Eti sağlıklı tüketme yolları

Sakatatı kısıtlı yiyin

100 gram sakatat 100-200 kcal arasında değişiyor ki bu enerji miktarı orta yağlı bir dana etinden daha az. Sakatatların protein miktarları kırmızı ete benziyor, içerdikleri yağ miktarı da etten daha az oluyor. Ancak kolesterol içeriği açısından bakıldığında 100 gr karaciğer ve böbrek günlük kolesterol ihtiyacının tümünü, beyin ise 6 katını içeriyor. Bu nedenle kalp damar hastalıkları açısından riskli grupta yer almasanız ve kolesterolünüz yüksek olmasa bile sakatat tüketimini abartmayın.

Oda sıcaklığında değil buzdolabında çözdürün
Taze eti buzdolabında en fazla 1 gün saklayın. Uzun süre saklayacaksanız, yiyeceğiniz miktarlarda ayırıp, geri kalanını derin dondurucuda 2-3 ay saklayabilirsiniz. Dondurduktan sonra kullanacağınız etleri oda sıcaklığında değil, buzdolabının alt kısmında bekleterek çözdürün. Bu çözdürmüş olduğunuz etleri de hemen kullanın ve asla tekrar dondurmayın. Çünkü uygun ortamlarda bekletilmeyen ve çözdürülüp tekrar dondurulan etlerde bakterilerin sayısı artıyor. Bu şekilde kullanılan etler de besin zehirlenmelerine yol açıyor. Ayrıca çiğ ve pişmiş etleri hazırlarken yararlandığınız tahta ve bıçak gibi malzemeleri başka besinlerde kullanmayın.
Mangaldan 15 cm uzak durun

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu uyarıyor,”Ateşte kızartılan, aşırı pişirilip yanma derecesine getirilen kömürleşmiş kırmızı et parçaları kalın bağırsak kanserini arttıyor.”


Eti eğer mangalda pişirecekseniz, ateşin kor haline gelmiş olmasına çok dikkat edin. Kömürün yanmasıyla açığa çıkan kanserojen maddelerin ete yapışmasına engel olmak için etleri ateşten 15 santim uzaklıkta tutarak pişirin.

İki adet maşa bulundurun,biri çiğ biri pişmiş et için olsun. Ayrıca ateşe yakın pişirilen etlerin yağlarının yanması ile de kanserojen maddeler oluşuyor. Etleri ateşten uzak pişirerek bu riski de engellemiş olursunuz.
Hızlı değil, hafif veya orta sıcaklıkta pişirin
Hangi pişirme yöntemi olursa olsun, etleri hızlı değil, hafif veya orta sıcaklıkta uzunca süre pişirin. Çünkü hızlı pişirilen ette protein ve B vitamin kaybı oluşuyor. Aklınızda bulunsun, etler için en az besin kaybını sağlayan pişirme yöntemi fırında sulu pişirmektir. Prof.Dr. Osman Müftüoğlu eti geleneksel tencere yemeğinde olduğu gibi düşük ısıda uzun süre haşlayarak pişirmeyi öneriyor.Fırında hazırlanan güveçler ve buharda pişmiş etler daha sağlıklı sayılıyor.
Yemekten 2 saat sonra sıvı tüketiminizi arttırın
Etin sindirimi ile açığa çıkan artık maddelerin vücuttan uzaklaştırılması için bolca su içmeye dikkat edin. Ancak hazımsızlığa neden olmaması için yemek sırasında sıvı tüketmekten kaçının. Yemekten 2 saat sonra ise sıvı tüketiminizi mutlaka arttırın.

 

Sindirimi kolaylaştıracak en güzel içecekler su, soda, bitki çayları gibi sindirimi yavaşlatmayan içeceklerdir. Günde 1,5-2,5 litre civarında sıvı tüketmeye özen gösterin. Eğer et tüketiminiz fazla ise bunu 0,5 litre artırın.
Günlük et miktarı 50-100 gramı geçmesin

Et tüketim miktarını yaş, kilo, cinsiyet ve kalp damar hastalıkları gibi bazı hastalıklar belirliyor. Etlerin içerdikleri en yoğun besin öğesi olan protein, beslenmenizde ihtiyacınıza göre yer almalı. Genel olarak yetişkin, sağlıklı ve yaklaşık 70 kilo ağırlığında olan bir kişi için günlük tüketilebilecek et miktarının 50-100 gram arasında tutulması, genel sağlığın sağlanması için yeterli oluyor.


Daha fazla alınan protein ise enerjiye çevrilirken açığa çıkan üre böbreklerin yükünü arttırıyor. Bu da yeteri kadar sıvı alınmazsa vücudun susuz kalmasına neden oluyor. Ayrıca etler protein içerdikleri gibi hayvansal kaynaklı yağlardan da zenginler. Bu nedenle de eti fazla tüketmek yağ alımını da çok fazla arttırabiliyor.
Yemeğe çorba ile başlayın
Etlerin yapısında posa bulunmaz. Dolayısıyla sebze ve meyve gibi posa miktarı çok yüksek olan besinler hacimleri çok fazla olduğu için bir öğünde çok fazla tüketilemezken, etler ise çok rahat fazla miktarda yenebiliyor. Bunu önlemek için yemeğe mutlaka çorba ile başlayın, etin yanına da sebze ya da salata ekleyin. Bu sayede et tükettiğiniz öğünde de yeterli posa almış olursunuz. 

Ekmek ve sebze grubu sofranızda mutlaka olsun
Her zaman olduğu gibi, sofranızda etin yanı sıra ekmek (çorba, pilav,makarna, ekmek) ve sebze grubundan (salata veya pişmiş sebze) besinler yer almalı. Bu hem sindirimin kolaylaşması, hem eti fazla tüketmemek, hem de besin öğelerinin biyo yararlılığı açısından çok önemli. 
Etin yanında çiğ sebze yemeği unutmayın
Hazımsızlığı arttıran en önemli beslenme hatası ise yağ oranı yüksek olan besini fazla miktarda tüketmek oluyor. Zaten sindirimi yavaş olan yağlar bir de alınması gereken miktarlarının çok üzerinde tüketilince sindirim rahatsızlıklarına neden oluyor. Bu rahatsızlıklara engel olacak en önemli destek ise yine sebzeler. Çiğ sebzelerle beraber tüketilen etlerin sindirimi hem sebzenin yapısında bulunan posa hem de C vitamini sayesinde daha kolay oluyor. 
Salatanız yeşil olsun


Kırmızı et demirden çok zengin bir besin. Et ile beraber C vitamininden zengin olan salata tüketmeniz etteki demirin vücut tarafından daha fazlasının kullanılmasını sağlıyor. Bu nedenle salatanızın bol sebze ve yeşilliklerden oluşmasına özen gösterin. Demir, kansızlığın önlenmesinde çok önemli bir mineral. Ve kansızlık ülkemizde özellikle kadınlarda çok sık görülüyor.