|

Pendik: Zamanın Ötesinde Bir Yerleşim

Pendik, İstanbul’un Anadolu yakasında, tarih öncesi çağlardan bugüne uzanan derin bir tarihe sahip olan nadide bir yerleşim yeridir. Antik çağlardan başlayarak, Türk-İslam tarihine ve modern Türkiye’ye kadar uzanan köklü bir geçmişe tanıklık eder.

İsim Tarihi: Pantikapion’dan Günümüze

Pendik’in bilinen en eski adı Pantikapion olup, Roma İtinerariumlarında “Panticio, Pantecio, Panticia” olarak geçer. Bizans döneminde “Pantichium-Pantichion” (Pantiki) olarak bilinir ve bu ad “her tarafı surla çevrili” anlamına gelir. Doğu Roma döneminde “Tayni-Tini” ve “Pantikion” veya “Pentikion” olarak anılan Pendik, Latin egemenliği döneminde “Büyük Duvar” anlamına gelen “Peninda-Kot” ve “Panli-hion” adlarını almıştır.  Bu adlar, bölgenin Bizans ve Latin egemenlikleri sırasında savunma hatları olarak kullanıldığını göstermektedir. Ayrıca, bölgenin beş köy, beş burun ve beş balıkçı köyü olarak anılması, zengin ve çeşitli bir kültürel yapısına işaret etmektedir.Türkler tarafından isimde yapılan değişikliklerle bugünkü “Pendik” adını almıştır.

Tarih Öncesi Dönem: İstanbul’un Geçmişi Üzerine Bir Araştırma

Araştırmalara göre, İstanbul, insanlık tarihinin ilk dönemlerinde, Afrika’dan gelen insanların geçiş güzergahı olmuştur. Bu durum, Pendik’in de bu köklü tarihin bir parçası olduğunu gösterir.

Genel Tarih: Doğal Limandan Tarihi Merkeze

Doğal liman özelliği taşıyan bir koyda kurulan Pendik, tarih öncesi dönemlerde Marmara Denizi’ndeki değişimler sebebiyle bir süre terk edilmiş, ancak daha sonra yeniden iskan edilmiştir. Makedonyalıların Pendik’te yerleşen en eski insan topluluğu olarak kabul edilmesine rağmen, 1961’de yapılan kazılarda 3000 – 4000 yıl öncesine ait insan kalıntıları bulunmuştur.

Pendik, Friglerin kolu olan Bebrikler ve Bitinya Krallığı gibi medeniyetlere ev sahipliği yapmıştır. Roma ve Bizans dönemlerinde önemli bir yerleşim yeri olmuş, İslâm’la 668 yılında Ebu Süfyan’ın komutasındaki orduların İstanbul seferleri sırasında tanışmıştır.

Selçuklu ve Bizans Dönemi

1080-1083 yılları arasında Selçuklular tarafından fethedilen Pendik, daha sonra tekrar Bizans hakimiyetine girmiştir. 1203 -1204 yıllarında Latin hükümetinin egemenliğine geçen Pendik, 1306 yılında Osmanlı sınırına dahil olmuştur. 1329-1330 tarihlerinde gerçekleşen Pelekanon Savaşı’nda Bizanslıların ağır bir yenilgi alması sonucu Pendik uzun bir süre terk edilmiştir.

Osmanlı Dönemi ve İlçe Olma Süreci

1328 yılında Aydos Kalesi’nin Türkler tarafından fethiyle Pendik, Türk-İslam medeniyetine katılmıştır. Osmanlı döneminde önemli olaylara tanıklık eden Pendik, yangınlar ve İtfaiye Teşkilatı’nın kurulması gibi gelişmelere sahne olmuştur. Azaryan Efendi’nin Pendik’in yeniden inşası için yaptığı planlar, Türkiye’nin ilk planlı kasabasını oluşturmuştur. Yıldırım Beyazıt döneminde Osmanlı topraklarına katılan Pendik, Gebze’ye bağlı bir köy iken, daha sonra Üsküdar Mutasarrıflığına bağlı Kartal Sancağı bünyesinde nahiye olmuştur. 1987 yılında ilçe statüsü kazanarak, 1988 yılında teşkilatlanmasını tamamlayıp faaliyete geçmiştir

Pendik ve Prehistorik Çağ

1961 yılında yapılan kazılar, Pendik’te Paleolitik döneme ait eserlerin varlığını ortaya koymuştur. Kansu, bulduğu eserleri Fikirtepe kültürü ile ilişkilendirir ve bu kültürü “Marmara Kıyısı Prehistorik Kültürü” olarak adlandırır. 1961, 1981 ve 1992 yılındaki kazılar, Pendik’in geçmişinin yaklaşık 7000 yıl öncesine dayandığını gösterirken, Marmaray çalışmaları bölgenin tarihinin 8400 yıl öncesine kadar uzandığını belirtir.

Göçebelikten Yerleşik Düzene Geçiş

Neolitik Dönemde (MÖ 6600 – 5800) Pendik’te yerleşik yaşam başlamış, tarım ve hayvancılık gelişmiştir. Bu dönemdeki inanç sistemleri, ticaret ve mülkiyet ilişkilerinde önemli değişiklikler yaşanmıştır.

CUMHURİYET DÖNEMİ

1.Dünya Savaşı sonrasında işgal altına giren Pendik, Kurtuluş Savaşı sonrası bağımsızlığını kazanmıştır. 1924’teki nüfus mübadelesi ve sonraki yıllarda yaşanan göç dalgaları, Pendik’in demografik yapısını şekillendirmiştir.

Pendik, tarihi ve kültürel mirası ile İstanbul’un en zengin semtlerinden biridir. Bu miras, günümüzde modern kentsel gelişimle birleşerek, bölgenin gelecekte daha da önemli bir turizm ve yaşam merkezi olacağını göstermektedir.

Kaynakça

  1. Tarih Öncesi Dönemlerin İstanbul’u, Bizantion’dan İstanbul’a Bir Başkentin 8000 Yılı – SSM Sergi Katalogu.
  2. Marmara Bölgesi ve Trakya’da Prehistorik İskân Tarihi Bakımından Araştırmalar (1959-1962) – Belleten Cilt XXVII.
  3. Türkiye’de Yerel Yönetişimde Son Gelişmeler: Pendik’te Edinilen Deneyimler ve Çıkarılan Dersler Makalesi (Korel Göymen, Begüm Özkaynak) – Sabancı Üniversitesi.