|

Concorde Yanılgısı ve İlişkiler

Concorde Yanılgısı (Concorde Fallacy), bir projeye veya duruma çok fazla kaynak (zaman, para, emek vb.) yatırıldıktan sonra, bu yatırımın geri dönüşü olmayacağı halde, daha fazla kaynak harcamaya devam etme eğilimini ifade eder. Bu terim, özellikle ekonomi ve iş dünyasında sıkça kullanılır. Adını, İngiltere ve Fransa hükümetlerinin, Concorde süpersonik yolcu uçağı projesine devam etme kararından alır. Bu karar, projenin ekonomik olarak mantıksız olduğu açık olmasına rağmen alınmıştır. Bu yanılgı, “kayıpları kurtarma” düşüncesiyle ilişkilidir ve genellikle mantıklı karar verme sürecini olumsuz yönde etkiler, çünkü insanlar daha önce yapılan yatırımlara dayanarak karar verirler ve bu yatırımların sonuçlarına bakmaksızın yoluna devam etme eğiliminde olurlar.

Concorde Yanılgısının temelinde, daha önce yapılan yatırımların geri dönmeyeceği (sunk cost) gerçeğini göz ardı etme eğilimi yatar.

İnsanlar genellikle, daha önce yaptıkları yatırımları kurtarmak için, mantıksız ya da zararlı olabilecek kararlar alabilirler.

Concorde Yanılgısının kökeni, genellikle iki ana psikolojik faktöre dayanır:

  1. Onay Yanlılığı: Kişiler, daha önce aldıkları kararları doğrulayacak bilgi ve sonuçları tercih eder ve karşıt kanıtları görmezden gelme eğilimindedirler.
  2. Yatırım Etkisi: Zaman, para veya emek yatırımı yapılan bir şeye daha fazla değer verme ve bu yatırımın boşa gitmemesi için ek kaynaklar harcama eğilimi.

Bu durum, sadece ekonomik kararlarla sınırlı olmayıp, kişisel ilişkiler, kariyer seçimleri ve hatta hobi gibi çeşitli alanlarda da gözlemlenebilir.

Concorde Yanılgısı, ilişkilere uyarlandığında, bir kişinin ilişkiye zaman, duygusal enerji veya hatta maddi kaynaklar yatırdığı için, ilişkinin sağlıklı olup olmadığına bakmaksızın onu sürdürme eğilimini ifade eder. Bu durumda, birey genellikle ilişkinin geçmişte yaptığı yatırımlara odaklanır ve bunları “boşa gitmemesi” için ilişkiye devam etmeye karar verir. Bu, ilişkinin mevcut durumunun sağlıklı olup olmadığını objektif bir şekilde değerlendirmeyi zorlaştırabilir. Örneğin, bir kişi mutsuz bir ilişkide kalabilir, çünkü bu ilişkiye çok zaman ve emek harcadığını ve bu yatırımların “boşa gitmesini” istemeyebilir. Bu durum, uzun vadede kişisel mutluluk ve tatmin açısından olumsuz sonuçlar doğurabilir.

Sunk cost” (batık maliyet), bir projeye veya girişime zaten harcanmış ve geri alınamayacak olan maliyeti ifade eder. Bu terim, genellikle ekonomi, işletme ve finans alanlarında kullanılır. Sunk cost, bir karar verme sürecinde rasyonel olarak dikkate alınmaması gereken maliyettir, çünkü bu maliyet ne şekilde karar verilirse verilsin geri döndürülemez ve değiştirilemez.

Örneğin, bir şirket yeni bir ürün geliştirmek için araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) üzerine büyük bir yatırım yapmış olsun. Eğer bir süre sonra bu ürünün pazarda başarılı olmayacağı anlaşılırsa, şirketin karar verme sürecinde bu Ar-Ge için harcanan para bir sunk cost olarak kabul edilir. Bu aşamada önemli olan, şirketin gelecekteki potansiyel gelir ve giderleri temel alarak karar vermesidir, zira geçmişte yapılan harcamalar geri alınamaz.

Sunk cost kavramının önemi, özellikle “sunk cost fallacy” (batık maliyet yanılgısı) ile ilişkilidir. Bu yanılgı, insanların daha önce yaptıkları yatırımları “kurtarmak” adına, mantıksız veya zararlı olabilecek kararlar almaları eğilimidir. Rasyonel karar verme sürecinde, sunk costlar göz ardı edilmeli ve mevcut ve gelecekteki maliyetler ve faydalar dikkate alınmalıdır.