Tay restoranının arkasındaki salonda Lang Baan, aylık hazırladığı çok özel standart mönüler sunuyor (201 TL). Her yemeğin bir öyküsü var. Nar, suteresi, palmiye filizi, limon out, çıtır fıstık tatlısıyla hazırlanan Ora kral somonu tatlı ve tuzluyu buluşturan müthiş bir lezzet.

 

21.30
HARİKA KLASİK

1923’te yapılan art deco üslubundaki Laurelhurst Theater’ın neonlarla aydınlatılmış gişesinin önünde bilet kuyruğuna girin. Tarihi sinemada ‘Harold and Maude’ gibi klasiklerin yanı sıra gişe rekortmenleri, yabancı filmler, sanat filmleri gösteriliyor. Giriş 12 TL. Çıkışta caddenin karşısında at nalı şeklindeki bara gidin. Angel Face, loş bir mekân. Duvarları elle resimlenmiş duvar kâğıdıyla kaplı.

Pazar

09.00
SIRAYA GİRİN
Portland’da iyi bir pazar kahvaltısı için,akşam yemeklerinden çok çaba sarf etmek gerekiyor. Erken kalkıp sıraya girmelisiniz. Güneydeki restoranlardan Screen Door’da istiridye madalyonları kızartıldıktan sonra çedar peyniriyle taçlandırılıyor (36 TL).

Tereyağında kızartılmış tavuk budu, tatlı patates ekmeğinin üstünde servis ediliyor (45 TL).  Dokuz masalı Sweedeedee’de mönü kasap kâğıdına yazılıp kapıya asılıyor. Fakat meyveli, kaymaklı, ballı tart (15 TL) bile kapıda beklemeye değer. Bitişikteki plakçı Mississippi Records müzikseverlerin başını döndürecek kadar geniş bir R&B, soul, reggae, ska, punk ve çağdaş müzik arşivine sahip. 

13.00
PARKTA PA
ZAR
Woodlawn’daki P’s & Q’s Market’ten piknik malzemelerinizi alın. Siparişiniz doğrultusunda hazırlanacak sandviç, salata ve içeceklerle dolu sepetin fiyatı 45 TL. Sonra Willamette Nehri kıyısındaki Cathedral Parkı’na gidin. Çimlere ya da St. Johns Köprüsü’nün altındaki piknik masalarına kurulun.  Yolda Occidental Brewing Company’ye uğrayıp Köln birası Kölsch alın. Sonra ter atmak için Fin saunası Löyly’e gidin, toksinlerinizden arının (iki saati 70 TL).

watchOS 2 çıktı, Apple Watch güncelleme

watchOS 2 çıktı, Apple Watch güncelleme

HIZLI ÇEKİM & FOTOĞRAF & FOTOĞRAF ALBÜMÜ

Londra’dan Paris’e, New York’tan Hong Kong’a dünyanın en ikonik yerlerinde 24 saat boyunca çekilmiş hızlandırılmış videolardan dilediğinizi seçin. Saatinizdeki Fotoğraflar uygulamasından, sizin için özel olan bir fotoğrafı seçin ve kadran olarak ayarlayın. Ve Live Photos özelliğiyle, poz verilen kareden hemen önceki ve sonraki görüntülerden oluşan keyifli bir animasyon izleyin. Bileğinizi her kaldırdığınızda, Favoriler’inizdeki herhangi bir resim veya seçtiğiniz bir fotoğraf albümü, saat kadranınızda belirsin.

ZAMANDA YOLCULUK ZAMANI

Zamanda Yolculuk ile, Digital Crown’u çevirerek dün, bugün ve yarının etkinlikleri hakkında bilgi alabilirsiniz. Öğle yemeğinde havanın nasıl olacağını görebilir, ertesi günkü programınıza göz atabilir veya geçmişe doğru giderek, kaçırdığınız haber başlıklarını okuyabilirsiniz. Şu anki zamana dönmek için, Digital Crown’a basmanız yeterli.

BAŞ UCU MODU İLE SAATİNİZ BAŞ UCUNUZDA

Şimdi, saatinizi günün sonunda bileğinizden çıkardıktan sonra da kullanmaya devam edebilirsiniz. Bunun için saatinizi yan yatırıp şarja takmanız yeterli. Apple Watch otomatik olarak Baş ucu moduna geçer ve ekrana, Digital Crown’a veya yan düğmeye dokunduğunuzda aydınlanan bir dijital ekran gelir. Baş ucu modu, saat düğmelerine yeni işlevler de ekler. Alarmı kapatmak için yan düğmeye, ertelemek içinse Digital Crown’a basabilirsiniz.

DAHA HIZLI VE DAHA GÜÇLÜ UYGULAMALAR

watchOS 2 ile uygulamalar daha hızlı yükleniyor.

DOĞRUDAN SAATİNİZDE ÇALIŞAN UYGULAMALARLA DAHA İYİ PERFORMANS

watchOS 2’de bulunan birçok uygulama, doğrudan Apple Watch’larda çalışabiliyor. Böylece uygulamalar çok daha hızlı yüklenip işlevsel olabiliyor.

UYGULAMALARLA ŞİMDİ ÇOK DAHA FAZLASINI YAPIN

Şimdi uygulamalar, Taptic Engine, Digital Crown, ivmeölçer, nabız sensörü, hoparlör ve mikrofon gibi özelliklerden de faydalanıyor. Örneğin Ping uygulaması, golf oynarken kol hareketinizin hızını ölçmek için ivmeölçeri kullanıyor. Strava, antrenmanlarınız sırasında veri toplamak ve göstermek için nabız sensöründen yararlanıyor. Insteon ise, Digital Crown’u kullanarak evinizdeki ışıkları kontrol etmenizi sağlıyor.

ETKİNLEŞTİRME KİLİDİ İLE SAATİNİZİ KORUYUN

watchOS 2’de, Etkinleştirme Kilidi adı verilen yeni güvenlik özelliği, saatinizi etkinleştirebilmeniz için iCloud Apple ID’nizi ve parolanızı girmenizi gerektirir. Sonuç olarak, Apple Watch’unuz kaybolsa veya çalınsa bile, bilgileriniz güvende kalır.

WhatsApp’tan ‘asılsız mesaj’ uyarısı

WhatsApp’tan ‘asılsız mesaj’ uyarısı

WhatsApp yetkilisi, yaptığı açıklamada, son günlerde söz konusu platformun ücretli olacağı ve “Bu mesajı WhatsApp kullanıcısı 10 arkadaşınıza ilettiğiniz takdirde 5 sene ücretsiz WhatsApp kullanma hakkını kazanacaksınız” şeklinde paylaşılan mesajların gerçek olmadığını belirtti.

Bu mesajların kesinlikle şirketten gönderilmediğini kaydeden yetkili, “Şirket olarak WhatsApp’ı kullanıcılarımıza toplu mesaj ile resmi bülten, güncelleme ve reklam yollamak için asla kullanmayacağız” dedi.

“Böyle mesajları dikkate almayın ve söz konusu mesajları adres defterinizdeki kayıtlı kişilerle paylaşmayın” uyarısında bulunan yetkili, şirketin yıllık servis üyelik modeli üzerinde çalıştığını belirterek, “Ücretsiz deneme süresi sona erdiğinde, benzer tüm özellikleri içerecek şekilde bir yıllık abonelik ücreti 0,99 dolar olacak” ifadesini kullandı.

Robotlar yüzünden bu meslekler işsiz kalacak

Robotlar yüzünden bu meslekler işsiz kalacak

Maalesef cevap muhtemelen “Evet”.

Robotların insan gücünün yerini alacağı ve insanları işlerinden edeceği öngörüsü artık yalnızca akademik bir tartışma değil. Boston Danışma Grubu 2025’te bugünkü işlerin yaklaşık dörtte birinin akıllı yazılımlar veya robotlar tarafından yapılır hale geleceğini söylüyor. Oxford Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre ise İngiltere’deki işlerin %35’i 20 yıl içinde makineleşebilir.
Kendini tekrarlayan işler yapan ya da hesap çizelgeleriyle uğraşan ofis çalışanlarının işleri kolaylıkla yazılımlarla yapılabiliyor. Peki tehlike altındaki diğer işler hangileri?

TAKSİ ŞOFÖRLERİ

Tüm dünyadaki taksiciler, Uber’in piyasaya girmesiyle bir keşmekeş içine girdiler. akıllı telefon uygulaması olan Uber ile taksi çağırılabiliyor. Ancak taksi şoförleri, Uber taksilerinin daha az hukuki düzenlemeye tabi tutulduklarını öne sürüyor.

Ancak Uber ve Google, şoförleri dahi devreden çıkaracak bir taksi sistemi kurmak üzerine çalışıyor.

Yönetim Kurulu Başkanı Travis Kalanick bu durumu “Arabadaki diğer kişi olmazsa, taksi daha ucuza gelir” diye yorumluyor.

Bu yıl sonuna doğru İngiltere sokaklarında şoförsüz taksiler hizmet verecek. İngiliz hükümeti şoförsüz araçlar için otoyolları yeniliyor.

Lisanslı Taksiciler Derneği Başkanı Steve McNamara ise şoförsüz araçların işlerini tehdit etmediğini savunuyor.

McNamara, robotlaşmış araçların İngiltere sokaklarına çıkabilmesi için hukuki bir düzenleme gerektiğine dikkat çekiyor ve “Bu yeni bir teknoloji ve henüz kent çevrelerinde denenmemiş ve test edilmemiş bir teknoloji. Bir yıla kadar da denenmeyecek. Şoförsüz araçların geleneksel araçların olduğu yollarda çalışıp çalışmayacağı da henüz bilinmiyor” değerlendirmesinde bulunuyor.

FABRİKA ÇALIŞANLARI

Çin’de çalışanlar, gelecekte işlerini ellerinden alacak robotlar üretiyor.

Ülkede sadece robotların çalıştığı ilk fabrika Dongguan fabrika bölgesinde kurulmuştu. ehnzhen Evenwin Precision Technology adlı şirket tarafından kurulan fabrika halihazırdaki iş gücünü yüzde 90 azaltmayı hedefliyordu.
Ancak Çinlilerin robot iş gücü konusundaki hırsları bunun da ötesine gidiyor.

Geçen yıl Eylül ayından bu yana Dongguan’daki 505 fabrika robotlara yaklaşık 4.2 yen (yaklaşık 2 milyar TL) yatırım yaptı. Dongguan Ekonomi ve Bilgi Bürosu, fabrikaların yaklaşık 30 bin çalışan yerine robot kullanmayı planladığını söylüyor.

Apple’ın iPhone’u gibi elektrik cihazların üreticisi Foxconn ise gelecek 5 yılda çalışanlarının yüzde 30’unun robotlardan oluşmasını amaçlıyor. Bu rakam, diğer fabrikalarla karşılaştırıldığında “mütevazi” kalıyor.

GAZETECİLER

Eğer son dönemde Forbes dergisinde yayımlanan bir şirket mali raporuna ya da Associated Press’te yayımlanan bir spor haberine denk geldiyseniz, onun bir robot tarafından yazılmış olduğunu tahmin edebilir miydiniz?

Bazı şirketler verileri yükleyince anlaşılır kılan yazılımlar sunuyor. Quill de bu yazılımlardan biri.

Mali verilerinin açıklanmasından evvel Quill şirket raporlarını yazabiliyor. Yazılımı üreten Narrative Science şirketi de bunun Forbes dergisine binlerce şirketin raporunu yazabilme olanağı tanıdığını söylüyor. Oysa bir insan bu konuda çalıştığında, aynı sürede ancak birkaç şirketin raporunu yazabiliyor.

Narrative Science’ın baş bilim insanı Kristian Hammond, önümüzdeki 15 yılda haberlerin yüzde 90’ının makineler tarafından yazılacağını belirtiyor ancak bunun “gazetecilerin yüzde 90’ının işini kaybedeceği” anlamına gelmediğinin de altını çiziyor:

“Bunun anlamı gazetecilerin erişim alanı genişleyecek. Haber sahası genişleyecek. Gazeteciler verilerden haber yapmayacak. Belirsizliğe mahal vermeyen, kesin ve yoruma kapalı işler makineler tarafından yapılacak.”

DOKTORLAR

Robotların yatak başında durması kulağa hoş gelmeyebilir ancak çok sayıda veriyi tarayıp hastalığı tedavi etmekte oldukça başarılılar.

IBM’in süper bilgisayarı Watson, Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) bir düzine hastane ile işbirliği yaparak, çeşitli kanser vakalarında en iyi tedavileri öneriyor. Şirketin ürettiği görüntülü yazılım, aynı zamanda erken seviyedeki cilt kanserlerini de tespit edebiliyor.

Üstelik robotlar yıllardır doktorlara ameliyat sırasında yardımcı oluyor. Örneğin İngiliz Ulusal Sağlık Sistemi’ne bağlı Guy’s and St Thomas hastanesinde böbrek bağışı ameliyatlarında robotları kullanıyor. Bu tür cerrahi operasyonlarda en önemli konu yeterince hızlı olabilmek. Robotlar, donörlerin böbreği alındıktan sonra damarları insanlardan daha hızlı dikiyor ve bu da ameliyatların riskini azaltıyor.

Ancak robotların da tam anlamıyla güvenli olduğu söylenemiyor. ABD’de son on yılda cerrahi operasyonlarda hayatını kaybeden 144 kişinin ölümü robot kullanımına bağlanıyor.

Bugün ise doktorlar robotlar ve diğer makinelerle birlikte hastalara bakıyor. Human Needs Not Apply (İnsanların uygulamasına gerek yok) adlı kitabın yazarı Jerry Kaplan, “Doktorlar özellikle hastalarının kontrolünü yapay zekaya bırakmaya yanaşmıyor” değerlendirmesinde bulunuyor ve “Ancak eninde sonunda, yapay zekanın daha iyi sonuçlar verdiği ortaya çıkarsa, hastalar doktor yerine robotu görmek isteyeceklerdir” diyor.

KOKTEYL GARSONLARI

Lüks tatil gemisi Anthem of the Seas (Denizlerin Marşı), ABD’nin önde gelen mühendislikokullarından Massachusetts Institute of Technology’de birkaç yıl önce üretilen bir robotu satın aldı. Shakr Makr adlı bu robottan bir tablet ile içki siparişi verilebiliyor. Ancak içkiler menüyle sınırlı değil. Dileyen müşteriler kendi kokteyllerini kendileri yaratabiliyor.

Robot şeklindeki kol kokteyli karıştırıyor ve kırılmasın diye plastik bir bardağa koyuyor. Bardak bir bölmeye yerleştiriliyor çünkü robot içkiyi dökerken zaman zaman taşırabiliyor. Bunu biraz gösterişle yapan robot, bazen kokteyli dökmeden önce çalkalıyor da.

Tüm bu örnekler robot çalışanların sınırlarını ve yapabileceklerini ortaya koyuyor. Bu meslekler yerine kamyon şoförleri, otel çalışanları ya da avukatlar da olabilirdi.

Aslında tüm bu tartışma bir soruyu doğuruyor: İnsanlar, yeteneklerini kullanamaz hale geldiklerinde ne yapacaklar?

İşsiz kalanlar ne yapacak?

Rise of Robots (Robotların yükselişi) adlı kitabın yazarı Martin Ford, radikal değişimler yapılmadığı sürece yaygın işsizlik ve ekonomik krizler göreceğimizi söylüyor. Ford, söz konusu radikal değişimlerle asgari ücreti, garanti altına alınmış maaşı kast ediyor.

Peki böyle bir durumda insanlar boş kalan vakitlerde ne yapacak? Bunu öngörmek daha da zor. Bazıları insanların daha fazla plaja gideceğini söylerken, diğerleri iş yerlerinde insan etkisinin sürdürülmesi gerektiğini savunuyor.
Bristol Üniversitesi’nden öğretim görevlisi Nello Cristianini, BBC’ye yaptığı değerlendirmede “Umarım öğretmenler, doktorlar ve hakimler insan olarak kalırlar. Çünkü bazen konuşacak birine ihtiyaç duyuyorsunuz” diyor.

Sonuçta bugün yaptığımız işler de, işi halletmenin yanı sıra onun hakkında konuşabilmekle de alakalı. Robotlar birçok şeyde başarılı olabilirler ancak yakın zamanda ofis muhabbetine dahil olabilecek gibi görünmüyorlar.

Android telefonların ekranı kilitliyken de hack’lenebiliyor

Android telefonların ekranı kilitliyken de hack’lenebiliyor

Android işletim sistemi üzerinde, saldırganların kilit ekranını etkisiz hale getirip kilitli bir cihazın tüm kontrolünü ele geçirebilecekleri bir güvenlik açığı keşfedilmiş durumda.

Android güvenlik ekibi, Texas Üniversitesi tarafından ortaya çıkarılan problemi, bu ay gelecek bir güncelleme ile ortadan kaldıracağını bildirdi. Güvenlik açığı Android 5.0 ve 5.1.1 sürümleri etkilemiş görünüyor.

Saldırı, cihaza fiziksel olarak erişim sağlayabilen saldırgan tarafından gerçekleştirilebiliyor. Ayrıca cihazın şifre korumalı olması gerek. Kamera uygulaması etkinken parola alanına uzun bir dize girilerek kilit ekranının çökmesi sağlanıyor. Bu aşamadan sonra cihaza tam erişim sağlayan saldırganların tüm kişisel bilgilere ulaşabilmeleri mümkün hale geliyor.

Henüz düzeltme almayan kullanıcılar geçici çözüm olarak PIN veya desen tabanlı kilit kullanabilirler.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR: DÜNDEN BUGÜNE ANDROID TELEFONLAR

 

Kimyasal peeling nasıl yapılır?

Kimyasal peeling nasıl yapılır?

Kimyasal peeling yıpranmış, tazeliğini ve parlaklığını kaybetmiş cildi leke, akne izleri ve kırışıklıktan arındırmak amacıyla yapılan bir soyma işlemidir. Kimyasal peeling uygulamasından sonra cilt yüzeyiniz akne ve tıkalı gözeneklerden arınarak nefes almaya başlar. 

NASIL YAPILIR?

Kimyasal peeling’de deriye kimyasal solüsyon sürülerek cildiniz üzerindeki ölü tabaka soyulur. Böylece cildiniz sağlıksız görüntüsünü kaybedip daha sağlıklı, pürüzsüz, parlak, lekelerin kaybolduğu ve daha nemli bir görünüm elde etmiş olur.

 

Kimyasal peeling uygulaması cilt  probleminize göre yüzeysel, orta ve derin olarak değişiyor. Yüzeysel olan peeling uygulamaları haftada bir uygulanabilirken, orta derecedeki kimyasal peelingler 3-6 ay aralıkla uygulanıyor.

Estetisyen ve güzellik uzmanı Dr. Mustafa Karataş kimyasal peeling’de kullanılan malzmeleri şu şekilde açıklıyor,”Kimyasal peeling için  en çok glikolik, laktik ve meyve asitlerini içeren “Alfa Hidroksi Asitleri (AHA)” tercih edilmektedir.  AHA, meyvelerden ve diğer besinlerden elde edilen doğal asitlerdir ve yüzeysel peeling maddesi olarak kullanılır. TCA (trikloroasetik asit) ile orta derinlikte, Fenol (karbolik asit) ile daha derin peeling yapılır, bu tedavi metodları daha farklıdır..”

KİMYASAL PEELİNG’İN YARARLARI

Kimyasal peeling gözaltı  ve ağız çevrenizdeki ince kırışıklıkların, güneş ışınlarının neden olduğu belirtilerinin,sivilce izleri ve güneş lekelerinin azalmasına yardımcı olur.

KİMYASAL PEELİNG SONRASI

 

Güzellik uzmanı Pervin Dinçer kimyasal peeling sonrası uygulama yapılan bölgeyi 8 saat boyunca yıkamamayı ve  4-6 saat süreyle makyaj yapılmamasını öneriyor. Cildi kurudukça nemlendirilmesi gerektiği belirten Dinçer kimyasal peeling sonrası hafif nemlendiriciler, derin kimyasal peeling uygulamalarından sonra yoğun nemlendirici kullanılması gerektiğini söylüyor.

KİMLER KİMYASAL PEELİNG YAPTIRABİLİR?

Yüz bölgesinde rasyasyon tedavisi uygulanlar, hamileler, kalp hastaları, son 2 ay içerisinde laser soyma işlemi  veya plastik cerrahi operasyonu geçirenler hariç isteyen herkes kimyasal peeeling yaptırabilir.

Soğuk algınlığına, girbe ve nezleye iyi gelecek meyveler

Soğuk algınlığına, girbe ve nezleye iyi gelecek meyveler

Soğuk havalar kapıya dayandı ve çevrenizdeki kişilerin size soğuk algınlığına bulaştırmadan iyi gelecek meyveleri bilmenizde yarar var.

BOL BOL TURUNÇGİL

Memorial Şişli Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden  Dyt. Merve Yüksek, soğuk algınlıklarına iyi gelecek önerileri var. Önemli antioksidanlardan biri olan C vitamini, vücuttan zararlı maddelerin atılmasında ve savunma sisteminin güçlendirilmesinde önemli bir role sahiptir.

 

Bu vitamin; portakal, limon, mandalina gibi meyvelerde bol miktarda bulunmaktadır. C vitamini kaybını önlemek için meyve sularını tüketmeden hemen önce hazırlamalısınız.

VİTAMİN DEPOSU HÜNNAP

Elma, armut ve şeftali karışımına benzer bir tadı olan hünnap; elmadan 100, limondan ise 20 kat daha fazla C vitamini barındırıyor. Soğuk algınlığı ve nezlenin ilacı olan hünnap aynı zamanda kolesterol ve birçok hastalığın da doğal ilacı!

 

Yaş ve kuru olarak yenebilen, kilosu ortalama 410 liradan satılan hünnapın, küçük iğde biçiminde ve ceviz büyüklüğünde iki çeşidi bulunuyor. Büyükleri genellikle sofralık yetiştirilirken küçük hünnapların ise kurusu aktarlarda satılıyor.

PAPAYA DÖNEMİ BAŞLIYOR

Hem meyve hem de sebze olarak yenilebilen  papaya çok yönlü bir meyve. A, B ve C vitamini, potasyum ve magnezyum içeren papayının
insan sağlığına olan faydaları saymakla bitmiyor.

 

İçerdiği lif sayesinde sindirim sistemini düzenleyen papaya aynı zamanda kolestrol seviyesini düşürmede yardımcı. İçinde bulunan A ve C vitaminleri bağışıklık sistemini güçlendirerek grip ve soğuk algınlığı gibi enfeksiyonlardan korunmanızı sağlıyor.

 

Trnaklar neden yavaş uzar?

Trnaklar neden yavaş uzar?

Tırnaklarınızın uzamamasının en önemli nedeni  tırnak kökünün devam eden kısmında bulunan matrix’in  gelişmemesidir. Sinirlerin, lenf ve kan damarlarından oluşan matrix, tırnağınızı üretir ve hücrelerin yeniden yapılanmasını ve sertleşmesini sağlar. Beslenmeye devam ettiği süre içerisinde de büyümeye devam eder.

 

İnsanlarda tırnaklar günde ortalama olarak 0,1 milimetre uzar. 100 günde 1 santime eşdeğer olanbu büyümen el tırnaklarınızın tamamen yenilenmesinin yaklaşık 4-6 ay , ayak tırnaklarınızın ise 12-18 ay sürmesi demek. 

Tırnak uzamamasının bir diğer sebebi ise vitamin eksikliği. B7 vitamini olarak bilinen biotin eskikliğinden sadece tırnaklarınızın uzaması yavaşlamaz aynı zamanda  saç tellerinizin incelmesi ve dökülmesi gibi rahatsızlıklar yaşayabilirsiniz.. Biotin eksikliğinizi tam buğday, yumurta sarısı, tavuk ve kuzu eti, balık , süt ve peynir tüketerek azaltabilirsiniz. 

 

DAHA HIZLI UZAYAN TIRNAKLAR…

Tırnaklarınızın daha hızlı uzamasını istiyorsanız mutlaka ellerinizi su ile beslemeli ve su ile temas ettirmelisiniz. Tırnaklarınızın uzaması  aynı zamanda sertliğe bağlıdır. Bu sebeple tırnaklarınızı zeytinyağı ile ovabilir ya da sirke tuz karışımı hazırlayabilirsiniz, tırnaklarınızın daha güçlü olmasını sağlayacaktır.

 

 

Balın faydaları nelerdir?

Balın faydaları nelerdir?

Bal bakteri barındırmadığı için doğal antibiyotik özelliği taşır, çok güçlü bir antioksidandır. Glikoz, fruktoz, demir, kalsiyum, fosfat, sodyum, klorür, potasyum, magnezyum gibi minerallerden oluşuyor. Ayrıca B1, B2, B3, B5, B6 vitaminleri açısından oldukça zengin bir besin kaynağı. Özellikle öksürüğe, uykusuzluğa, astım ve bronşit hastalıklarına iyi geliyor.

 

KİLO VERİRKEN BAL

Bal mineral, vitamin ve amino asitler içerdiği için kilonuzu korumanıza yardımcı olur ve obizete riskini azaltır. Sabah aç karna bir bardak suya bir şeker kaşığı bal ve limon karıştırdığınızda hem güne daha enerjik başlayacak hemde  metabolizmanızı hızlandırarak kilo vermenizi hızlandıracaksınız.

YARALARA VE KESİKLERİ İYİLEŞTİRİYOR

Doğal bal, antiseptik antibakteriyel ve antimikrobiyal özelliklere sahiptir. Bu özellikler yaraların temizlenmesine ve kesiklerin daha çabuk iyileşmesine yardımcı olur.Bununla birlikte bali kesiklerin ve yaraların sevbep olduğu ağrı ve acılara iyi geliyor.

 

 

HASTALIKTA SAĞLIKTA BAL

Annelerimiz hastalandığımızda sütümüze veya bitki çayımıza boşuna bal koymamış. Yapılan araştırmalara göre bal gerçekten öksürüğe iyi gelerek öksürüğün şiddetini azaltıp boğazınızın yumuşamasını sağlıyor.

SİNDİRİME DE YARDIMCI

Bal, tüm sindirim sistemi için etkili bir antimikrobiyal ajandır. Balın içinde bulunan enzim (glikoz oksidaz), gastrit tedavisinde hidrojen peroksit bir miktarda olsa üretebilmektedir.

 

ENERJİ KAYNAĞI
Çok kısa bir sürede ve etkili bir şekilde enerji düzeyini arttıran bal yorguınluğuda iyi gelir.

botoks zararları kimler yaptırmalı?

botoks zararları kimler yaptırmalı?

Vücudunuzdaki kasları gevşetmek amacıyla kullanılan botox artık sadece güzelleşme amacıyla değil tıbbın değişik alanlarındada kullanılmakta. Botoks yaptırmanın insan sağlığına belirli bir zararı olmadığı belirtilse de botoks için en uygun yaş 18-65 aralığı. 65 yaşından sonra yüzdeki çizgiler derinleşmeye başlıyor ve botoks etki edemiyor.

 

Kalıcı ya da geçici yüz felci geçirmiş kişiler de güvenle botoks yaptırabilirler. Bu tip hastalarda yüzde meydana gelen asimetrik görünüm botoks uygulanarak giderilebilmektedir.

 

Dermatoloji uzmanı Dr. Filiz Özgür Çavuş, hamile olan veya bebek emziren kadınların enjeksiyonları yaptırmak için beklemeleri gerektiğini öneriyor. Aynı zamanda “Nöromüsküler rahatsızlıkları veya kanama problemi olanlar, tedavi yapılması istenilen bölgede deri hastalıkları olanlar botoks enjeksiyonları için uygun adaylar değildir.” diyor.

 

 

Pedikürün zararları var m? ne sıklıkla yapılmalı

Pedikürün zararları var m? ne sıklıkla yapılmalı

Pedikür, bütün gün ayakkabı içinde kalarak sıkışan  ayakların bakımsızlık sonucunda varolan  çeşitli rahatsızlıklarını gidermek için yapılan b bakım ve temizleme işlemidir. Deriye batmış tırnakları düzeltmek, nasırları yumuşatmak ya da çıkarmak gibi işleri kapsayan ayak bakımı birçok kişinin tercihi.

 

Tıpkı manikür gibi pediküründe uygulama sıklığı da kişisel tercihe göre değişiyor.Ancak  uzmanlar genellikle 1 ay arayla yapılması gerektiğini öneriyor.

.

Tırnak kırılmasını önleyen beslenme

Tırnak kırılmasını önleyen beslenme

Beslenme düzeniniz vücudunuzun devamlılığını etkileyen en büyük faktör. Tükettiğiniz besinler sadece vücudunuzun içini değil dışını da etkiliyor. Tırnak ise vücudunuzun sinyallerini size ileten aracılardan sadece biri, tırnakalrınızdaki kırılma, çatlama ve yıpranma ise size gönderilen uyarı mesajları.

EN AZ 2 LİTRE SU TÜKETİN

Tırnaklarınızın kırılma sebeplerinden biri de vücudunuzun susuz kalmış olması. Su vücudunuzun ihtiyaç duyduğu minarellerin pek çoğunu sağlarken bağışıklık sisteminizi ve cilt sağlığınızın denetiminde görev alıyor.

 

Günlük su ihtiyacı kişiye göre değişir ve kiloyla doğru orantılıdır, bu yüzden günde 2 litrelik su içme limitinizi kilonuza göre arttırmanızda fayda  var.

VÜCUDUNUZ VİTAMİNSİZ KALMASIN

Vitaminler büyüme , hücre yenilenmesi ve enerji üretimi gibi  vücudunuzdaki fizyolojik olayların sürdürülebilmesi için gereklidir. Vücudunuzdaki A,B ve d vitamini, kalsiyum, demir ve çinko eksikliği tırnaklarınızın güçsüz kalmasına sebep olur ve tırnaklarınızda yırtılma ve kırılma meydana gelir.

 

Beslenme ve diyet uzmanı Taylan Kümeli vitamin eksikliğinizi gidermeye yardımcı besinleri şu şekilde sıralıyor;

A VİTAMİNİ İÇİN NELER YEMELİ

Yalnızca hayvanlarda bulunan ve yağda eriyen doymamış bir alkoldür.Sütte, yumurta sarısında, ton ve morina balıklarının karaciğer yağında (balıkyağı) bulunur.Havuç ve havuç benzeri sarı-turuncu renkli sebzelerde A vitamininin ön maddeleri vardır.

DEMİR EKSİKLİĞİ İÇİN NELER YEMELİ

-Karaciğer, kırmızı et, tavuk, balıketi ve yumurta
– Üzüm ve pekmez
– Kuru baklagiller
– Kuru kayısı, kuru üzüm, kuru dut gibi kuru meyveler
– Yeşil yapraklı sebzeler (ıspanak, pazı)
– Fındık, fıstık ve susam

KALSİYUM EKSİKLİĞİ İÇİN NELER YEMELİ?

Süt, peynir, yoğurt, brokoli, lahana ve portakal suyu

ÇİNKO EKSİKLİĞİ İÇİN NELER YEMELİ

Et, karaciğer, deniz ürünleri (özellikle istiridye), buğday tohumu, bira mayası, balkabağı çekirdeği, yumurta, toz hardal.

 

 

 

 

 

 

 

Yüzdeki tüylenmeyi önlemek için tarfiler

Yüzdeki tüylenmeyi önlemek için tarfiler

Kadınlar ve cilt bakımı söz konusu olunca, yüzdeki tüylenme kadar can sıkıcı çok az şey vardır. Vücuttaki istenmeyen tüylerden ağda, beyazlatma, lazer gibi çeşitli yöntemlerle kurtulmak mümkün. Ancak, yüzdeki tüylere bu yöntemleri uygulamadan önce iyi düşünmek gerekiyor. Öyle ki ağda gibi kıl kökünde kalıcı tahribata neden olmayan epilasyon çözümleri, kıl köklerinin güçlenmesine ve tüylerin daha hızlı çıkmasına neden olabiliyor. Ağartıcıların hassas ciltlere potansiyel olarak zarar verebileceği bilinen bir gerçek. Lazer uygulamaları ise maliyetli olmasının yanı sıra  ince tüylerde son derece sınırlı bir etkiye sahip. Hatta yanlış dalga boyunda yapılan uygulamalar, tüylenme artışına bile neden oluyor. Çözüm için doğal ev yapımı reçeteleri deneyin! Yan etkisiz, doğal malzemeler ile tüy görünümünü azaltırken aynı zamanda cilt bakımı da yapabilirsiniz.

 

TÜYLENME NEDİR?

İnsanların tırnaklar ve gözbebekleri haricinde hemen hemen her yeri tüylerle kaplıdır. Vücuttaki nem dengesinden, ısı yalıtımına kadar bir dizi göreve sahip olan bu tüylerin büyük bir bölümü ise gözle görülemeyecek kadar ince yapıdadır. Özellikle yüz bölgesinde yer alan ve şeftali tüyü de denilen bu tüyler yaş, menopoz ve östrojen seviyesini etkileyen diğer koşullar nedeniyle artış gösterebilir.

Tıpta anormal tüylenmeye Hirsutizm adı verilir. Genellikle erkeklik hormonlarının fazla salgılanması sonucunda oluşan bu durum, kadınlarda olmaması gereken bıyık, yanaklar, çene, göğüs ve karında siyah kılların çıkmasına neden olur. Kadınların %5’ini etkileyen Hirsutizm’e, Polikistik Over Sendromu, Cushing Sendromu, Konjenital Adrenal Hiperplazi, bazı tümörler ve çeşitli ilaçlar neden olabilir. Bununla birlikte kimi durumlarda tüylenme artışı, hormonal aktivitelere ve tanımlanabilir herhangi bir nedene bağlı olmaksızın normal koşullarda da oluşabilir.

 

Nane çayı: Aşırı tüylenme, genellikle vücudun yüksek miktarda androjen üretmesinden kaynaklanır. Nane çayı, hormon seviyelerini düzenlemeye yardımcı olur. Türk araştırmacılar tarafından yapılan bir çalışma, nane çayının erkek tipi aşırı tüylenme sorununu azaltabileceğini ortaya koydu.

Uygulama: Bir bardak kaynar suyun içine bir tatlı kaşığı nane ekleyip, 10 dakika boyunca demleyin. En az 2 hafta boyunca, düzenli olarak günde 2 bardak tüketin.

Limon Suyu ve Bal: Limon suyu ve bal maskesi, tüylerin rengini açmaya ve azaltmaya yardımcı olabilir. Doğal bir ağartıcı olan limon suyu cildi temizleyip, ölü hücrelerden arındırırken aynı zamanda kıl köklerini sıkılaştırır. Bal ise nemlendirici özelliği ile cildi ve tüyleri yumuşatmaya yardımcı olur.

Uygulama: Bir çorba kaşığı limon suyunu 3 çorba kaşığı bal ile karıştırıp yüzünüze masaj yaparak uygulayın. 20 dakika bekledikten sonra ılık su ile yüzünüzü yıkayın. Gözle görülür sonuçlar almak için en az 1 ay boyunca, haftada 2 defa düzenli olarak uygulayın.

 

Zerdeçal: İstenmeyen tüylerde oldukça etkili bir baharat olan zerdeçal, birçok malzeme ile beraber kombinlenerek kullanılabilir.

Zerdeçal ve kepekli un: 1 yemek kaşığı zerdeçal ile 1 yemek kaşığı kepeği karıştırın. Yoğun bir hamur yapmak için bir ölçek susam yağı ekleyin. Hazırladığınız hamuru yüzünüze yayıp, 30 dakika boyunca bekletin. Gözle görülür sonuçlar almak için en az 1 ay boyunca, haftada 1 defa düzenli olarak uygulayın.

Zerdeçal ve gülsuyu: 1 yemek kaşığı süt, 1 yemek kaşığı gül suyu ve 2 yemek kaşığı zerdeçalı karıştırıp macun yapın. Yüzünüze masaj yaparak uyguladıktan sonra kurumaya bırakın. 20 dakika bekledikten sonra, yumuşak bir fırça ile tüylerin çıkış yönünün tersine fırçalayıp bol su ile yıkayın. Gözle görülür sonuçlar almak için en az 1 ay boyunca haftada 2 defa düzenli olarak uygulayın.

Zerdeçal, süt ve nohut unu: Yarım fincan nohut unu, 1 fincan süt ve 1 tatlı kaşığı zerdeçal tozunu karıştırıp macun haline getirin. Masaj yaparak yüzünüze uygulayın. 30 dakika beklettikten sonra, tüylerin çıkış yönüne ters olarak masaj yapın ve macunu kaldırın. Gözle görülür sonuçlar almak için en az 1 ay boyunca haftada 2 defa düzenli olarak uygulayın.

İpucu: Zerdeçal uygulanmasından sonra cildinizdeki sarı rengi kaldırmak için, bir parça süte batırılmış pamuk ile yüzünüzü silin sarı renklenme kaldırmak için, sütte bir pamuk batırın ve cildinize sürün.

Fitot-östrojenler: Çeşitli maske uygulamaları dışında, istenmeyen tüylerden kurtulmanın bir başka yolu, phytoestrogen olarak bilinen bir bileşiği büyük miktarlarda tüketmektir. Tüylenme birçok durumda östrojen hormonundaki dengesizlik sonucunda ortaya çıkar. Bilimsel çalışmalar, fito-östrojenler açısından zengin gıdalarla beslenmenin, istenmeyen tüyleri azaltmaya yardımcı olabileceğini gösteriyor. Meyan kökü, yonca, keten tohumu, rezene ve Gotu Kola’nın yüksek miktarda fito-östrojen içeren besinlerden birkaçıdır.

Bu zencefilli içecekler inceltiyor

Bu zencefilli içecekler inceltiyor

ELMA, HAVUÇ VE ZENCEFİL SUYU

 

(8 kişilik)
Malzemeler: 4 elma
                        8  havuç
                        1 salatalık
                        2 küçük parça taze zencefil

Malzemelerinizi  kabuklu veya kabuksuz olarak katı meyve sıkacağına atıp 3 gün içerisinde tüketmelisiniz.

ZENCEFİL ÇAYI

 

Yaklaşık 1 santim uzunluğunda bir zencefilin kabuğunu temizleyin ve kaynamaya bıraktığınız suyun içine bırakın. 15-20 dakika kadar kısık ateşte tuttuktan sonra zencefilli çayınızı isteğe bağlo olarak tarçın ve limon dilimleriyle içebilirsiniz.

ZENCEFİLLİ KOKTEYL

 

Malzemeler:1 çay kaşığı rendelenmiş zencefil
                       1 salatalık
                       1 limon
                       1 lime
                       1-2 nane yaprağı
                       700 ml su

Salatalığı soyun ve ince ince dilimleyin. Sonra limon, lime ve zencefili de aynı şekilde dilimleyin. Bütün malzemeleri 2 litre suya nane yapraklarıyla birlikte ekleyin. Gece boyunca buzdolabında bekletin. Her gün 3 bardak, özellikle sabahları aç karnına ve yemeklerden önce içebilirsiniz.

SUPER ZENCEFİL

 

Malzemeler: 4 adet limon
                        5 cm taze zencefil
                        2 yemek kaşığı toz kırmızı acı biber
                        4 litre su (16 su bardağı)

Suyu tencereye alıp kaynatın.İçine 4 adet limon suyu ekleyip taze zencefili rendeleyip için atın. Son olarak kırmızı acı biberi de katıp, 15 dakika kaynatın. İsteğinize bağlı olarak içiceğinizi balla tatlandırıp, sabahları aç karına 1 bardak için. Günde 2 litre su içerek, en az 1 saat yürüyüş yaparak içeceğin etkisini artırabilirsiniz..

 

Bozcaada’da bağbozumu başladı

Bozcaada’da bağbozumu başladı

Bozcaada’nın merkezinde havada üzüm küspesi kokusu var. Çevredeki şarap fabrikalarına traktörler sepet sepet üzüm taşıyor. Hatıra eşyası satan stantların önünde sıra sıra üzüm sandıkları var. Allısı morlusu, sarışını, tombulu… Renk cümbüşü ortasında bir telaş bir telaş…
Hasat zamanı… Bağbozumu günleri…

Emeğin meyvesi alınıyor. Tam bir yıl sürmüş emeğin. Hatta daha fazlasının: Bağcılar için yılın 12 değil 13 ay olduğunu söylermiş eskiler. Dikilmesi, budanması, çapalanması, ilaçlanması vb. Hiç bitmeyen kaygısı da cabası: Acaba mahsul nasıl olacak?

 

İşte o sorunun yanıtının alındığı günlerdeyiz. Bağlarda insanlar var. Ellerindeki bağ bıçakları ya da makaslarıyla üzümleri kesip sepetlere ya da kutulara dolduruyorlar. Sonra başlıyor yolculuk: Sofralıksa pazaryerlerine, şaraplıksa fabrikalara…

Bu yıl yüzler gülüyor. Geçen yıl öyle değildi. Zamansız yağmurlar ve esmeyen rüzgârlar yüzünden bağlar hastalanmış, üzümler bozulmuştu. Özellikle beyazlar. Adanın efsanevi ‘çavuş üzümü’ mevsimi neredeyse boş geçirmişti.

NEYSE Kİ İYİ BİR YIL OLDU

 

“Bağbozumu değil, bağbozgunu” demiştim bir bağcı dostuma. “İnsan bozgunu” diye yanıtlamıştı.  “Aile bozgunu” da diyebilirdik ya da adanın bağlarını tez elden arsaya çevirmek isteyenlerin bayramı…

O kadar para harca, soğukta poyraz ciğerini sökerken ya da sarı güneş beynini pişirirken çalış, didin, uğraş… Sonuç sıfıra sıfır, elde var sıfır…  Hatta sıfır bile değil, eksi.  Bir sürü borç…

Neyse ki bu yıl  ‘iyi bir yıl’ oluyor! Alınan önlemler ve uygulanan yöntemler sayesinde  hastalığın etkisi sınırlandı, yağmurlar zamanında ve bol yağdı, rüzgârlar vaktinde ve güçlü esti. Bu yıl üzüm bol ve sağlıklı. Sofralıklarda da öyle, şaraplıklarda da. Şimdi hasat zamanı. Bağbozumu…

İLK KESİM DUALARLA
Bağbozumu, yani üzümlerin toplandığı dönem, ağustosun başından eylülün sonuna kadar uzanıyor. Ada Rumları, ilk kesimi 6 Ağustos’ta dualarla yapar ve onu kutlarlarmış. Şimdi de bazı firmalar, ilk kesimi yaptıkları günlerde kendi aralarında küçük kutlamalar düzenliyorlar. Hele mahsul iyi ise…

Evet, ‘iyi bir yıl’ olarak anılacak 2015. Adanın hemen tamamen bağcılık ve şarapçılıktan geçindiği, herkesin bağcı olduğu dönemlerde bile endermiş böyle yıllar. Hep bir şeyler ters gidermiş.  Tam her şeyin yolunda gittiğine inanıldığı sırada bir şey, diyelim haziranda yağan iri taneli dolu, bağları mahvedermiş.

 

Adanın bir bilge bağcısı, İrfan Aral bundan 20 yıl kadar önce bana şöyle demişti: “Kırk yıllık bağcılık hayatımda her şeyin iyi gittiği yılların sayısı dördü geçmez. Ama gene de bağlardan umut kesilmez.” Bir başka bilgeden (Will Rogers) esinlenerek şöyle diyebiliriz: “Bağcının iyimser bir insan olması gerekir, yoksa bağcı olamaz!..”

ARTIK HERKES BAĞCI OLMUYOR 
Adaya geldiğim yıllarda, yani 1980’lerin sonrasında, adada hayatın ritmini bağlar belirlerdi. Takvimi bağcılık takvimiydi: Budama zamanı, çapa zamanı, kükürt zamanı, bağbozumu… Hayat bir döngüydü. Her yıl aşağı yukarı aynı günlerde aynı şeyler yapılırdı. Herkes bağcıydı ya da bağlarla bir bağlantısı vardı.

Adaya gelmeden önce yabancı dilde bir dergi için yazacağım yazının araştırmasını yaparken bir ansiklopedide Bozcaada için şöyle yazıldığını görmüş ve gülmüştüm: “Bozcaada’ya insanlar farklı nedenlerle giderler ama sonunda hepsi bağcı olur.”
Artık öyle değil. Bozcaada’ya gelip yerleşenler artık otelci, pansiyoncu, lokantacı ya da garson oluyor. Adada hayatın ritmi turizm takvimine ayarlı: Bayramlar, tatiller, şenlikler, geziler… “İyi bir yıl” dediğinizde akıllara turizmin durumu geliyor.

 

BAŞKA BOZCADA YOK
Bu arada, bağcılık ve şarapçılığın geleceği konusunda derin kaygılar yaşanıyor. Kontrolsuz turizmin, rant tamahkârlığının, zevsizlik ve kültürsüzlüğün bu minicik pırlantayı yok etme olasılığı var. Aşırı yapılaşma, betonlaşma, kirlenme tehlikeleri sık sık adanın mendireklerini dövüyor. Biri bitti derken bir başkası geliyor. Oysa başka Bozcaada yok.

Yüzlerce yıl boyunca gezginler Ege’deki yüzlerce  ada arasında en iyi şarapların Bozcaada’dan (Tenedos) çıktığını yaza yaza bitirememişler. Adanın insansızlaştırıldığı dönemlerde bile, ıssız adaya çıkanlar pek çok yerin asmalarla kaplı olduğunu keşfetmişler. 20’nci yüzyılın ilk yarısında, Rumlar adadayken, Bozcaada şarap üretiminde bugün hayal bile edilemeyecek rekorlar kırmış. Mesleği onlardan devralan Türkler de ayakta kalmayı başarmışlar. Bozcaada denince akla üzümler ve şaraplar gelmeye devam etmiş.

HER YER ARSA OLMAYI BEKLİYOR  
Aslında, bu arada, Bozcaada’nın karşısına müthiş de bir fırsat çıkmış: Turizm ile şarapçılığı buluşturma ve ihya olma fırsatı. Son 25 yıldır dünyadaki en kârlı turizmin şarap bölgelerine yönelik turizm olduğu ortada: Toskana, Provence, NAPA Vadisi ve diğerleri…

Bozcaada’nın bunlardan eksiği yok, fazlası var. Peki, Bozcaada’nın bu potansiyeli desteklenmiş mi? Tam tersine, kösteklenmiş. Şarap üretimi ve tanıtımına getirilen engellerle, bir ara çok tutulan Şarap Tadım Günleri bile yapılamaz olmuş. Bunlara rağmen adalı firmalar çıtayı yükselterek adanın geleneğine ve şöhretine layık şaraplar yapma çabası içindeler…

Ancak adanın bağlık alanlarında ciddi bozulma emareleri var. 12 bin dönüm dolayındaki bağ alanlarının olsa olsa 4-5 bin dönümü için ‘bakımlı’ denebilir. İlk fırsatta arsa olmayı bekleyen bozulmuş bağlarla dolu her yer. Adanın has üzümü sayılan ‘kuntra’ ve ‘karalahna’ bağlarında yaşlanma dolayısı ile ürün azalıyor. Onların yenilenmesi şart.

 

Bağ alanlarının bozulmasını ve satılmasını kesin olarak engelleyecek yasalara ve kurallara ihtiyaç var. Adada sayfiye evleri olanların bağlarının bir üretim kooperatifince işletilmesi benim 20 yıl önce ortaya attığım ama hâlâ uygulanmamış olan bir proje. Bence canlandırmakta yarar var.

Bu yıl 4-6 Eylül tarihlerinde yapılan bağbozumu festivali, gelenlerin çoğunun bağlarla ilgisi ve bilgisi olmasa da, coşkulu geçti. Adanın eski patronu ‘bağcılık’ ile yeni patronu ‘turizm’ arasında bağlar kurmak üzere bu türden etkinlikler yararlı olabilir.
Çünkü şenlik nedeniyle adaya gelenlerden bir kısmı bağlara giderek, şarap fabrikalarını ziyaret ederek, bağcı sohbetlerine kulak misafiri olarak ilk kez bu zengin kültürle tanışıyorlar. Ve işte o zaman, Kuzey Ege’deki bu küçük adanın sıradan bir yer olmadığını anlıyorlar.

Tatil için türkiye sahillerden 80 öneri

Tatil için türkiye sahillerden 80 öneri

ASOS/ KAZ DAĞLARI/  AYVALIK

 

1-İda Blue Hotel/ Adatepe: Huzurun adresi.
2-İda Costa Hotel/ Assos: Alabildiğine Ege.
3-Teomida Hotel/ Burhaniye: Dev bahçe.
4-Ortunç Hotel/ Ayvalık: Eşsiz koy.
5-Ayna Restaurant/ Cunda: Balığın en iyisi.
6-Mola Hotel/ Cunda: Ev Rahatlığı.
7-Gulet Restaurant/ Küçükkuyu: Makul fiyat.
8-Limonata Hotel/ Assos: Ferah.
9-Cihat Usta’nın Yeri/ Assos: Balığın alası. 
10-Assosyal Hotel: Şaşırtıcı.

BODRUM

 

1-Caresse Luxury Collection Resort: Büyüleyici.
2-Il Riccio Restaurant: Tatlıları dillere destan.
3-No: 81 Hotel: 10 numara.
4-Kabuk Restaurant: Özel.
5-Limon/ Gümüşlük: Doğanın içinde.
6-29/ Tilkicik Koyu: Yemek ve eğlence.
7-Kuumsal Restaurant:  Bademli sufle yıkılıyor.
8-Garo’s Restaurant: Kalabalık kaçınılmaz.
9-Bella Sombra Hotel: Küçük ama şık.
10- Melengeç Restaurant: Farklı bir alternatif.

 

ALAÇATI

 

1-Alavya Hotel: Şık.
2-Alancha Restaurant: Lezzet mabedi. 
3-Langaza Restaurant: Sıradışı. 
4-Köyün Delisi Bar: Çok keyifli.
5-Traktör Bar: Ortam şahane.
6-Viento Hotel: Sıcak.
7-Kapari Bahçe Restaurant: Gözde.
8-Dondurmino Dondurma: Orijinal.
9-Zio Beach Plajı: Lezzetli sahil.
10-Alura Hotel: Keyifli.

DATÇA

 

1-D Maris Hotel: Dünyanın en iyilerinden.
2-Golden Key Hotel: Huzur.
3-Zephyros Hotel: İzole cennet.
4-Bozburun Yat Kulübü: Güler yüzlü.
5-İncir Restaurant: Meze, manzara.
6-Sardunya Restaurant: Başarılı.
7-Mehmet Ali Ağa Konağı: Geçmişe yolculuk.
8-Le Jardin de Semra: Lezzet ve caz.
9-Doğan Motel: Yalın ama hoş.
10-Doris Hotel: Yeni ve güzel.

ÇEŞME

 

1-Noni’s House: Kahvaltısı olağanüstü.
2-Marge Hotel: Ilıca’nın en güzeli.
3-Before Sunset Plajı: Gör-görül.
4-Fly-inn Plajı: Tıka basa dolu.
5-Tokmak Hasan’ın Yeri: Döner ve kuru fasulye.
6-İmren Lokantası: Tam bir nostalji.
7-Kumrucu Hüseyin/ Ilıca: Kumrusu 10 numara.
8-Dost Pide/ Ilıca: Pidenin kralı.
9-Yalı Balık/  Şifne Yolu: En tazesinden.
10-Ada Balık: Ayaklar denizde.

GÖCEK

 

1-Breeze Restaurant: Hak edilmiş fiyat.
 2-Q Lounge: Gün batımı.
3-Dursun Usta Et Lokantası: Etin alası.
4-West Cafe: Kahvaltı efsane.
5-D-Resort: Şık mimari.
6-Özcan Balık Restaurant: Doğru adres.
7-Olive Farm: Çiftlik ürünleri.
8-Dim Elit Hotel Restaurant: Denizin üzerinde.
9- Sailor’s Pub: Gerçek İrlandalı.
10-Koylar: Tersane, Göbün, Sarsala, Bedri Rahmi

KUŞADASI

 

1-Tranche Restaurant: İyi Şef.
2-Köy Sofrası: Kirazlı Kahvaltı.
3-Kazım Usta Balık Restaurant: Tek.
4-Dilek Yarımadası Plajları: Keyif. 
5-7 Bilgeler Hotel: Butik. 
6-Amara Sealight Elite Hotel: Ünlü.
7-Avlu Esnaf Lokantası: Ege yemekleri.
8-Marina Deniz Restaurant: Şık.
9-Selçuk Köftecisi: Bir efsane.
10-Karina Balık: Çok lezzetli.

 

ANTALYA

 

1-Nirvana Lagoon Suites & Spa: Adına layık.
2-Maxx Royal Kemer Resort: Muhteşem koy.
3-Kaya Palazzo Golf Resort: Orman içinde.
4- Regnum Carya Golf & Spa Resort: Şık.
5-7 Mehmet Restaurant: Mutlaka denenmeli.
6-Asmani Restaurant: Dünya lezzetleri.
7-Il Vicino İtalyan Restaurant: İtalyan lezzetleri.
8-Seraser Restaurant: Rafine lezzet.
9-İzmirli’nin Yeri: Ev yemekleri.
10-Kaison Sushi: Uzakdoğu lezzetleri.

 

 

Huzurlu bir tatil: Yayla, deniz, tarih, yemek… Size iyi gelecek birini seçin ve düşün yollara

Huzurlu bir tatil: Yayla, deniz, tarih, yemek… Size iyi gelecek birini seçin ve düşün yollara

BODRUM TURU

 

“Her şey bir arada olsun” isteyene
Bu yıl hayalini kurduğunuz Yunan adaları tatilini yapamadınız mı? Dert etmeyin. Bizim de aynı denizin bu yakasında birbirinden güzel plajları, hareketli gece hayatı ve zengin mutfağıyla “Bodrum”umuz var.  Bu turla sadece Bodrum’u keşfetmekle kalmayacak, Azmak Çayı, Gökova Körfezi’ni gezecek ve Didim Altınkum Plajı’nda yüzme molası vereceksiniz. Anıtur, 20-26 Eylül. Fiyatı: 429 TL. (0850 300 0 264)

BATI KARADENİZ TURU

 

Gönlünde yatan kasabayı arayana
Hani görünce “Keşke burada yaşasam…” denen kasabalar vardır ya, işte Amasra da onlardan biri… Tek farkı, Ege ya da Akdeniz kıyısında değil Karadeniz kıyısında olması. Burada yeşilin her tonunu görebilir, köy pazarlarında alışveriş yapabilir ve nefis yemekler yiyerek huzurlu ve sakin bir bayram tatili yaşayabilirsiniz. Tatilbudur, 24-25 Eylül. Fiyatı: 255 TL. (444 0 484)

BODRUM-GÖKOVA KÖRFEZİ TURU

 

Denizden vazgeçemeyene
Tekneyle Bodrum Limanı’ndan başlayan tur, Orak Adası, Çökertme, Yediadalar, Löngöz, Tuzla, Kargılı ve Pabuçburnu’ndan geçerek Bordum’a geri dönüyor. Her tarafınızı mavilik bürüsün ve günlük dertlerinizden biraz uzaklaşmak istiyorsanız bu tur ideal bir seçenek olabilir. Turda Kleopatra Adası’nda yüzme ve burayı yakından tanıma fırsatınız da olacak. Tatilsepeti.com, 20-27 Eylül. Fiyatı: 900 TL. (444 44 20)

KAPADOKYA TURU

 

Başka dünyaları merak edene
Başka gezegenleri merak ediyorsanız işte size uzaysız, mekiksiz bir fırsat. Kapadokya turu… Dünyanın dört bir yanından yüzbinlerce insanın görmeye geldiği UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ndeki Kapadokya, size kendinizi başka bir gezegende hissettirecek. Doğayla insanın el ele vererek nakış gibi işlediği Kapadokya’dan balon turu ve at safari yapmadan dönmeyin. Jolly Tur, 23-25 Eylül. Fiyatı: 379 TL. (444 0 644)

KLASİK KARADENİZ VE YAYLALAR TURU

Huzuru doğa ananın kollarında bulana
Orman sınırının üzerindeki yaylalar, şırıl şırıl dereler, canlı çeşitliliği ve yeşilin bin bir tonu burada. Üstelik havaların en güzel olduğu günlerdeyiz. Biraz kafa dinlemek ve huzur bulmak için birebir. Maçka, Sümela Manastırı, Atatürk Köşkü, Uzungöl, Altındere Milli Parkı, Atatürk Köşkü, Lustra ve Karestar Yaylası görülecek yerler arasında. Coraltravel, 26 Eylül-3 Ekim. Fiyatı: 549 TL. (444 0 684)

GÜMÜŞHANE SAKLI GÜZELLİKLERE YÜRÜYÜŞ TURU

 

Yeni bir yer keşfetmeyi arzulayana
Santa Harabeleri, Camiboğazı, Hanzeriye yaylaları, Kromni Kiliseleri, Meryem Ana Manastırı ve Kov Kalesi… Söz ettiğimiz yer Gümüşhane ve bu turla buranın tüm güzelliklerini adım adım yürüyerek görüp tanıyabilirsiniz.  Tur boyunca yörenin kendine has lezzetlerini de tatma olanağınız olacak. Tatilsepeti.com, 24-27 Eylül. Fiyatı: 1150 TL. (444 44 20)

EGE VE AKDENİZ TURU

 

“Huzur nerede ben oraya” diyene
Tatilde de olsa sıcak ve kalabalık sevmiyorsanız sizin zamanınız geldi demektir. Fazla kalabalık olmayan kumsallar, bunaltmayan güneş ve kalabalığın çekilmesiyle sakinleşen otel, pansiyon ve tatil beldeleri tam da bugünlerde olgunlaşmış meyve misali en lezzetli günlerini yaşıyor.  Ege ve Akdeniz sahillerini kapsayan bu turla tarihin içinde gezinerek sahillerimizin en güzel plajlarının tadını çıkarabileceksiniz.  Jolly tur, 25 Eylül-4 Ekim. Fiyatı: 829 TL. (444 0 644)

 

PAMUKKALE TURU

 

Sakin ama farklı bir seçenek arayana
Pamukkale, UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alıyor. Yani dünyanın sayılı doğal güzellikleri arasında… Bu turda bir yanda bembeyaz travertenlerde akan suyun içine oturarak güneşin batışını izleyebilir, hem de bölgedeki Hierapolis gibi antik kentleri görebilirsiniz. Ets Tur, 23-27 Eylül. Fiyatı: 398 TL. (444 0 387)

 

KONYA MİSTİK MÜZİK FESTİVALİ TURU

 

Hoşgörü ve huzur peşinde olana
Mevlana Celaleddin Rumi’nin doğum yıldönümü etkinlikleri kapsamında düzenlenen festivale dünyanın farklı yerlerinden gelen sanatçılar katılıyor. Tasavvuf müziğini ve diğer kültürleri tanıma fırsatı bulacağınız gezide UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde yer alan Çatalhöyük de ziyaret edilecek. Fest Travel, 24-26 Eylül. Fiyatı: 850 TL. (0212 216 10 36)

 

URFA, ANTEP, ANTAKYA GURME TURU

 

Tarih ve lezzet düşkününe
Hem siz bayram edin hem de mideniz. Bu turla bir yandan dünyanın bilinen en eski yerleşim yeri Göbeklitepe’yi, Gaziantep’in tarihi çarşılarını ve Antakya’yı gezerken, diğer yandan Güneydoğu mutfağının en lezzetli örneklerini tadacaksınız. Deepnature, 23-26 Eylül. Fiyatı: 1479 TL. (0212 243 68 85)

 

LİKYA TURU

 

Kalbi Ege’de kalana
Ege’de hem geçmişin izlerini sürmek, mavi sularda kulaç atmak hem de eğlenmek isteyenler için ideal. Bölgenin kendine has lezzetlerinden oluşan zengin sofraları turun bir diğer cazip noktası… Tur kapsamında Kordon, Konak Meydanı, Çeşme, Ilıca, Alaçatı, Didim ve Efes Antik Kenti gezilecek. Anı Tur, 23-27 Eylül. Fiyatı: 599 TL. (0850 300 0 264)

KUZEY EGE TURU

 

Tarih ve doğadan hoşlanana
Çanakkale Savaşı’nın 100. yılında bölgeyi rehber eşliğinde gezeceğiniz bu turda Bozcaada’nın tarihi evlerini görüp plajlarında yüzebilirsiniz. Ayrıca Ayvalık’ta Assos harabeleri gezisi ve Şeytan Sofrası’nda günbatımı yapılacaklar listesinde. Tur Cunda Adası’yla son bulacak. Pronto Tur, 25-27 Eylül. Fiyatı: 429 TL. (444 91 92)

ESKİŞEHİR TURU

 

Anadolu’nun incisini merak edene
Doğal güzellikleri, enerjisi, kendine has lezzetleri ve tarihiyle Anadolu’nun en görülesi kentlerinden olan Eskişehir’i anlamak ve tanımak isteyenler için uygun fiyatlı bir fırsat. Kurşunlu Külliyesi, Cumhuriyet Eserleri Müzesi, Odunpazarı evleri, Atlıhan Tarihi Çarşı gezisi turun programlarından birkaçı. Ets Tur, 24-27 Eylül. Fiyatı: 328 TL. (444 0 387)

 

 

 

Günübirlik tatil gezi önerileri

Günübirlik tatil gezi önerileri

MOGAN GÖLÜ / ANKARA – 100 TL.

 

Ailece göl kenarında huzurlu bir gün geçirmek için ideal. Yanınızda oltanızı getirip tuttuğunuz balıkları pişirebilirsiniz. Olmadı, etleri (iki kilosu 80 TL), kömürü ve meşrubatı (yaklaşık 20 TL) yanınızda getirin, oturun. Basketbol, tenis ve futbol sahaları da var.

MELEN ÇAYI / DÜZCE – 94 TL.

 

Yol masrafını gözünüzde büyütmeyin. O yöne giden bir araçla yolculuğunuzu paylaşabileceğiniz BlaBlaCar’la İstanbul’dan Düzce’ye 17 TL’ye gidebilirsiniz. Melen Rafting’de 60 TL’ye ekip ruhunu yaşayın. Düzce Rafting’de 100 TL’ye kahvaltı, rafting, akşam yemeği, fotoğraf ve video dahil paketi seçebilirsiniz.

FORUM İSTANBUL AVM / İSTANBUL – 61 TL.

 

Sealife Akvaryum’da 83 metre uzunluğundaki Okyanus Tüneli’ni, 47 adet sergi tankında 5 binden fazla deniz canlısını göreceksiniz. Ardından Legoland’e geçin. Krallık Macerası Lazer Oyunu ve Merlin’in Çırağı’nın ardından 4D Sinema’da karakterlerin canlanışını izleyin. Ortak giriş bileti 61 TL.

TARİHİ YARIMADA / İSTANBUL – 55 TL.

 

İslamiyet ve Hıristiyanlığın simgeleriyle dolu Ayasofya’ya Müzekart (30 TL) alarak girebilirsiniz. Ardından mavi çinilerle süslü Sultanahmet Camii’ni gezin. Ara verip tarihi Sultanahmet Köftecisi’nde ızgara köfteyi 15 TL’ye yiyin. Son durak; 336 sütunla işlenen Yerebatan Sarnıcı’nı 10 TL’ye keşfedin.

ŞEHİR TURU / İZMİR – 85 TL.

 

Sabah Pasaport’a yürüyün. 20 TL’ye İskele’de kahvaltı yapın. Oradan Mask Müzesi’ne geçin. İşe güce dalıp ihmal ettiğiniz Asansör’e yönelin. Yolunuzun üzerinde bulunan Arkeoloji Müzesi’ni (10 TL) görmeden geçmeyin. Akşam yemeğini Asansör’de, Karşıyaka manzarasına karşı yiyin. Ortalama 55 TL.

BEYPAZARI / ANKARA – 57 TL.

Ankara merkez Etlik Otobüs Terminali´nden saat başı kalkan otobüslerle ulaşabilirsiniz. Gidiş-dönüş 22 TL. ‘Fatma Teyze’nin Yeri’nde gözleme ve ayranı (15 TL) deneyin. Gitmişken yöresel takılardan (20 TL) alın. Yol üzerinde satılan Ayaş domateslerini atlamayın.

BÜYÜKADA / İSTANBUL – 85 TL.

 

İstanbul’un en büyük adasına Bostancı’dan kalkan vapurla gidin (Gidiş- geliş 10 TL). İskelede yürüyüşün ardından Leydi Cafe’ye oturun, peynirli tost ve çay (6 TL) sipariş edin. Araba Meydanı’ndan 67 TL’ye kiralanan faytonla adanın tamamını görün.

KUŞADASI / AYDIN – 22.5 TL.

Tarih tutkunuysanız: Meryem Ana Evi (5 TL), St. Jean Kilisesi… Deniz, kum, güneş dilerseniz: Akyar, Kadınlar Denizi, Tavşan Burnu… Plajda mısır (2.5 TL), midye (1 TL) ve elma şekeri (3 TL) yemeli. Tuki’de 11 TL’ye adanın geleneksel sandviçi çarşaflı denenmeli.

KAPALIÇARŞI / İSTANBUL – 69 TL.

‘Rusya’dan Sevgilerle’ ve ‘Skyfall’ sahnelerini hatırlamak için: Önce Kapalıçarşı’da dolaşın. Parçacılar Sokak’taki Burç Kebap’ta Adana kebabı, ayran ve künefeyle karnınızı doyurun (22 TL). Mısır Çarşısı’nın önünde bir çay için, kısa bir Boğaz turuyla devam edin.

AYVALIK / BALIKESİR – 69 TL.

 

Sarımsaklı Plajı’nda doyasıya yüzün. Şeytan Sofrası’nda günü uğurlayın. Camileri, kiliseleri gezdikten sonra Bay Nihat’ta Ayvalık tostu (6 TL), üstüne papalina balığı (20 TL) ve lokma tatlısıyla karnınızı doyurun. Balıkesir merkezden Ayvalık’a 38 TL’ye gidip dönebilirsiniz.

 

JÜRİ
Mehmet Yaşin, Gezgin ve gurme
Saffet Emre Tonguç, Rehber ve gezgin
Serkan Ocak, Hürriyet Seyahat Yayın Yönetmeni
Aynur Tartan, TV Programcısı ve yazar
Erdal İpekeşen, Gazeteci
Faruk Pekin, Fest Travel sahibi

 

 

Kapadokya

Kapadokya

Neden şimdi?
Kapadokya’nın hazır caydıran sıcakları dinmişken, can yakan soğukları çıkmadan, tatlı tatlı esen gündüzleri bozmadan.

Özelliği ne?
Tarihi taşlara, tepelere gram zarar vermeden; doğal kaya oluşumlarını milim oynatmadan; sadece insan eliyle üç yıl süren bir restorasyon sonucu ortaya çıkmış. İddiaları bu. Doğal yapısı, duruşu iyi geliyor, sakinleştiriyor.

Hangi odasında kalmalı?
Balkonlu taş oda. Odanın içi çok geleneksel koksa da balkonu adamı fena çarpıyor. Önünüzde şarap kadehi, kımıldamadan saatlerce durmak istiyorsunuz. Bin yıllık taşları dinlemek ve konak hikâyeleri uydurmak…
 
Banyosu nasıl?
Balkon hariç, hemen her odanın en güzel kısmı. Bazılarında daha loş, daha modern, bazılarında taştan ve otantik.
Günü otelde geçirecekseniz… Sıkı kahvaltı ve akşam yemeği faslı dışında otel ve civarında çok da oyalanmamalı, muhtelif aktivitelere yüklenmeli.

 

Otel çalışanlarının/sahiplerinin kolu, bölgede yapabileceğiniz her türlü aktiviteye uzanabiliyor. Kimisi balon pilotu; gündoğumundaki balon turlarına katılım kolaylığı sağlıyor; kimisi ATV turları, yürüyüş atraksiyonları düzenleyenlerle yakın ahbap, hemen aracı oluyor.

En büyük artısı…
Tüm çalışanların yüzündeki tebessüm… Kırk yıllık ahbap gibi sarıyor, sarmalıyor. Her türlü kusuru, eksikliği örtüyor. Kapıda Lütfiye Hanım tatlı diliyle, mutfakta Soner Bey şahane menemeniyle tatilin en tatlı anısına dönüşüyor.

En büyük eksisi…
Lobisinden bazı odalarına, restoran bölümünden balkonuna yer yer insanın üstüne gelen ‘kitsch’ havadan kaçış yok. Yörenin doğal dokusu, geleneksel tarzı daha ‘yormayan’, daha ‘yeni’ duran bir dille korunabilirmiş.

Fiyatı:

İki kişilik oda&kahvaltı fiyatları standart taş odası için 270 TL. 4-5 kişinin kalabileceği Çavuşin Kalesi manzaralı ‘King Mağara’ süitin geceliğiyse yaklaşık 500 TL. Diğer süit odaların (‘executive’ ve ‘presidental’ fiyatlarıysa 375 – 450 TL arasında değişiyor.

Olur da yer bulamazsanız…
The House Hotel grubu Ortahisar Merkez’deki otelini nihayet tamamladı, yaz başı hafif bir açılış yaptı. Bölgenin şimdilik en iddialı, en popüler çocuğu. Lüks anlayışı her halinden okunuyor.

Adresi: Çavuşin, Avanos/Nevşehir,
www.phocascavesuites.com

Bayramda doğayla içiçe

Bayramda doğayla içiçe

BAYRAMDA YAYLALAR  

Kurban Bayramı’na özel rota çok ama fırsatları kaçırmamak için kararı son dakikaya bırakmamak gerekiyor. Bayramda Karadeniz’e gitmek isteyenler için Tamzara Tur, beş güne yayılan kapsamlı bir program hazırlamış. Trabzon’dan başlayan gezi, ilk gün Ayasofya Kilisesi, Atatürk Köşkü ve Sümela Manastırı’nda devam ediyor. İkinci günün durakları Çat Vadisi, Zilkale, Palovit Şelalesi, Çamlıhemşin Konaklar Mahallesi. Üçüncü gün Avusor Yaylası ve buzul gölü Büyükgöl’de geçiyor. Dördüncü gün Çağlayan Konakları ve Karagöl’e uğranıyor. Son günse Rize’de çay fabrikası, bez atölyeleri geziliyor. Son durak Sürmene. (Tamzara Tur, 23 -27 Eylül,  kişi başı 1050 TL, 0212 251 98 64)

EKİM GÖRÜNÜŞLÜ EYLÜL FESTİVALİ

 

1810’da at yarışı kutlamaları olarak başladı; ama şişede durduğu gibi durmadı. Almanya’da Bavyera eyaletinin başkenti Münih’te dev bira bardakları, eylülün ortasından itibaren iki hafta boyunca dolup dolup boşalacak. Evet, Oktoberfest her yıl olduğu gibi bu yıl da eğlenceyi fazla kaçırmak isteyenler için ideal. Adının içinde ‘ekim’ sözcüğünün geçmesine bakmayın, esas mesai eylülde; ekimdeki ilk hafta sonu mesele biter. Münih belediye başkanının bir fıçıya çeşme çakmasıyla festival başlar. Önemli uyarı: Biralar festival için özel üretiliyor ve normalden sert.

EN SÜRPRİZLİ HAVAALANI

Singapur’a Changi Havalimanı’nı görmek için bile gidilebilir. Birinci terminalde transit uçuşlarını bekleyen yolcular için bir havuz mevcut; çatıdaki kaktüs bahçesi göz alıcı. İkinci terminalinin yıldızı orkide bahçesi. Üçüncü terminaldeyse, bedava yararlanılan bir sinemayla birlikte tam bir sürpriz var: Kelebek bahçesi… 

EN ROMANTİK ÜLKE TÜRKİYE

İngiliz seyahat firması Momondo,  halkı tatillerde en çok romantik anlar yaşayan ülkeleri sıralamış. Bir numarada yüzde 35 ile Türkiye var. İkinci yüzde 34 ile İtalya ve üçüncü yüzde 29 ile İngiltere.

Puglia İtalya keşfetme turu.

Puglia İtalya keşfetme turu.

Puglia çok renkli ve çok değişik bir belde. İtalya deyince akla ilk gelen yer olmadığı için de çok özel. 16’ncı yy’da İtalya’nın güneyinde Napoli Kralı’ndan izin alınmadan hiçbir bina yapılamazmış. ‘Çizme’nin topuğu ‘Puglia bölgesinin’  toprak ağası ‘Gian Girolomo Acquaviva d’Aragona’  bu kuralın açığını yakalamış.

Sıva kullanmadan tek bir kişinin yapabileceği veya istenirse hemen yıkabileceği evler. ‘Trulli’ evleri bir teoriye göre de bizim Harran evlerinin kopyası. Etrüskler Kuzey İtalya’da yaşayan, çok ileri medeniyet sahibi, biraz da değişik bir kavim…

Yunanlı tarih babası Herodot’a göre, Anadolu kökenli bu değişik insanlar, zamanının diğer insan topluluklarının bir ‘tık’ ilerisinde imiş.
Gene bir teoriye göre, bu konik evler ‘Trulli’ evleri Etrüskler tarafından Harran’dan getirilmiş.

Bir teoriye göre Roma medeniyetinin de kökü. Yunanlı tarih babası Herodot’a göre, Anadolu kökenli bu değişik insanlar, zamanının diğer insan topluluklarının bir ‘tık’ ilerisinde imiş. Gene bir teoriye göre, bu konik evler ‘Trulli’ evleri Etrüskler tarafından Harran’dan getirilmiş bir inşaat şekli. Bana pek olası gelmedi açıkçası çünkü Trulli evleri harçsız kuru yapılıyor. Kırılması kolay.

Tabaka tabaka çıkarılan kireçtaşlarının gittikçe küçülen daireler halinde üst üste konulması ile yapılıyor. Kubbe tekniği ile yapılmadığı için en tepeye kadar çıkıp tepede bir kilit taşına ihtiyaç yok dolayısı ile en tepesi istediğiniz çapta açık kalabiliyor.    

 

Rehberimiz ‘Mimmo’ (bizim kamera ekibi çocuklar adını ‘Cemil’ koydular) Anadolu tipli bir adam, ısrarla bu tip yapı tekniğinin Anadolu’dan geldiğini söylüyor. Elinde kendi çizdiği Harran evleri ve ‘Trulli’ evlerinin eskizleri var.

 Eski formunda en üstü açık imiş ve baca vazifesi görüyormuş. Sonradan bacayı yana çekmişler. İki-üç odalı yapılar ve bir odası hayvanlar için.Mutfak ise konik çatıda en üstte, yiyecekler küflenmesin ve kuru kalsın diye. Evde döşemenin altı tamamen sıvalı bir sarnıç ve köşesindeki bir delikten kova ile su çekiyorsunuz.

UNESCO koruması altındaki bu evlerde artık yaşanmıyor.

YEMEK İÇİN MUTLAKA UĞRAYIN
Acıktık…. Müthiş bir yere götürüyorum sizi.

 

Kasabadan bir arkadaşımın ‘Fastfood di Pesce’ (Balık Fastfood) diye adlandırdığı ve ısrarla götürdüğü mekâna bayıldım. ‘Pescaria’yı son derece akıllı ve pratik buldum.

Çok sempatik ve girişken şef Lucio Mele ile uzun uzun sohbet ettim ve ikram ettiği nefis bir kadeh ‘Roze’ eşliğinde yediğim en lezzetli midye tavayı karton kutu içerisinden götürdüm. Pirinç ununa buluyormuş, bu sayede etrafında fazla hamur olmuyor ama banmak için tarator aradı damağım doğrusu. Tarator tarifini yollayacağım.

 Muhakkak uğrayın ama kalabalığından ürkmeyin, numara alıyorsunuz, sıra size gelir ve beklemeye değer. www.pescaria.it

8 SAATTE PİŞEN PATLICANDAN BİRŞEY ANLAMADIM

Michelin yıldızlı şef Angelo Sabatelli ile sahil kasabası ‘Monopoli’yi dolaştık ve alışveriş yaptık. 8 saatte pişen bir patlıcan yapacak bana! Kilosu 50 Euro’luk mantarları da alışveriş sepetimize ekledikten sonra, lokantasına yola koyulduk.

 

8 saatte pişen patlıcan soyulduktan sonra fritözde doğranmadan kızartılıyor. Soğuduktan sonra üzerine ağırlık konarak 1.5 santim yüksekliğe kadar hafifçe dağıtmadan birkaç saat içerisinde inceltiliyor. Uçları kesilerek dikdörtgen bir blok oluyor. 10 dakika 180 derece fırına giriyor ve sonra çektirilmiş zeytinyağı ve soya fırça ile sürülerek glaze ediliyor, tekrar fırına giriyor. Bu üç kez tekrarlanıyor.

Sonra tekrar üç kez altışar dakika soğuk ve fırın şoku yapılıyor. Tüm bu işlemler 8 saat sürüyor. Sonra burrata peynirin içi ve süsleri ile servis ediliyor. Açıkçası ben bu yıldızlı olma işini pek anlamış değilim, o beklediğim lezzeti de bulamadım veya çıta çok yüksek idi atlayamadım. www.angelosabatelliristorante.com

Türkiyedeki en güzel 10 bahçe

Türkiyedeki en güzel 10 bahçe

 ATATÜRK ARBORETUMU / İSTANBUL 

 


Hafta içi: Tam 4 TL, öğrenci 2 TL. Hafta sonu: Tam 10 TL, öğrenci 5 TL.

Bu güzelliği bilenlerin 1949’dan beri nefes almak için kaçtığı adres… Bitkilerin önünde bulunan tabelalardan türünü öğrenebiliyorsunuz. Göller, ördekler, kazlar, su kaplumbağaları ve ağaçlar…  Hâlâ gitmediyseniz çok şey kaçırıyorsunuz. 

 

 JAPON BAHÇESİ / İSTANBUL

 


Ücretsiz

2003’te Japonya’yla dostluğumuzun simgesi olarak yapıldı. Şu an tadilatta; ancak 20 Eylül’de Japon Kültür Festivali’yle yeniden hizmete girecek.

 

 HEVSEL BAHÇELERİ / DİYARBAKIR

 


Ücretsiz

700 dönümlük bahçelerin iki ay önce UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınması boşuna değil. Diyarbakır surlarıyla Dicle Nehri arasında uzanan bölgede 180’den fazla kuş türü yaşıyor.

 

 TROPİKAL KELEBEK BAHÇESİ / KONYA 

 


Tam: 7.5 TL, öğrenci 5 TL.

7 bin 600 metrekarelik araziye kurulu. 98 türde 20 bin adet tropikal bitki ve 15 türde yaklaşık 6 bin kelebek bahçede yaşıyor. Kelebek ve böcek müzesi de var. 

 

 JAPON BAHÇESİ / KIRŞEHİR – KAMAN

 


Ücretsiz

Japon arkeologların kazısında çıkan eserlerin sergilendiği Kalehöyük Müzesi ve bahçe yan yana. Japonya dışındaki en büyük Japon bahçesi.

 

 KARACA ARBORETUMU / YALOVA

 


Kişi başı: 10 TL.

1980’deTema Vakfı Onursal Başkanı Hayrettin Karaca’nın kurduğu bahçe, Türkiye’nin ilk özel arboretumuna sahip. Göller, kayalık alanlar ve minyatür bitkiler.

 

 NEZAHAT GÖKYİĞİT / İSTANBUL

 


Ücretsiz

Dünyada bir otoban kavşağına kurulmuş ilk ve tek botanik bahçesi… Buranın en büyük amacı bitkileri araştırmak ve nesli tehlikede olan bitkileri korumak. 

 

 ZEYTİNBURNU ŞİFALI BİTKİLER

BAHÇESİ / İSTANBUL

 


Ücretsiz

Türkiye’nin tek tıbbi bitkiler bahçesinde sentetik gübre ve ilaçların kullanılmadığı 700’ü aşkın tıbbi bitki mevcut. Bahçıvanlık eğitimi de veriliyor. 

 

 TBMM BAHÇESİ / ANKARA

 


Ücretsiz

Ankaralıların pek bilmediği saklı bir bahçe… TBMM’nin yüz akı olan bahçe, sanıldığının aksine halka açık ve 100’e yakın türde 22 bin civarı bitkiye sahip.

 

 DOĞAL YAŞAM PARKI / İZMİR – ÇİĞLİ

 


Tam: 3 TL, öğrenci 1 TL.

Doğayla iç içe, ailecek gidebileceğiniz bir yer. 125 türde 1500’e yakın hayvan var. Biri de şehrin maskotu fil: İzmir. 250 de bitki türü mevcut.

 

 JÜRİ
 Saffet Emre Tonguç, Gezgin ve rehber
 Aynur Tartan, TV Programcısı ve gazeteci
 Erdal İpekeşen, Gazeteci
 Murat Ermeydan, İstanbul Peyzaj Mimarları Odası Başkanı
 Faruk Pekin, FEST Travel sahibi
 Ahmet Zeki Apalı, TUREB Başkanı
 Korhan Gümüş, Mimar ve köşe yazarı
 Elif Ergün Tunçer, EvBahçe Dergisi Yayın Yönetmeni

 

Tekonoloji: yeni çıkan ürünler

Tekonoloji: yeni çıkan ürünler

akıllı telefon üreticileri için sonbahar ayları en önemli dönemlerin başında geliyor. Bunun sebebi de 1 yıllık sıkı çalışmanın ardından yeni modellerin üzerindeki örtünün kalkması. Her yıl olduğu gibi bu yılda yeni akıllı telefon modelleri birbiri ardına kullanıcılara sunuldu. Samsung, yeni modellerini rakiplerinden önce tanıtırken, tüketici elektroniği fuarı IFA’da Sony, Lenovo ve Huawei son modellerini raflara çıkardı. Apple ise iPhone 6S modellerini tanıttı. Kısaca tüm akıllı telefon üreticileri ellerindeki kartları açtı. Tüm şirketlerin hedefleri ise rakiplerine fark atmak. Samsung kavisli ekranlı ve kalemli modelleriyle tüketicilerin dikkatini çekmeye çalıştı. Sony, 4K ekran çözünürlüğünü akıllı telefonlara getirdi. Apple ise akıllı telefonların kullanımını değiştirecek bir özelliğe imza atarak, ‘3D Touch’ özelliğini duyurdu. Tüm bunların tek bir amacı var. O da pazardan biraz daha fazla pay alabilmek.

PAZARDA DURUM

2015 yılı sonu itibariyle dünyada toplam 1.3 milyar adet akıllı telefon satışı gerçekleşecek. Bu da şirketlere yaklaşık 272 milyar dolarlık gelir sağlayacak. IDC’nin 2015 yılı ikinci çeyrek rakamlarına göre Samsung, yüzde 21.4 pazar payına sahip. Hemen arkasında yüzde 13.9 ile Apple geliyor. Çinli üreticiler pazarın geri kalanına hakim durumda. Huawei yüzde 8.7, Xiaomi yüzde 5.6, Lenovo ise yüzde 4.7’lik paya sahip. Diğer markalar ise yüzde 45’lik payı aralarında bölüşüyor. Ancak bu tablonun yeni akıllı telefonların tanıtıldığı son çeyrek ile değişmesi bekleniyor. Çin’e yönelen markaların, iddialı özellikleriyle donatılan akıllı telefon modelleriyle beraber pazar paylarını arttırması beklentiler arasında yer alıyor. Türkiye’de ise yeni mobil teknolojisi 4.5G’nin 1 Nisan’da kullanıcılara sunulacak olmasıyla beraber akıllı telefon satışlarının artması bekleniyor. GfK verilerine göre 2014’te 10.4 milyon akıllı telefon satılmıştı. Bu yıl tahminler pazarın 11.4 milyon adede ulaşacağı yönünde. Başka bir deyişle Türkiye’deki akıllı telefon satışları son dönemlerdeki rekorunu kıracak.

TELEFONDA 3D DEVRİMİ

Yılın merakla beklenen akıllı telefon modellerinin başında iPhone 6S ve iPhone 6S Plus vardı. Apple’ın her yıl olduğu gibi bu yıl da eylül ayında tanıttığı iPhone 6S modellerinde rakiplerinden farklı olarak yeni bir teknoloji kullanmaya başladı. ‘3D Touch’ yani 3 boyutlu dokunuş adındaki teknoloji kullanıcıların tek dokunuşla birden çok işlem gerçekleştirebilmesini sağlıyor. Ekrana dokunma gücünü ölçen yeni iPhone modelleri, buna göre farklı fonksiyonlar gerçekleştirilmesini sağlıyor.

Örneğin, kamera uygulamasına normalden biraz daha güçlü basıldığında video veya panoramik gibi seçenekler çıkıyor ve bu seçeneklere daha hızlı ulaşılabiliyor. iPhone 6S modellerindeki yeni özellikler 3D Touch ile sınırlı değil. 12 megapiksellik kameraya sahip olan yeni modellerde 4K video çekimi ve hareketli fotoğraf gibi yeni özelliklere de sahip. Önümüzdeki haftalarda Türkiye’de de satışa çıkması beklenen iPhone 6 ve iPhone 6S modellerinin 2 bin 699 TL’lik fiyat ile raflarda yer alması bekleniyor.

GALAXY İKİ MODEL İLE GELDİ

Samsung, bu kez rakiplerinden önce davranarak iki yeni akıllı telefon modelini birden tanıttı. Daha önce kavisli ekranlı akıllı telefonlarını kullanıcılara sunan şirket, samsung galaxy s6 edge+ modelinde bu geleneği devam ettiriyor. 5.7 inçlik dev bir kavisli ekrana sahip olan Samsung Galaxy S6 edge+, elde tutulduğunda diğer akıllı telefonlara göre daha derin bir görüntü yaratıyor. Kavisli yan ekran için özel olarak geliştirilmiş uygulama özelliğini de kullanıcılara sunan şirket, böylece kullanıcıların kenarlardaki ekranlardan en sık kullandığı uygulamalara daha kolay erişmesini sağlıyor. Samsung’un diğer yeni bir akıllı telefon modeli ise Samsung Galaxy Note5 oldu.

Telefonun içine dahili olarak gelen kalemi S Pen ile beraber gelen Galaxy Note 5, kullanıcıların akıllı telefonlarını daha işlevsel bir şekilde kullanılmasını sağlıyor. Örneğin, ’Temassız Komut’ özelliği ile kullanıcılar, istedikleri anda ihtiyacı olduğu tüm S Pen araçlarına anında erişim sağlayabiliyor. Şu anda Türkiye’de satışta olan Samsung Galaxy Note5 2 bin 699 TL, Galaxy S6 edge+ ise 3 bin 99 TL’lik fiyata sahip.

EKRAN KOZU 4K OLDU

Akıllı telefon modellerinde görüntüleme teknolojilerindeki iddasını sürdüren Sony, amiral gemisi modeli Xperia Z5’te bu geleneği sürdürdü. Geçtiğimiz hafta Avrupa’nın en büyük tüketici elektroniği fuarı IFA’da Xperia Z5 ailesini tanıtan şirket, 4K ekran çözünürlüğü ile rakiplerine fark yarattı. Sony, Xperia Z5, Xperia Z5 Compact ve Xperia Z5 Premium olmak üzere üç farklı modeli kullanıcılara sundu. Bu modellerden Full HD’ye göre dört kat daha fazla çözünürlük sunan 4K teknolojisine sahip ekrana sahip olan Xperia Z5 Premium, bu alandaki ilk akıllı telefon olma özelliğini de taşıyor.

5.5 inçlik ekrana sahip olan bu modelde aynı zamanda 4k video çekme özelliği de yer alıyor. 5.2 inç ekran sahip olan Xperia Z5 ve 4.6 inç ekrana sahip olan Xperia Z5 Compact modelleri 23 megapiksellik kameraya ve 5x zoom özelliklerine sahip. Xperia Z5 ailesindeki tüm modellerin şarjı ise 2 gün dayanabiliyor. Üç Xperia Z5 modeli, sonbahar aylarında raflardaki yerini alacak.

PARMAK İZİNİ ARKADAN TANIYOR

Çinli teknoloji devi Huawei, yeni akıllı telefon modelini IFA’da tanıtan şirketler arasında yer aldı. Huawei Mate S adındaki model, 5.5 inçlik düşmeye en çok dayanıklı ekran teknolojisi olan  Corning Gorilla Glass 4’ü kullanıyor. 8 çekirdekli bir işlemci bulunduran yeni Huawei modeli, 3 GB RAM ve 64 GB’lık dahili hafıza kapasitesine sahip durumda.

Parmak izi okuma teknolojisine de sahip olan modelin bu özelliği telefonun arkasında yer alan bir sensörle çalışıyor. Yeni Huawei modelinin önümüzdeki aylarda Türkiye’de satışa çıkması bekleniyor.

TABLET KADAR BÜYÜK

Akıllı telefon pazarına hızlı bir girişi yapan Lenovo, yeni modelleriyle önümüzdeki dönem de dikkat çekeceğe benziyor. 3 yeni akıllı telefon modelini kullanıcılara sunan şirketin en farklı ürünü ise neredeyse bir tablet bilgisayar büyüklüğünde bir akıllı telefon modeli 7 inçlik ekrana sahip olan Lenovo Phab ve 6.8 inçik ekranlı Phab Plus oldu.

Kullanıcılardaki her geçen gün artan daha büyük ekran tutkusu için geliştirilen bu yeni modeller, farklı ekran çözünürlüğü ve donanım özellikleriyle sunuluyor. Lenovo’nun sunduğu diğer bir model ise Vibe S1 oldu. 5 inçlik ekrana sahip olan modelde, 3GB RAM ve 13 megapiksellik kamera bulunuyor. Her üç modelin önümüzde kasım ayında satışa çıkması bekleniyor.

Facebook’a dislike yani beğenme butonunu devreye sokuyor

Facebook’a dislike yani beğenme butonunu devreye sokuyor

Uzun süredir tartışılan “Facebook’a dislike butonu gelecek mi?” sorusuna sonunda resmi bir ağızdan cevap geldi.

Belirli aralıklarla düzenlediği “Q&A with Mark” (Mark ile Soru-Cevap) etkinliği sırasında konuyla ilgili açıklama yapan Facebook’un kurucusu ve CEO’su Mark Zuckerberg, Facebook’a “dislike” butonu geleceğini doğruladı.

Daha önce de alternatif “beğenme” eylemleri üzerinde çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Zuckerberg, bu çalışmaların sonucu olarak “dislike” butonunu kullanıcılara sunmayı planladıklarını duyurdu.

Zuckerberg, gelecek dislike butonunu “Alternatif beğenme eylemi” ibaresi olarak tanımladığına dikkat çekiyor. Yani Facebook’taki “dislike” butonunun YouTube’da olduğu gibi doğrudan beğenilmeyen içeriklerde kullanılması amacıyla değil; empati kurmak amacıyla kullanılması gerektiğini vurgulanıyor.

Örneğin bir şehit haberiyle ilgili bir gönderide anlamını yitiren “beğen” butonu, kullanıcıların duygularını ifade edebilmeleri amacıyla yerini “dislike” butonuna bırakmış olacak.

İlk olarak test sürecinde kullanıma sunulacak olan “dislike” butonu, olumlu sonuçlar alındığı takdirde herkesin kullanımına açılmış olacak.