Hem Polonya’da hem Türkiye’de muhtar
Bu yıl Türkiye- Polonya ilişkilerinin 600. yılı… 142 yıl önce gelerek burada kalan ve Polonezköy’e yerleşen 14 adamdan süre gelen nesil halen bu köyde yaşamına devam ediyor. Kuşaklar değişiyor, halkalar giderek çoğalıyor. Birlikte yaşama pratiği açısından örnek olan Polonezköy’de bu halkalar sımsıkı birbirine geçmiş durumda. Frederik Novvicki, 525 nüfuslu köyün, 30 Mart seçimlerinde yüzde 51 oyla seçilmiş yeni muhtarı ve tabi bu halkanın en güçlülerinden. Romanlara konu olacak bir hayatı var. 1841’de asker olarak Polonya’dan gelen büyük büyük dedesinin beşinci kuşak torunu o. İlk olarak 1988 yılında muhtar seçilen Novvicki, arada 3 dönem boşluk vermiş. Doğduğundan bu yana Polonezköy’de yaşamış Şimdi 65 yaşında olan Novvicki, sadece ikametgâh veren sıradan bir muhtar değil. Onun kendine koyduğu hedefleri, çok sevdiği bir köyü ve mesleği var. E tabi çok büyük bir de arzusu. O da bir gün milletvekili olmak. Bunun nedenini de şu sözlerle açıklıyor: ‘Arzum TBMM’de milletvekili olmak çünkü ben hizmeti seviyorum. Benim siyasi görüşüm insana hizmet.’
CAMİ YAPTIRAN GAYRİMÜSLİM MUHTAR
Hakikaten de öyle. Novvicki, 1988’de muhtarlığa başlar, 3 dönemde kültür evini, muhtarlık binasını yapar, okul lojmanını büyütür, jandarma karakolunun inşasını sağlar. Sürekli olarak imara yönelmesini ise şöyle açıklar: ‘Belediyelerin, muhtarların çalıştıklarını imarlardan görürsünüz.’ Muhtarın icraatları bununla da bitmiyor. Sülün, geyik üretim çiftliği açar. Bunun yanı sıra 1994 yılında camisi olmayan Polonezköy’e, tüm masraflarını karşılayarak bir cami yaptırır gayrimüslim muhtar. Bu ilk başta halkı şaşırtır ama Novvicki’nin dine olan saygısı kısa sürede herkes tarafından takdirle karşılanır. Novvicki, bir gayrimüslim olarak Polonezköy’de muhtarlık yapmanın hiç de zor olmadığının altını ısrarla çiziyor: ‘Buradaki halk bir sürü Müslüman aday varken bir tane gayrimüslimi mi seçeceğiz demiyor, beni seviyorlar. 1994’te burada cami yoktu. Erzurumlu bir kalfayla başladık. İlk başta ona cami yaptığımızı söylemedim sonra da ‘Ağzından bir kelime kaçırırsan sana bir kuruş vermem’ dedim. Çünkü bitmeden kimsenin duymasını istemiyordum. Camiyi bitirdik, bir gün müftü geldi tebrik için. Köy kanununda muhtara cami yap denmez. Ama ben duramam ki. Camisi olmayan köy mü olur? Benimki ikametgâh vermekten öte bir muhtarlık. Bayram namazına gider saf dururum. Şimdi camimiz doluyor daha büyüğünü yapmak istiyoruz.’
BİRBİRİMİZE SAYGIMIZ, SEVGİMİZ VAR
İnanç özgürlüğü konusunda da birçok sınırı aşmış durumda sıra dışı muhtar. ‘İnsanların ibadetlerine karışılmasını sevmem, herkes özgürce inansın isterim. Cami ve kilise karşı karşıya. Gayrimüslimlerden biri ölünce tabutu kiliseden mezarlığa taşıyacak adam yok. Allah razı olsun buradaki Müslüman kardeşlerimiz geliyorlar, son görevlerini yerine getiriyorlar. İnsanların namazına inancına saygı duyarsanız o da gelir sizin cenazenizi kiliseden mezarlığa taşır. Saygı karşılıklıdır.’ Frederik Muhtar’ın hayat hikâyesi uzun. Geçen ömre ve yaşadığı köye dair en güzel özeti ise yine kendi yapıyor: ‘Camimiz var kilisemiz var. Birbirimize saygımız var, sevgimiz var.’
POLONYA’NIN HAKKARİSİ’NDE DE MUHTAR
Hikâye burada bitmiyor. Hatta yeni başlıyor bile diyebiliriz. Bu kez rotamız Polonya. Atalarının topraklarına ilk olarak 5 Aralık 1984’te giden Novvicki, daha sonra bu ziyaretleri sıklaştırır. Onun tabiriyle ‘Polonya’nın Hakkâri’sinden bir ev alır. Yazları eşiyle oraya gitmeye başlarlar. Oğlu orada bir futbol kulübünde oynar, kapı komşularının kızıyla evlenir. Böylece Novvicki ailesi için Polonya, artık hayatlarının tam ortasındadır. İş bununla da kalmıyor. Wydminy şehrinin 5. büyük köyü Sucholaski’ye muhtar olur bu kez Novvicki. Adı da ‘Türk muhtar’a çıkar. Frederik Muhtar, 4 yıldır da Polonya’da da muhtar olma sürecini şu cümlelerle özetliyor: ‘Sucholaski köyüyle bağlarım kuvvetlenince seçim olacaktı ‘Sen orada yıllardır muhtarlık yaptın gel burada da yap’ dediler. Seçime 6 gün kala aday gösterdiler, toplamda 3 adaydık. Yüzde 52 oy aldım. Onlar yabancısın, Türk’sün demediler. Kendi adamlarını değil de beni seçtiler. İnsanlar yapılan işe güveniyor. 2 ay sonra sürem doluyor, yine gel dediler. Ben gelmeyeceğim dedim ama onlar ‘Sen gelsen de gelmesen de burada seni sandıktan muhtar olarak çıkaracağız’ diye iddialaştılar.’
ORADAKİLER HİZMETE HASRET
Polonya’da da muhtarlığı bürokratik bir iş olarak görmüyor Novvicki. Burada Polonya’yı tanıtırken, orada da Türkiye’yi tanıtıyor. Türk günleri düzenliyor. Arabasına lokumu, kadayıfı, baklavayı, Türk kahvesini yüklüyor Avrupa’nın meşhur festivallerinde stand açıyor. İstanbul’dan turizmle ilgili broşürler topluyor onları Polonyalılara ulaştırıyor. Muhtar ‘Hakikaten Türkiye’yi tanımıyorlar. Yemeklerini bile öğrettim. Bahçeme kabak ekip onlara mücver yapıyorum. Profesör oldum bu konuda. Sandık sandık dağıtıyorum. Sigara börekleri sarıp götürüyorum. Eşim, çocuklar, köylüler de çok yardım ediyor bana’ diye de belirtiyor. Peki, muhtarlık nerede daha kolay? Cevap şöyle: ‘Kıyaslamak uzun sürer ama buradakiler doymuş ama oradakiler hasretler hizmete. O yüzden yaptığınız işin geri dönüşü de tatmin edici oluyor.’
Biz azınlık değiliz
Polonya’dan 142 yıl önce gelen Polaklar, Polonezköy’de yaşıyorlar. Burada onlara ait bir kilise ve mezarlık da bulunuyor. 1938 yılına kadar hemen kilisenin yanı başında bulunan okulda Polonyaca dersleri de verilmiş. Frederik muhtar, bu derse yetişemeyen isimlerden. O kendini Türk olarak görüyor, her fırsatta Polonyalılardan bahsederken ‘onlar’ diyor. ‘Biz buralıyız, kesinlikle azınlık değiliz. Devlet de bizi azınlıktan saymıyor’ diyen Novvicki sözlerine şöyle devam ediyor: ‘4 erkek kardeşiz, dördümüz de burada askerlik yaptık. Altıncı nesil oğlum da askerliğini Elazığ’da yaptı. Burada vergi veriyor, burada askere gidiyoruz. Burada bir yabancılığımız yok. Yerimiz burası. Tabi, Polonyalı mı Türkiyeli misiniz deseniz Beşiktaş’ın olduğu yerliyim derim, Çarşılıyım. Beşiktaş’ın hiçbir maçını kaçırmam. Fanatiğim.’
Mahalle statüsü yaramadı
Bilindiği gibi son yerel seçimlerden sonra büyükşehir belediye yasasıyla köyler mahalle statüsüne döndü. Muhtarlığın gelirleri de ilçe belediyesine intikal etti. Projeleri askıda kalan muhtar biraz dertli: ‘Mahalle statüsüne düşünce yapım gücümüz sıfıra düştü. Devamlı toplanıp ne yapacağız diyoruz, bir türlü işin içerisinden çıkamıyoruz. Şeriatın kestiği parmak acımaz ama ufak tefek sıkıntılar var. Buranın düzeni ne olacak? Köy bütçemiz, kararımız yok. Polonya’da yetkimiz var, bütçe sıkıntımız yok. Orası daha iyi ama bizim de yerimiz burası. Benim burada yapacağım daha çok proje var. Önümüz açılmalı.’
Kaynak: http://www.yenisafak.com.tr/pazar/hem-polonyada-hem-turkiyede-muhtar-691802